30 Ocak 2011 Pazar

Kanser tedavisi sonrası neler yapabiliriz

Kanser tedavisi sonrası neler yapabiliriz

Ülkemizde kanser tanısı konan hastaların tanıdan sonra 5 yıldan fazla yaşayanların oranı tam bilinmemektedir. Bu oran ABD’ de hastaların 2/3’ üne denk gelmekte olup umut vericidir. Ülkemizde bu oranın maalesef tanının daha geç konmasına bağlı düşük olmasını bekliyoruz.

Son yıllarda kanserin tedavisi kadar, tedaviden sonra yaşam tarzındaki bazı değişikliklerin önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Kanserin nüks etme riskinin azaltılması ve yaşam süresinin uzatılması için düzenli egzersiz yapılarak yorgunluk, kabızlık, iştahsızlık ve aşırı kilo kaybının azaltılması, yeterli besin alamayanlarda çeşitli mineral ve vitamin preparatlarının günlük ihtiyacın tamamına eşdeğer olarak destekleyici olarak kullanılması önerilmektedir. Fakat yüksek miktarda antioksidan veya folik asit içeren ürünlerin kanser tedavisi esnasında kullanılmasının sakıncalı olabileceği unutulmamalıdır. Vejetaryen diyetin kanserin nüksetme riskini azaltmamakla birlikte sağlık açısından daha yararlıdır. Vejetaryen diyetle beslenenlerin de gerekli besinleri almaya dikkat etmeleri (B12 vitamini gibi) gereklidir.

Düşük miktarda alkol alınmasının (kırmızı şarap 1-2 kadeh/gün) kalp ve damar sistemi üzerine olumlu etkileri olmakla birlikte uzun vadede yeni kanser görülme riskini arttırdığı unutulmamalıdır. Bulantı ve kusma tedavisinde tıbbi tedavinin besinsel tedaviye göre veya egzersize göre daha başarılı olduğu gösterilmiştir.

• Kanser tedavisi esnasında kilo değişiklikleri, mekanik zorluklar, kanser yakınmaları ve kanser tedavisinin zararlı yan etkilerine göre beslenme programı değiştirilebilir.

• Tedavisi biten ve düzelme periyoduna giren hastalarda yaşam süresinin uzatılması, yaşam kalitesinin arttırılması, ikinci kanserlerin önlenmesi ve eşlik edebilecek diğer sağlık sorunlarının an aza indirgenmesi (örn: şeker hastalığı, kemik erimesi ve kalp- damar hastalığı riski) için düzenli egzersiz ve beslenme stratejileri uygulanmalıdır.

• Şişmanlığın meme kanseri ve kalınbarsak kanseri riskini arttırdığı için vücut ağırlığının kontrolü önem kazanmaktadır.

• Beslenme önerileri:

- Diyetle alınan yağ kaynakları olarak omega-3 içerenler tercih edilmelidir (örn; balık ve ceviz).

- Protein kaynağı olarak düşük miktarda doymuş yağ içeren gıdalar tüketilmelidir (balık, yağsız kümes hayvanları, yumurta, yağsız kırmızı et, yağsız süt ürünleri, fındık ve ceviz gibi sert kabuklu yemişler, çekirdek, bakliyatgiller).

- Karbonhidrat kaynağı olarak tam hububat ürünleri, sebze, meyve ve bakliyat gibi lifli gıdalar, temel besinler ve fitokimyasallardan zengin besinler alınmalıdır.

- Her gün beş porsiyon meyve ve sebze tüketilmelidir.

• Alkol tüketilmesinin kalp hastalığı riskini azaltmak gibi yararlı yönleri olmakla birlikte ikinci kanser görülme riskini arttırma gibi zararları olması nedeni ile dikkat edilmelidir. Alkol tüketimi devam edecekse günde 1-2 kadehi geçmemek kaydıyla kırmızı şarap tercih edilebilir.

• Kanser tedavisi sonrası insanların aktif egzersiz yapmaları ve hareketsiz bir hayattan uzak kalmaları gereklidir. Egzersiz planlaması kişiye göre yapılmalı ve bu konuda Egzersiz Uzmanlarından yardım alınmalıdır.

• Kanserin alternatif tedavisinde kullanılan hiç bir tedavi yaklaşımının mutlak etkinliği kanıtlanamamıştır ve kullanılması tartışmalıdır. Bu nedenle kanserin bilimsel tedavisi yerine alternatif tedavi olarak kullanılmamalıdır. Günümüzde keten tohumu, sarımsak ve çayın kanserden korunmada etkinliği ile zencefilin bulantı ve kumaya karşı etkinliği ile ilişkili çalışmalar yapılmaktadır.

• Kanser tedavisi tamamlandıktan sonra hastalık bölgesine göre öneriler:

- Meme kanseri: şişmanlıktan kaçınılmalıdır. Doymuş yağları düşük miktarda içeren, meyve, sebze, orta derecede soya ürünleri (hormon tedavisi alanlarda sakıncalı olabileceği için düzenli olarak tüketilmemelidir) ile az veya hiç alkol içermeyen besinlerin tüketilmesi yararlıdır.

- Kalınbarsak kanseri: şişmanlıktan kaçınılmalı ve özellikle kırmızı et ile hayvansal yağ tüketilmesinden kaçınılmalıdır. Kalsiyum, D vitamini ve folik asitten zengin beslenme önerilmektedir. Fakat uygulanan cerrahi veya tıkanma gibi bozukluklara bağlı olarak uygun beslenme stratejileri geliştirilmelidir.

- Akciğer kanseri: çoklu vitamin ve mineral içeren ürünler kullanılabilir. Kalorisi yüksek az miktarda ve sık öğünler tüketilerek yutkunmaya yardımcı olunabilir.

- Prostat kanseri: kalp-damar hastalığı riskini azaltmak için uygun diyet ve egzersiz yapılmalıdır. Soya, keten tohumu, E vitamini, selenyum ve likopen gibi besinsel faktörlerin prostat kanseri üzerine etkisi araştırılmaktadır.

- Yemek borusu kanseri: yemek borusunun alt bölümündeki büzgen kasların basıncını arttırarak mide içeriğinin yemek borusuna kaçışını azaltan düşük yağ, yüksek karbonhidrat ve protein içeren gıdalar tüketilmelidir. Çikolata, yağ, alkol, nane, sarımsak ve soğan gibi yemek borusunun alt kısmındaki büzgen kasların basıncını azaltan ve mide içeriğinin yemek borusuna kaçışını kolaylaştıran gıdalardan kaçınılmalıdır.

- Mide kanseri: beslenme yaklaşımları değişime uğrayan veya cerrahi girişim ile çıkarılan midenin bölümüne bağlı olarak değişmektedir.

- Baş ve boyun kanserleri: ağız kuruluğu gibi yakınmaları azaltmada ve iştahı düzeltmede şekersiz sakız, naneli ürünler, gargara ve jeller kullanılabilir. Sıvı, püre ve meyve suyu tüketim için tercih edilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...