30 Nisan 2011 Cumartesi

Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-4

Memurlarında hak ve borçları değişiyor

Torba Yasa ile devlet memurlarının hak ve borçlarında da olumlu ve olumsuz değişiklikler yapılmaktadır. Biz de sizlere bunları OLUMLU ve OLUMSUZ olarak başlıklandırdık.


OLUMSUZLAR

--Kurumlar arası sürgün

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ek 8 inci maddesi değiştirilmiş ve memurlara kurumlar arasında geçiş yaptırılabilecekler ve memurun muvafakati de aranacak ama amir “kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle” diyerek memurun izni olmasa da geçici görevlendirilecek.

Yeni düzenleme gereğince;

“Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aşağıda belirtilen şartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir:

a) Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, memurun
görevlendirileceği kurumda göreve ilişkin 4 üncü ve daha yukarı bir dereceden boş bir kadronun
bulunması şarttır.

b)Geçici süreli görevlendirilen memurlar, geçici süreli olarak görevlendirildikleri kurumların
mevzuatına uymakla yükümlüdür.

c)Geçici süreli olarak görevlendirilen memurlar, yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri
hariç olmak üzere, aylıkları ile diğer malî ve sosyal haklarını kurumlarından alır. Bu memurların
kadroları ile ilişkileri, kendi sınıf ve derecelerindeki terfi ve emeklilik hakları devam eder.

d)Geçici süreli görevlendirme süresi bir yılda altı ayı geçemez. Yurtdışında görevlendirilen
güvenlik görevlileri için geçici görevlendirme süresi en çok iki yıldır; gerekli görülmesi hâlinde bu
süre bir katına kadar uzatılabilir.

e)Geçici süreli görevlendirmenin, memurların göreviyle ilgili olması şarttır.

f)Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır.

Birinci fıkrada belirtilen hâller dışında memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilir."



-Özel sektörden ve belediyelerden amir transferi başlıyor

Kamuda üst düzey memuriyetlere atanabilmek için daha önce özel sektörde geçen sürelerin sadece altı yılı geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alınırken aşağıdaki metinden de görüleceği üzere bazı makamlar için tamamı dikkate alınacak ve 6 yıllık üst sınırda kaldırılmış durumdadır. Ayrıca, belediye başkanlığı ve belediye ve il genel meclisinde geçen sürelerde artık amir olmak için gereken süreden sayılacaktır.

657 sayılı Kanun’un 68 inci maddesinin değiştirilen yeni hali aşağıdaki gibidir.

"Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;

a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,

b)1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300'den az olanlar için en az 10 yıl,

c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,

hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır. Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir. Bu sürelerin hesabında; 8/6/1984 tarihli ve 217 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamına dâhil kurumlarda fiilen çalışılan süreler ile Yasama Organı Üyeliğinde, belediye başkanlığında, belediye ve il genel meclisi üyeliğinde, kanunlarla kurulan fonlarda, muvazzaf askerlikte, okul devresi dâhil yedek subaylıkta ve uluslararası kuruluşlarda geçen sürelerin tamamı ile yükseköğrenim gördükten sonra özel kurumlarda veya serbest olarak çalıştıkları sürenin; Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve müsteşar yardımcıları ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve başkan kadrolarına atanacaklar için tamamı, diğer kadrolara atanacaklar için altı yılı geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alınır."



-Onay şartı da kaldırılıyor

Yine Torba Kanun ile 657/68’e aşağıdaki ( C) bendi ilave edilmiştir. Bu değişiklik ile artık dışarıdan atanan amirler için alınacak aylıklar da onay da gerekmeyecek.



"C) Derece yükselmesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Müşterek kararla atanmış olanların derece yükselmeleri, ilgili bakanın veya yetkili kıldığı makamın onayı ile yapılır. Üst derece kadroya atanmış olup da kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık dereceleri daha aşağıda bulunanların (45 inci maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan atamalar hariç), kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık derecelerinin yükseltilmeleri için, bu hâlin devamı süresince yukarıda belirtilen onay aranmaz."



-Beğenilmeyen memurların kadrosu kaldırılabilecek

Özellikle müfettiş ve uzman gibi kadrolarda çalışanların korkması gereken bir madde de 657 sayılı Kanun’un 91 inci maddesinde yapılmıştır. Gerekçe gösterilmeden bazı memurların kadrosu kaldırılacak. Bundan da en çok müfettişler etkilenecek.

Yapılan değişiklik ile, “Kadrosu kaldırılan memurlar, en geç altı ay içinde kendi kurumlarında niteliklerine uygun bir kadroya atanırlar. Bu memurlar, kurumlarında atama imkânı bulunmaması hâlinde aynı süre içinde başka bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bunlar, atama işlemi yapılıncaya kadar kurumlarında niteliklerine uygun işlerde çalıştırılır ve yeni bir kadroya atanıncaya kadar eski kadrolarına ait malî haklardan ve sosyal yardımlardan yararlanmaya devam ederler…” denilmiştir.





OLUMLULAR



-8 yıl uslu duran memura bir kademe

Yapılan değişiklik ile ,”Son sekiz yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanır.”



--Eğitim amaçlı aylıksız izin süresi arttırılıyor

Yapılan değişiklik ile memurlardan; Yabancı memleketlerin resmî kurumları veya uluslararası kuruluşlarda kurumlarının muvafakati ile görev alacak olanlarına, ilgili Bakanın onayı ile (her üç yılda bir Bakan onayı yenilenmek kaydıyla) memuriyeti süresince yabancı memleketlerin resmî kurumlarında on yıla, uluslararası kuruluşlarda yirmibir yıla kadar aylıksız izin verilebilecek.



-Özürlüler için değişik mesai

Torba Kanun ile özürlü kadrosundaki memurlar için olumlu bir değişiklik de yapılmıştır. Buna göre; özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilecektir.



-Hamile memurlara gece yasağı

Torba Kanun ile hamile memurlara da bir takım çalışma kolaylıkları da getirilmiştir. Buna göre; kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her hâlde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek.



-Doğum sonrası aylıksız izin artıyor

Torba Kanun ile normal şartlarda hamile kalan memurlara doğum öncesi 8 ve sonrasında 8 hafta aylıklı izin verilmektedir. Yeni bir uygulama olarak erken doğum yapan kadınların kullanamadığı doğum öncesi izinleri doğum sonrasına ilave edilecektir. Ayrıca, doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilecektir. Bu da olumlu bir düzenlemedir.

Ayrıca, memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine on gün babalık izni; kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verilecektir.

-Süt izni de arttırılmıştır. Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde birbuçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda kadın memurun tercihi esas alınacaktır.

-Doğum sonrası aylıksız izin 24 aya çıkıyor-

Doğum yapan memura, verilen 8’er haftalık doğum izinleri sonrasında analık izni süresinin
bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya
kadar aylıksız izin verilebilecek.

-Evlatlık için de izin geldi- Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilecekler.



-İsteyene aylıksız izin de değişti

Daha önce 10 yılı tamamlamış memurlara verilen 6 aylık ücretsiz de değişikliğe uğradı. Yeni uygulama gereğince;

Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve
isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar
aylıksız izin verilebilecek.

Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-3

Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-3

Milyonlarca stajyer işçimiz yola çıkıyor

Torba Kanun’da yapılan ufacık bir değişiklik ile 5510 sayılı Kanun’un çıraklık ve stajyerlik ile ilgili hükmündeki “zorunlu” kelimesi çıkarılarak, tüm işverenlere işyerlerine çırak ve stajyer çalışan işe alma hakkı getiriliyor. Yaş sınırı, süre sınırı olmaksızın işe girecek olanları stajyer olarak işe alıp, sosyal haklardan mahrum, işgüvencesiz, emeklilik hakkı vermeden çalıştırmak hakkı geliyor. Ancak, EŞEĞİ VE SEMERİ KAYBETTİRİLEN ÇALIŞANLAR da üzülmesin diye eşek değil ama semer geri verilerek çırak ve stajyerler de artık kendi üzerlerinden sağlık yardımı alabilecekler…


-İşçileri SGK’ya stajyer bildirin hükmü geliyor
Torba Kanun ile stajyer ve çırak çalıştırma yükümlülüğü olan işyerlerinin kapsamı değiştiriliyor. Artık 10 veya daha çok değil 5 veya daha çok işçi çalıştıran işyerleri de işyerlerinde çırak ve stajyer çalıştırabilecek.

Ayrıca, Torba Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin (e) bendinde yer alan “zorunlu” ibareleri madde metninden çıkartılmaktadır. Yani, sadece okullarında okudukları teorik eğitimi, pratik yapmak zorunlu görevi olan öğrenciler ve çıraklar değil, isteyen herkes çırak veya stajyer olarak işletmelerce çalıştırılabilecek.
Halen geçerli olan maddedeki zorunlu staj cümlesindeki “zorunlu” kelimesi kaldırılmakta ve işverenlerin işe alacakları işçileri stajyer ve çırak adı altında yıllarca çalıştırmalarına yol açılmaktadır.

İşe girecek gençleri artık işverenler işçi değil de yıllarca stajyer adı altında çalıştırabileceklerdir.
İşsizliğin had safhada olduğu ülkemizde işe girebilmek amacıyla işçi değil de stajyer adı altında işe girmeyi kabul edebileceklerdir.
Zira, stajyerliğin kısıtları ve süresi de belirlenmemiştir. 50 yaşındaki kişiyi de 20 yaşındaki kişiye de stajyer adı altında çalıştırma hakkı işverene verildiği gibi süresi de konmamış olup yıllarca işçiyi stajyer diyebileceklerdir.

İşçi  değil de stajyer olarak bildirilen sürelerde çalışanın, yıllık izin, ihbar ve kıdem tazminatı gibi İş Kanunlarından doğan hakkı olmayacağı gibi stajyerler için SGK’ya emeklilik primi de ödenmeyeceğinden yıllarca stajyer olarak çalışan işçi ilerde emekli de olamayacaktır.

İş güvencesiz, sosyal haklardan mahrum çalışan çalışanlarımız olacak. İşverenlerimiz için dikensiz gül bahçeleri yaratılacaktır.



***Stajyerlere sağlık hakkı da veriliyor
İşverenlere, işçileri-çalışanları stajyer ve çırak adı altında çalıştırma hakkı verilirken, stajyerlerin hakları da unutulmamış. Stajyerlerin kendi adlarına sağlık yardımı alma hakkı da getirilmiştir. Zorunlu stajyerler için daha önce okulları yüzde 1 oranında prim öderlerken, Torba Kanun ile getirilen düzenleme ile yüzde 1’e ilaveten yüzde 5 oranında sağlık primi alınması uygulaması da başlatılmaktadır.
Bu durumda özel sektör işçileri stajyer adı altında çalıştırırsa normal işçiler için yüzde 34 oranında SGK’ya prim ödemek yerine yüzde 6 oranında prim ödeyecek.
Bu arada özel sektör işverenleri stajyer yerine İŞKUR ile sözleşme imzalayıp kursiyer adı altında işçi çalıştırırlarsa da prim oranı yüzde 13,5 olacaktır hatta bu primi de İŞKUR ödeyebilecektir.

-Stajyer ve çıraklara da işveren asgari ücretin altında para ödeyebilecek ama iş SGK’ya prim ödemeye gelince asgari ücret baz alınarak SGK’ya prim ödenecektir.

***Çırak ve stajyerlerin yeni hakları
-Torba Kanun’un yürürlüğe girmesi ile çıraklar, stajyerler, staj gören üniversite öğrencileri kendi sigortalılıkları üzerinden sağlık yardımı alabilecekler.

-Çırak ve stajyerler GSS kapsamında olacağı gibi Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler GSS kapsamında olacaklar ve primleri de İŞKUR tarafından SGK’ya ödenecek.

-Burslu yabancı uyruklu öğrenciler asgari ücret üzerinden GSS primi ödeyerek sağlıktan yararlanacaklar. YÖK tarafından ayrılan kontenjan dahilinde tam burslu okuyan yabancı uyruklu öğrencilerin GSS primi Üniversitelerin bütçelerine konulacak ödenekten karşılanacak.

Deneme süresi 4 aya çıkıyor
İş Kanunu kapsamındaki işçilerin halen 2 ay olan deneme süresi Torba Kanun’un aynen kabülü halinde 4 aya çıkarılacaktır. Bu sebeple, 4 aylık işçinin işveren tarafından işten çıkarılması halinde kendisine tek bir kuruş ihbar tazminatı ödenmeyecektir. İşçilerin deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılması da çalışanların hak kayıplarının artması anlamına gelmektedir. Yani, işveren stajyer veya çırak olarak yıllarca çalıştırdığı işçiyi, zar zor işçi kadrosuna alsa bile 4 ay daha denebilecektir.

OLUMLU DEĞİŞİKLİKLER
***ÇAKIŞAN SİGORTALILIK DÜZELTİLİYOR
Bir çalışan aynı zamanlarda hem memur, hem SSK’lı hem de Bağ-Kur kapsamında çalışıyorsa öncelik hakkı memuriyette (4/C) idi. Ancak, aynı sürelerde hem SSK hem Bağ-Kur varsa üstünlük hakkı olmadan önceden başlayan sigortalılık kesintiye uğrayıncaya kadar sonra başlayan geçerli sayılmıyordu. Torba Kanun ile sigortalılık çeşitleri üstünlük stratejisine göre düzenlenmektedir. Olumlu bir düzenlemedir. Buna göre, önceden başlayan sigortalılık geçerli olur ilkesi terkedildi.  Sigortalılığın üstünlüğü ilkesi benimsendi. Üstünlük sıralaması, 4/c ) (Emekli Sandığı) sonra 4/a (SSK) ve en son 4/b (Bağ-Kur) olarak düzenlenmektedir. Düzenleme isabetli olmakla birlikte sadece bundan sonrası için değil geçmişe de şamil olmalı. Zira, SGK her zaman yaptığı gibi tutucu davranıp yürürlüğü kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarih olarak uygular. Ayrıca, bu düzenleme sadece 5510 sayılı Kanun değil eski  506, 1479, 5434, 2925, 2926 sayılı kanunlardaki sigortalılık çatışmaları için de uygulanmalıdır. Sadece bu sorun sebebiyle SGK’ya karşı açılmış binlerce dava devam etmektedir.

*** Trafik kazası sağlık giderleri SGK’dan
Bu köşeyi takip edenler bilirler, Trafik kazası geçirirseniz ağaçtan düştüm deyin” yoksa SGK sağlık giderinizi karşılamaz diyerek vatandaşları uyarmıştım. Torba Kanun ile artık trafik kazası geçirenlerin sağlık giderlerini de SGK karşılayacak. Ayrıca, SGK Kısa Vadeli Sigorta Kolları Daire Başkanı Osman YÜCE, ücretsiz izinleri yasal saymayarak sigortalılara hem iş göremezlik ödememekte hem de sağlık yardımı almasını engellemekte idi. Yeni düzenleme ile doğum yapan ve 6 aya kadar ücretsiz izin kullanan kadınlar ile bir takvim yılı içerisinde toplam bir ayı aşmayan ve işverenlerince belgelendirilen ücretsiz izin sürelerinde genel sağlık sigortalılıkları devam edecek.
Ancak, ücretsiz izin süresi bir ayı aşarsa ne olacak, sigortalı sağlıktan yararlanamadığı gibi GSS primi ödemekle yükümlü olacak. Bu süre yıl içinde bir ay değil 6 ay olarak belirlenmeli. İşverenin belgelendirmesi koşulu da muğlak bir ifade. Bu ifade işverenin beyanı doğrultusunda olarak düzenlenmeli.

Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-2


Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-2

Evde ve uzaktan çalışma geliyor

Torba Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 61 inci maddesi başlığı ile birlikte değiştirilip, ülkemizde esnek (ayda 30 günden az) çalışma usulleri değiştiriliyor. Artık, çağrı üzerine çalışmanın yanında evde çalışma, uzaktan çalışma metotları da uygulanmaya başlanacak. Ancak, işverenlere esnek çalıştırma kanuni düzenleme ile getirilirken, bu tür çalışma yaptırılacak işçilerin hakları ise yönetmeliğe bırakılmış. Umarım yönetmelik genel seçimden önce çıkarılır.
Ayda 30 günden az çalıştırılacak işçilere de eksik kalan sürelerini kendi ceplerinden ödeme usulü getirilmiştir.


***İşverenler işçileri esnek çalıştırıp-esnek ücret ve hak verecekler
Torba Kanun ile 4857 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Değiştirilen hüküm ile artık işverenlerimiz işçileri ayda 30 gün değil, kendi işyerinde değil, işgüvenliği tedbiri alarak değil, mesai ve fazla mesai uygulayarak değil, evlerine gönderdikleri iş ile çalıştıracaklar, süreye göre değil yaptırdıkları işe göre para ödeyecekler. İşyeri kirası, iş sağlığı ve güvenliği tedbiri masrafı, fazla mesai ücreti, ihbar, kıdem tazminatı, işgüvencesi olmadan işçileri çalıştırabilecekler.

Yeni düzenleme aynen şöyle;
“Çağrı üzerine çalışma, evden çalışma ve uzaktan çalışma
MADDE 14-  Çağrı üzerine çalışmanın usul ve esasları aşağıda belirtilmiştir.
a) Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.
b) Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat olarak kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.
c) İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.
Evden çalışmanın usul ve esasları aşağıda belirtilmiştir.
a) İşçinin, ücret karşılığı işverenin belirlediği bir malı veya hizmeti üretmek amacıyla bir veya birden fazla işverene bağlı olarak ancak işverenin denetimi dışında ve genellikle işçinin kendi evinde iş görme edimini sunduğu yazılı sözleşmeye dayalı iş ilişkisidir.
b) Evden çalışma sözleşmesi ile çalıştırılan işçinin ücreti, parça başına veya götürü olarak ürettiği işe orantılı ödenir.
c) Sözleşmede işin tanımına ve konusuna, yapılma şekline, parça başına işlerde istenen üretim adedine ve belirli ise işin ne kadar sürede yapılacağına yer verilir. İşçilerin çalıştıkları gün ve saatlerin işveren tarafından onaylanan günlük puantaj cetvelleriyle takip edilmediği durumlarda, sözleşmeye emsal işin emsal işçi tarafından yapılabileceği süreye ilişkin bir hesaplamanın eklenmesi zorunludur.
Uzaktan çalışmanın usul ve esasları aşağıda belirtilmiştir.
a) İşçinin bir hizmet ya da mal üretmek amacıyla işletme merkezi dışında genellikle evde ya da işyeri dışında bir büroda iş edimini yerine getirdiği, haberleşme ve bilgisayar ağı ile işletmeyle bağlantı kurulan, işyerine bağımlılığın az olduğu yazılı sözleşmeye dayalı iş ilişkisidir.
b) Uzaktan çalışma sözleşmesinde, asgari olarak işin yapılacağı yer ve tanımı, genel ve özel çalışma koşulları, işveren tarafından temin edilen ekipman, ekipmanın korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin çalışanla iletişim kuracağı saatlere ilişkin hükümler yer alır.
c) İşveren uzaktan çalışanlar tarafından kullanılan verilerin korunmasını sağlamakla yükümlüdür. İşveren, uzaktan çalışanı veri korunmasına ilişkin şirket kuralları ve ilgili mevzuat hakkında bilgilendirir. Verilerin korunması amacıyla özel yaşama müdahale dışında işveren tarafından belirlenen hükümlere uzaktan çalışanın uyması zorunludur.
Çağrı üzerine, evden veya uzaktan çalışma sözleşmesiyle çalıştırılan işçi, ayrımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz.
İşveren, çağrı üzerine, evden ve uzaktan çalışan işçileri yazılı olarak çalışma koşulları ile ilgili olarak bilgilendirmekle yükümlüdür.
Çağrı üzerine, evden veya uzaktan çalışma sözleşmesiyle çalıştırılan işçinin iş sağlığı ve güvenliğinden işveren sorumludur.
Çağrı üzerine, evden veya uzaktan çalışma sözleşmesiyle çalıştırılanlarla ilgili iş sözleşmesinin tarafları, bölünemeyen haklar, yıllık ücretli izin, ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmada esas süre, hafta tatili ve ücretine hak kazanma ve benzeri konulara ilişkin hususlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

***İşçi hakları yönetmeliğe bırakılmış
Düzenleme ile işverenlerin tüm hakları kanun ile yapılırken, işçilerin haklarının ne olacağı ise yönetmeliğe bırakılmış durumdadır. Yönetmelik 12 Haziran 2011 gününde yapılacak genel seçimden önce mi çıkar, sonra mı çıkar bilemem ama genel seçim sonrasında kalırsa yönetmelik hükümlerinin çalışanların için hüsran olacağı kesindir.

***-İşçileri 30 günden az SGK’ya bildirme kolaylaştırılıyor
Sosyal Güvenlik Kanunumuza göre ayda 30 gün çalışmak asıl, 30 günden az çalışmak ise istisnadır. İşverenlere de 30 günden az SGK’ya bildirimler için ek zorluk ve bildirimler getirilmiştir. Torba Kanun ile işverenleri, çalışanlarını ayda 30 günden az bildirme teşvik edilmekte ve bildirimler kolaylaştırılmaktadır. 30 günden az çalışanlar için Eksik Gün bilgi formu verme yükümlülüğü esnetilmekte ve büyük işverenlere EK-10 formu verme yükümlülüğü kaldırılmaktadır. Adeta, büyük işyerlerine adeta sigortalıları 30 günden az bildir denmektedir.

***Ayda 30 günden az çalıştırılacak işçiler, primleri de ceplerinden ödeyecekler
4857 sayılı Kanun ile yapılan esnek çalışma modelleriyle işverenlere işçileri ayda 30 günden az çalıştırabilirsin denirken, işçilere de 30 günden eksik olan sürelerin primlerini de cebinden ödeme yükümlülüğü getirilmiştir.


**- Torba Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte 01.10.2008 gününden sonraki dönem için, ayda 30 günden az çalıştığı SGK’ya bildirilenler 30 günden eksik kalan sürelerini kendi ceplerinden SGK’ya tıpkı askerlik borçlanması gibi borçlanabilecekler. Yani, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,” borçlanabilecek ve bu borçlanmalar 4/a (SSK) sigortalılık süresinden sayılacak. Oysa liberal bir anlayışla hazırlanan 4857 sayılı Kanun 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe girdiğine ve bu kanunla kısmi çalışmalar yasallaştığına göre, borçlanılan sürelerin belirlenmesinde, 01.10.2008 günü değil İş Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2.8.2003 tarihi esas alınmalıydı.

**-Yine ayda 30 günden az SGK’ya bildirilen işçiler, 30 günden eksik kalan sürelerini bundan sonraki dönemler için her ay kendileri isteğe bağlı sigorta kapsamında ödeyebilecekler. Ödedikleri isteğe bağlı sigorta Bağ-Kur’a değil, SSK’ya sayılacak. Eski düzenlemede, 30 günden az çalıştığı için isteğe bağlı sigortalı olanların prim ödedikleri isteğe bağlı sigortalılık süreleri daha önce 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığına sayılmakta iken yeni düzenleme ile bu süreler 4/a (SSK) sigortalılık süresinden sayılacaktır. Düzenleme isabetli olmuş ama teknik alt yapısı hala yapılamayan halen kısmi süreler için isteğe bağlı prim ödeyenler her ay SGK il müdürlüklerini ziyaret ederken düzenlemenin uygulamasının hızlandırılması şart. İsteğe bağlı sigortalılara da e-bildirge şifresi verilerek sorun çözülebilir.

-İşsizlik sigortası primi de işçinin cebinden çıkacak;
Torba Kanun ile getirilen yeni bir düzenleme ile işçilerden ayda 30 günden az SGK’ya bildirilenler isterlerse kendi ceplerinden 30 günü tamamlayacak işsizlik sigortası primi de ödeyebilecekler. Yani, İsteğe Bağlı Sigortalılar istekleri halinde İSP primi ödeyerek, İşsizlik Sigortası haklarından yararlanabilecek. Ancak, işsizlik sigortası primini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödememeleri halinde, o aya ait işsizlik sigortası primi ödeme hakkı düşecek. 

29 Nisan 2011 Cuma

Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-1


Torba Kanun hayatımızda neleri değiştirecek-1

Kamuoyunda bilinen adıyla “Torba Kanun” yürürlüğe girdiğinden hayatımızda çok şey değişecek. Özellikle İş ve Devlet Memurları Kanunlarında yaptığı önemli değişiklikler ile çalışma hayatımızdaki hak ve borçlarımızı değiştireceği gibi sosyal güvenlik kanunlarındaki değişiklikler ile sosyal hak ve borçlarımızı değiştirecektir.
Torba Kanun içinde halkın beklentilerine uygun ve olumlu değişiklikler olduğu gibi sermayenin taleplerine uygun çalışanları etkileyecek olumsuz değişiklikler de var. Biz de sizlere sayfayı ikiye ayırıp her gün olumlu ve olumsuz değişiklikleri vereceğiz.

Torba Kanun’da hem olumlu yani halkın beklentilerine uygun değişikliler olduğu gibi 1 Ekim 2008 günü yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kanunu’ndaki hatalar da düzeltilmektedir. Bunları da aşağıdaki sırasıyla verelim.


***OLUMLU DEĞİŞİKLİKLERTBMM’de önce Plan ve Bütçe Komisyonunda ardından da genel kurulda kabul edilen prim ve vergi affı olumlu ve beklentilerine uygundur.
Yeni gelen affın detayları:
Açıklamalara göre SGK’ya 31.12.2010 gününe kadar oluşmuş prim ve cezalar af Kanunu kapsamında olacak.
1-SSK ve Bağ-Kur prim borçları bakımından;
SGK’ya var olan işveren ve Bağ-Kur prim borçlarının prim asıllarından herhangi bir indirim yok ama birikmiş gecikme zam ve faizleri silinecek. Gecikme zam ve faizleri yerine ise 2005 yılına kadar TÜFE, 2005 yılından sonra ise ÜFE ile güncelleme yapılacaktır. Yani, prim borcuna işlemiş gecikme zam ve faizleri silinecek bunlar yerine prim ana parasının oluşma ayından bugüne kadar ÜFE ve TÜFE ile arttırılacak.
2-İdari para cezaları bakımından;
SGK’ya var olan İdari para cezalarının ana parasının yüzde 50’si silinecek ve kalan yüzde 50 ceza da bugüne kadar ÜFE ve TÜFE ile güncellenecek.
3-Mahkemelik olanlar şanslı;
SGK’yı mahkemeye vermiş olan işverenler ve Bağ-Kur’lular ise en şanslı olanları. Davalarından vazgeçmek şartıyla ihtilaflı alacakların yüzde 75’ini SGK silecek ve kalan yüzde 25’lik kısmın gecikme zam ve faizleri de silinip, TÜFE ve ÜFE ile güncellenecek.
4-Başvuru süresi 2 ay olacak
Prim ve vergi affına başvuru süresi Kanun’un Resmi Gazetece yayımlanmasını takip eden 2 aydır. İki aydan sonra affa başvurulamayacak.
5-Bağ-kur süresi silinenler eski rakamlardan ödeme yapabilecek
30 Nisan 2008 gününe kadar Bağ-Kur’a 60 aydan çok prim borcu olanların sigortalılık süreleri silinerek Bağ-Kur borçları da sıfırlanmıştı. Bunlardan silinen sürelerini canlandırmak isteyenler güncel rakamlarla ödeme yapmaları gerekiyordu. Torba Kanun ile güncel rakamlarla değil eski rakamlarla silinen sürelerini canlandırma hakkı da getirilmektedir.
Ancak, bu kişiler Bağ-Kur sigortalılık sürelerini canlandırırken hiç yararlanmadıkları sağlık hizmetleri için de yüzde 12,5 oranında genel sağlık sigortası da ödemek durumunda kalacaklar. Bu da olumsuz bir durumdur.

6- Haksız yere 65 yaş veya özürlü aylığı alanların, aylıkları % 50 fazlası ile geri alınması gerekenlerden, % 50 fazlaya ilişkin tahsil edilmemiş tutarların tahsilinden vazgeçilecek.

7-Kapanan, iflas eden işyerlerinin 31/7/2010 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu halde ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları toplamı 50 lirayı aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş olan fer’i alacaklardan tutarı 50 lirayı aşmayanların tahsilinden vazgeçilecek.

8- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile üyelerin oda ve borsalara ödenmemiş olan aidat borçları asılları altı ay içinde ödenirse borç asıllarına isabet eden gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilir. Oysa aynı düzenleme meslek kuruluşlarına üye olan küçük esnaflar için de (Örneğin; Bakkallar Odası üyeleri) geçerli olmalı. Meslek kuruluşuna borcu olduğu için üye kaydı bulunduğu halde sgk ya ibraz etmek üzere yazı alamayan 100 binden fazla esnaf var.

9-4/B bendi (Bağ-Kur) kapsamındaki sigortalılar, borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması ve ilk taksitini ödemeleri kaydıyla, hak sahipleri de dahil genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılacak.

***Topluluk işçileri SSK’ya geçiriliyor
10-1 Ekim 2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun ile yapılan hata ile yurtdışına Topluluk sigortası kapsamında müteahhitler tarafından götürülen Türk işçilerin emeklilik primlerini artık işverenleri değil kendileri tarafından isteğe bağlı sigorta kapsamında ödenebiliyordu. Ödenen primleri de SSK’ya değil Bağ-Kur’a sayılıyordu. Şimdi hatanın yarısı düzeltilmiş işçiler yine kendi ceplerinden emeklilik primi ödeyecekler ama ödedikleri SSK’ya sayılacak.

65 yaşından büyük çiftçiler prim ödemeyecek-emekli de olmayacak
11-65 yaşından büyük bile olsalar Tarım işletmesi sahibi yani bağı-bahçesi-tarlası olup da çiftçilik yapanlardan istemeseler dahi SGK sigorta primi istiyordu şimdi düzenleme ile 65 yaşından büyük olan Tarım Bağ-Kur’lular SGK’ya emeklilik primi ödemeyecekler ve emekli de olamayacaklar.

-Tarım Bağ-Kur’lu birisi SSK’lı işe girse Tarım Bağ-Kur’u sona erecek ve SSK’sı sona ererse Tarım Bağ-Kur’u otomatik olarak tekrar başlayacak.


-Zorunlu GSS primi 2012’ye erteleniyor
12-Bu köşeden, işsizler, ayda 30 günden az çalışanlar, köylüler ve 18 yaşından büyük çocuklarımız 1.10.2010 gününden itibaren zorunlu GSS kapsamına alınmışlardı. 01.11.2010 gününe kadar da önce Kaymakamlığa gidip gelir testi yaptırmayı, SGK’ya GSS giriş bildirgesi vermezlerse önce bir asgari ücret (796 lira) idari para cezası alacaklardı. Sonrasında da her ay 185 lira GSS primini de her ay ödemek zorunda oldular. Aslında bu düzenleme şimdi yürürlükte ve yaklaşık 10 milyon Türk bu cezayı yemiş durumda ama 12 Haziran 2010 günündeki genel seçimi düşünen hükümet düzenlemeyi Torba Kanun ile 01.01.2012 gününe ertelemektedir. Olumlu mu yoksa olumsuz mu siz karar verin.

***Hatalı aylık geri ödemeleri 3 aydan 24 aya çıkıyor
Torba Kanun ile yapılan düzenleme ile SGK tarafından hatalı veya yanlış ödendiği tespit edilen emekli-dul-yetim veya 65 yaş (özürlü) aylıklarının geri ödeme usul ve esasları da değiştirilmektedir. Yani SGK, hatalı maaş bağladıklarından maaşları 3 ay içinde geri istemekte idi. 3 ay içinde ödeme yapmayanlar için faiz hesaplamakta idi.  Şimdi 24 ay içinde ödemek mümkün. 24 aya kadar ödemelerde faiz işlemeyecek.

Bireysel Emeklilik sistemi


Bireysel Emeklilik sistemi gerçekten emekli etmez, biriktirdiklerinizi size geri verir


***Bireysel emeklilik uzmanları asla yalan söylemezler
Bu arada sakın unutmayın Bireysel Emeklilik uzmanları asla yalan söylemez ama eksik söylerler. Sizin duymak istediğiniz güzel şeyleri duyururlar, asıl duymanız gerekenleri ise 56 yaşına gelince nasılsa duyarsınız veya el yordamıyla öğrenirsiniz.


Okurlarımızdan çok sayıda mesaj alıyoruz, bireysel emeklilik sistemini de yazar mısınız diyorlar. Yazalım ama bu alan biraz mayınlı-tehlikeli. Çünkü, bireysel emeklilik şirketleri genelde gazeteler, TV’ler için reklam verenlerdir ve reklam verenlerin olumsuz haberlerine pek basında rastlayamazsınız ama burası HABERTÜRK burada bu kural geçmez.

Bireysel emeklilik sistemi başlarken, demiştim ki bu kurumlar geçmişteki Hayat Sigortaları kazıkları ile yüzleşmeden Bireysel Emeklilik sistemine geçemezler halkın midesin hala Hayat Sigortalarından yedikleri duruyorken, bir de Bireysel Emekliliği yemezler. İşte bu nedenle önce Hayat Sigortalarını ele almadan Bireysel Emekliliği yazmayalım.

Bakın 2006 yılında bir okurumun bana gönderdiği mektupta ne diyordu “Ali bey, 1985 yılında köyümüze gelen sigortacılar sizi emekli edeceğiz deyip Hayat Sigortalarına tabi tutmuşlardı ben 15 yıl sürekli prim ödedikten sonra emekli olup emekli aylığı almayı beklerken, “size göndereceğimiz emekli aylığı posta parasını dahi karşılamadığından toplu olarak paranızı gönderiyoruz” deyip bir yemek parası göndermişlerdi. Şimdi Bireysel Emeklilik için yine geldiler ve ayda 150 YTL yatırmak şartıyla en az 15 yıl prim ödeyip 56 yaşına geldiğimizde ayda 1500 YTL aylık verecekleriniz söylüyorlar. Ne yapalım?”

İki hikaye de benden,
---1985 yılıydı, çalıştığım Nevşehir merkez sağlık ocağına üç hayat sigortası satıcısı geldi ve dediler ki ayda 1000 lira ödeyin 11 yıl sonra size 500 bin lira vereceğiz. O günlerde ayda 52 bin lira ücretim vardı ve 500 bin lira iyi paraydı. Gerçekten dediklerini yaptılar 1997 yılında 500 bin lira verdiler ama o parayla bir paket yabancı sigara alabildim.

--- 1997 yılıydı o tarihlerde yazdığım gazeteye gelen mektupta, “13 yıl boyunca hayat sigortalarına düzenli prim ödedim ve ödediklerimin de o ay kaç ekmek parası olduğunu da not ettim, toplam 1689 ekmek parası ödemişim. Şimdi bana toplu para gönderdiler ve gönderdikleri para ile sadece 52 ekmek alabildim.” diyordu.



-Hayat Sigortaları emekli edemezdi ki…
1980’li yıllarda başlayan “Hayat Sigortaları” gerçeği “Ölüm Sigortası”dır. Hayat Sigortası yapan/yaptıran kişi kendi canına bir bedel biçmekte ve bu (poliçe) bedeline göre de her ay belli bir rakam prim ödemektedir kendisi vefat ettiği takdirde de poliçede ismini yazdıkları kişilere biçtiği bedel kadar para ödenmektedir. Ya da tam tersi her ay ödeyebileceği rakamı ifade etmekte ve ödeyebileceği rakama göre (Netten brüte gibi) poliçe bedeli belirlenmekteydi. Sigortalı kişi vefat edince bu sigorta gerçek anlamda bir işe yarar ve amacına hizmet eder ama o yıllarda bu sigorta çeşidine olmayan anlamlar yüklendi.
Dediler ki sizi hayat sigortası yapalım 11 yıl boyunca ölmez ve düzenli prim öderseniz ödediğiniz rakamın yüzde 30’unu size verelim. Veya bu rakamı sizin belirlediğiniz aralıklarla aylık, altı aylık, bir yıllık dönemlerle size verelim. İnsanlar zannettiler ki emekli olucam her ay para alıcam.

İşin aslı daha farklıydı, Hayat Sigortalarına ödenen primlerin ilk yıl %40’ı, ikinci yıl, %30’u üçüncü yıl %15 kadarı sizi sigortalı yapan acenteye ödendiği ve geri kalan paranız da birkaç yıl nemalandırılmadan sigorta şirketinin bağlı olduğu holding tarafından bedava kredi olarak kullandırıldığından ancak 7 veya 8 inci yıl hesabınızda ödediğiniz kadar ana para olabilmektedir. Sonuç olarak, Hayat Sigortası siz vefat edince geride kalanlara para bırakır ama vefat etmezseniz bir şey alamazsınız sizi sigorta eden acente ile şirketi zengin eder hepsi o kadar. İşte bu gerçeği bile bile Hayat Sigortasına girilmeliydi.


Bireysel Emeklilik de gerçekten emeklilik mi?
Hayat sigortaları gerçeği ve hakla yüzleşilmeden “Bireysel Emeklilik” emeklilik sistemine geçildi. Gerçekte, bireysel emeklilik sistemi bir nevi yatırım danışmanlığı sistemidir. Yani, elinizde bulunan, biriktirdiğiniz paraları nerelerde değerlendirmeniz gerektiği yönünde bir danışmanlık hizmeti gibidir ve unutmayın bütün özel şirketler “İflasa Tabidir”.

Bireysel emeklilik sistemine ödediğiniz primleri sizin adınıza, size önerilen yatırım araçlarında (Borsa, döviz, faiz vs) değerlendirme ve bu değerlendirme karşılığında sizden para alan sistemdir. Yani ödediğiniz paraların bir kısmı sizin adınıza birikiminizi değerlendiren Bireysel Emeklilik şirketinin binasının kirası, elektriği, suyu, personelin aylıkları, benzin giderleri de sizin katkı paylarınızdan ödenir. Hatta, Televizyonda Bireysel Emeklilik şirketinin reklamını seyrederken sizin de o reklamda katkınız olduğunu hatırlayıp, gururlanabilirsiniz, o reklamlarda sizin de payınız var.

Bireysel Emeklilikte en az 10 tam yıl prim ödemek ve 56 yaşını tamamlamak şartıyla emekli olabilirsiniz. Emekli olabilirsiniz deyince o beğenilmeyen, eleştirilen SSK ve Bağ-Kur aklınıza gelmesin. Aralarında hiç ilişki veya benzerlik yok.

Zira, ayda 210 YTL  prim ödendiğinde SSK size en az 625 YTL, Bağ-Kur ise 450 YTL. emekli aylığını siz ölünceye kadar size verir, siz vefat ettikten sonra da geride kalan eş ve çocuklarınıza ödemeye devam eder.

Bireysel emeklilik ise çok farklı ayda 210  YTL prim öderseniz, 56 yaşına geldiğinizde kasanızda ne kadar para biriktirmişseniz, bu biriken para ne kadar nemalanmış ise 56 yaşında gelince hepsini alabilirsiniz veya bana aydan aya 2.000 YTL. ödeme yapın da diyebilirsiniz ama kasanızdaki para bitince size güle güle derler.

Yani, SSK ve Bağ-Kur gibi ömür boyu emekli aylığı hayal etmeyin, kasanızda biriken para ne kadar ise o kadar süre aylık alırsınız. Mesela bugünkü yatırımların reel getirisine bakarsak ayda 150 YTL öderseniz 15 yıl boyunca 27.000 YTL biriktirmiş olursunuz bir o kadar da getirisi olsa 54.000 YTL. paranız olur demektir bu parayı ister bir defada ister ayda 2000 YTL. alarak bitirebilirsiniz.

Bireysel emekliliği tavsiye de ederim ama
Bireysel emeklilik kötüdür diyemem ama bilinçli girin, her söylenene inanmayın derim. Bu sistemi tavsiye edebileceğim kişiler, her ay bir kenara para atamayan, biriktiremeyen, bir kenara para atsa bile şimdi döviz mi alayım, repo mu yapayım, faize mi yatırayım diye düşünenlerdir. Sizi telefonla arayarak, “bu ay paranızı ödemediniz veya paranızı repo yaptık” diyen ve ücretini sizin ödediğiniz bir yatırım danışmanına ihtiyacı olanlara da bireysel emeklilik öneririm.

Sebahattin Araz-18.04.1956 doğumlu babanız, 01.05.1984 sigorta girişi ve var 2634 gün ile emekli olabilmesi için gün sayısını gerek askerlik borçlanması, gerek ödeme ile 3600 güne tamamlamanız olup 3600 günü 23.05.2011 gününe kadar tamamlarsa 58 yaşında, 23.05.2014 gününe kadar tamamlarsa 59 yaşında, 24.05.2014 gününden sonra tamamlarsa 60 yaşında emekli olur.

Yasemi Akay- Rize-1963 doğumlu babanız, 19.06.1986 işe giriş tarihi ve bu tarihten önce ifa edip borçlandığı 600 günlük askerlik borçlanması ile 48 yaşında yani 2011 yılında emekli olur. 1986 da işe giriş var ama gün yoksa da yine 2011 de emeklilik dilekçesi verin SSK reddederse, gidip iş mahkemesinde dava açın.
Mehmet Mihyaz-Bayındır-12.02.1999 günü 7524 günle 15175 gösterge ile ki bu gösterge (tavan-en üst göstergedir) ile emekli olmuşsunuz. 07.03.2006 günü 52 gün işe girmiş ve tüm sigorta kollarına tabi çalışmışsınız. O halde 2000 ile 2005 yıllarına ait büyüme oranı kadar emekli aylığınızın artması gerekirdi. Şayet artmadan eski emekli aylığınız bağlanmışsa itiraz ediniz. Normal şartlarda almanız gereken rakam şu an aldığınız 800 liranın epey üzerinde olmalıydı.

Kaynak:

Yıllık izin süreleri

ASGARİ YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ
(10.06.2003'ten itibaren)
HİZMET SÜRESİ
YILLIK İZİN SÜRESİ
1 Yıldan 5 Yıla Kadar (5 Yıl Dahil) Olanlar
14 İş Günü
5 Yıldan Fazla 15 Yıldan Az Olanlar
20 İş Günü
15 Yıl (Dahil)  ve Daha Fazla Olanlar
26 İş Günü
18 ve Daha Küçük Yaştaki İşçiler ile 50 ve Daha Yukarı Yaştakiler

28 Nisan 2011 Perşembe

Günsüz işe giriş ve emeklilik

Günsüz işe giriş ve emeklilik

1958 Bozüyük doğumluyum halen 7014499 SSK sicil numarası ile çalışmaktayım. Toplam prim ödeme günüm 8000 gün kadardır. İlk SSK'lı olduğum tarih 01.12.1979 olmasına karşın, işe giriş bildirgem verilmiş ama SSK'ya işveren tarafından dönem bordrosu gönderilmemiştir. Bu nedenle de işe başlama tarihimi 01.12.1979 saymıyorlar ve dönem bordrosunda göründüğüm tarih olan 01.04.1980 gününü başlangıç sayıyorlar. Sosyal güvenlik başlangıcımın gerçek işe başlama tarihim olan 01.12.1979 olarak kabul edilmesi için ne yapmam gerekiyor? Ahmet Kuyucu-Bilecik

Sayın okurum, SSK'ya işe giriş bildirgesinin verilmiş olduğu 01.12.1979 tarihine göre 25 yıllık sigortalılık süresini tamamlayacağınız 01.12.2004 günü (31.12.2004 gününe kadar) emeklilik dilekçenizi verin. Bu tarihi başlangıç saymayarak emeklilik talebiniz reddedildiği takdirde iş mahkemesinde dava açın, yargı kararlarına göre işe giriş bildirgesinin verilmesi sosyal güvenlik için başlangıç sayıldığı gibi en az bir gün çalışıldığına da karinedir. Bu arada SSK'nın size cevabı veya açacağınız dava gecikirse, 01.04.2005 günü ayrıca bir emeklilik dilekçesi daha verin. Bu durumda dava kazanılınca eski birikmişlerinizi alabilirsiniz.

Okurlara Cevaplar

Cemal Onur-Kozlu-45 yaşında (18.01.2008) emekli olursunuz.

Ayhan Dink-İst.-01.10.1982 olan başlangıcınız askerlik borçlanması nedeniyle 20 ay geriye giderek 01.02.1981 olmuş. Bu başlangıç ile 46 yaşında (05.08.2006) en az 5075 gün sayısı ile emekli olursunuz.

Turgay Çeliker-02.05.1980 işe başlama tarihine göre 45 yaşında (05.11.2007) SSK'dan emekli olabilirsiniz. Ancak SSK'dan sonra Bağ-Kur'a ödediğiniz 1080 günlük prim 1260 güne ulaşır veya geçerse SSK'dan emeklilik hakkını kaybedersiniz. Zira, şimdilik son 7 yıllık (2520 günlük) prim ödeme süresinden en çok SSK'ya prim ödenmiş durumda.

İlhami Nalbantoğlu-Erciş-Bahsettiğiniz hastalık nedeniyle Bağ-Kur'dan malülen emekli olabilmek için Sağlık Kurulundan en az 2/3 oranında çalışamaz raporu almanız gerekir. Malülen emeklilik ile normal emeklilik arasında kayıp sözkonusu değildir. Bu arada Bağ-Kur'u kapatıp, SSK'ya geçer ve 1260 gün prim öderseniz SSK'dan rapora gerek kalmadan emekli olursunuz.

Y.Ertan Özaykal-İst.-01.04.1991 işe başlama tarihi ile 52 yaşında en az 5525 gün sayısı ile SSK'dan emekli olursunuz. Bu arada 1991 yılından önce askerlik yaptıysanız bu süreyi borçlanarak emeklilik yaşınızı 51'e de indirebilirsiniz.

SSK yanlış cevap vermiş

Ali Bey, 17.05.2004 tarihli Çalışma Hayatı köşe yazınızda benim Eşimin sorununa benzer bir yazınızı okudum.

a-) Eşim 01.07.1967 doğumlu 01.05.1981 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başlamış ve 1991 yılına kadar toplam 2754 gün prim ödemiştir.

b-) 01.01.1997 yılından itibaren 2003 yılına kadar 2340 gün isteğe bağlı olarak sigorta primimizi yatırarak 30.04.2003 tarihinde SSK'ya emeklilik için başvuruda bulunduk. SSK'dan bize gelen cevabı aynen yazıyorum.

'01.04.1981 yılından itibaren 18 yaşı doldurma şartı aranmaktadır. İlk işe giriş tarihiniz 01.05.1981 olup, 18 yaşını dolduracağınız tarih 01.07.1985 olduğundan, bu tarihe göre emekli olabilmeniz için 20 yıl hizmet 5075 gün ve 42 yaşını doldurmanız gerekiyor. Üç şartı da yerine getirmeniz halinde tekrar müracaat etmeniz gerekir.

Siz ise bahsi geçen yazıda 42 değil 38 yaşında emekli olunacağını yazdınız hangisi doğru? Altun KÜÇÜK-Göynük/BOLU

Sayın Küçük, 506 Sayılı SSK Kanunu'nda önemli değişiklikler yapan 4447 Sayılı Kanun ve SSK'nın 12-99 Ek Sayılı Genelgesi gereğince eşiniz 42 yaşında değil, 38 yaşında emekli olur. Buna göre halen geçerli olan kanuna istinaden, eşiniz 01.07.2005 günü SSK'ya emeklilik için müracaat etsin. Bahsi geçen yazıda SSK size hatalı cevap vermiş olup 4447 ve 4759 Sayılı Kanunlar gereğince kademeli emeklilik hesabı yapılırken, ilk işe giriş tarihinin 18 yaşından önce olup olmadığına bakılmaksınız hesaplama yapılmaktadır.

Yetim aylıklarını geri alırlar

Merhaba Ali Bey, size SSK dul ve yetim aylığı ile ilgili bir soru yöneltmek istiyorum. Günlerdir internet aracılığıyla geçmiş kanunları incelemeye çalışıyorum ancak bir cevap elde edemedim. Bu yüzden vereceğiniz cevap benim için çok önemli. Emekli astsubay olan babam 01.06.2002 tarihinde vefat etti. Anneme de Emekli Sandığı'ndan dul aylığı bağlandı. Babamdan 10 ay sonra da SSK emeklisi olan dedem (annemin babası) vefat etti. O zaman öğrendiğimiz kadarıyla annemi SSK'dan da yetim aylığı alabileceğini öğrendik. SSK'ya durumu bildiren bir dilekçe ile başvurduk. Gerekli evrakların tamamlanmasıyla anneme SSK'dan aylık bağlandı. Ancak öğrendiğimize göre SSK annem gibi iki farklı kurumdan maaş alan emeklilerinden 6.08.2003 tarihinden sonra ödediği maaşları geri alacakmış. Bu tarihte çıkan bir kanun gereği böyle olması gerekiyormuş. Bu tarihte çıkan kanunları inceledim ama annemi durumuna uyan bir kanun göremedim. Bu konuda beni aydınlatabilirseniz çok sevinirim. Ferruh Sarısaç-Ankara

Beyefendi, 506 Sayılı SSK Kanunu 06.08.2003 günkü Resmi Gazetede yayınlanan 4958 Sayılı Kanun ile değişti ama yukarıda anlattığınız durum ile ilgili bir değişiklik yok. SSK'lı bir sigortalının yetim kızına (annenize) yetim aylığı bağlanabilmesi için herhangi bir yerden gelir veya aylık almıyor olması gerekirdi. Siz yazınızda da bahsediyorsunuz dedeniz vefat ettiğinde anneniz dul aylığı alıyormuş. O halde SSK'ya yetim aylığı için başvuru yaparken anneniz T.C. Emekli Sandığı'ndan dul aylığı aldığınız bildirmedi ya da bildirdi ama SSK hata ile yetim aylığı bağladı. Ancak bu seçeneklerden ikincisinin olması oldukça güç sanırım anneniz SSK'ya başvururken dul aylığını bildirmemiş olmalı. Bu durumda SSK annenize bağladığı yetim aylıklarının tamamını faizi ile birlikte geri ister.

Tercih hakkınız var

Ali Bey, ben T. C Emekli Sandığı'ndan emekliyim ve vefat etmiş eşim üzerinden SSK'dan dul aylığı alıyorum. T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli iken vefat eden babamdan yetim aylığı da alabilir miyim? Bu konuda beni bilgilendirirseniz çok teşekkür ederim. Gönül Akçağlar

Hanımefendi, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince siz de memur emeklisi olduğunuzdan kendi emekli aylığınız ile babanız üzerinden gelecek yetim aylığı arasında tercih edebilmek hakkınız var ama her ikisini birden alma hakkınız yok. Babanız yüksek bir memuriyetten emekli olmuş ise sizin kendi emekli aylığınızdan daha fazla tutarda yetim aylığı alabilir ve bu aylığı tercih edebilirsiniz. 




http://www.alitezel.com/

Evlilik kıdem tazminatı

Evlilik kıdem tazminatı



--------------------------------------------------------------------------------

Ali Bey, evleneceğim bayan evlilik sebebiyle Çorlu'daki işinden ayrılıp, İstanbul'a yerleşmek istiyor. Bu sebeple işinden kıdem tazminatı alarak ayrılabilir mi, bunun belli bir süresi var mı? Çalışmaya devam ettiği firmasındaki yetkililer nikah kıyıldıktan (resmen evlendikten) sonra 42 gün çalışıp ayrılabileceğini söylüyorlar. Kanunda böyle bir zorunluluk var mı? İş Kanunu kitaplarında bir yıl içerisinde ayrılabilirler diye yazıyor konu hakkında bilgileriniz için tekrar teşekkürler. Fatih Demirkaya-İstanbul

Sayın Demirkaya, halen geçerli olan eski 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinin 2. fıkrası gereğince; '...kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.'

Yani eşiniz evlilik nedeniyle işinden kıdem tazminatını alarak ayrılabilir.

Ancak, halen geçerli olan 4857 İş Kanunu'nun 17. maddesi gereğince işçinin o işverendeki kıdem durumuna göre (ki eşiniz 1.5 yıldan fazla 3 yıldan az kıdemli olmalı) 31.12.2007 gününe kadar 6 hafta (42 gün) önceden durumu işverene bildirmek zorunda. İstanbul gibi bir yerde nikah için çok önceden randevu alındığına göre nikahtan 42 gün önce bildirim yaparsanız, fesih ihbarını zamanında yaptınız demektir ve nikahtan sonra işine gitmek zorunda kalmaz. Burada önemli olan işten ayrılma tarihinden önce 17. maddedeki sürelere uymak ve en geç nikah tarihinden itibaren bir yıl içinde işinden ayrılmaktır.

Okurlara Cevaplar

Yaşar Taşkıran-Van-Askerlik sürenizi yazmamışsınız ama ben 20 ay olarak varsaydım. Buna göre, 30.12.2007 günü SSK'dan en az 5150 gün (Bağ-Kur ve askerlik dahil) ile emekli olursunuz.

Celil Küçük-11.01.1979 işe başlama tarihi ile 44 yaşında (15.04.2009) emekli olursunuz.

Nejdet Altıparmak-GOP-Bağ-Kur'a 20 ay askerlik borçlanması yapar ve öderseniz prim ödeyerek 25 tam yılı tamamlamak şartıyla 47 yaşında (06.10.2009) günü Bağ-Kur'dan emekli olursunuz.

Mine Kaleci-İst.-1977-1979 arasındaki T.C. Emekli Sandığı sürelerini ihya ettirmeniz şartıyla 50 yaşında (12.02.2005) günü SSK'dan emekli olacaksınız.

Mustafa Çelik-Askerliği borçlanırsanız mayıs 2005'te emekli olursunuz.

Cemil Ay-Eskişehir-Danıştay bugüne kadar düzeltilmiş yaş kaydı konusunda pek olumlu yaklaşmamaktadır.

Nejdet Karaman-İzmir-Askerlik borçlanması yaparsanız 1982 yılında olduğunu belirttiğiniz sigorta başlangıcınız askerlik süreniz kadar geriye gider.

Yüksel Yılmaz-Tuzla-İsteğe bağlı dediğiniz SSK'nın mı yoksa Bağ-Kur'un mu? 31.12.2003 günü Bağ-Kur bitmiş ama 04.04.2003 günü isteğe bağlı başladı diyorsunuz daha ayrıntılı bilgi gönderin. Bu arada ilk sosyal güvenlik başlangıcından önce askerlik yaptığınız için askerlik süresini mutlaka borçlanın.

http://www.alitezel.com/

Vergi Kodu Vergi Adı

Vergi Kodu Vergi Adı
0001 YILLIK GELİR VERGİSİ
0002 ZIRAİ KAZANÇ GELİR VERGİSİ
0003 GELİR VERGİSİ S. (MUHTASAR)
0004 GELİR GÖTÜRÜ TİCARİ KAZANÇ
0005 GELİR GÖTÜRÜ SERBEST MESLEK KAZANCI
0006 GELİR GÖTÜRÜ ÜCRET
0007 DAĞITILMAYAN KAR STOPAJI
0010 KURUMLAR VERGİSİ
0011 KURUMLAR VERGİSİ STOPAJI (KVKM24)
0012 GELİR VERGİSİ (GMSI)
0014 BASIT USULDE TİCARİ KAZANC
0015 GERÇEK USULDE KATMA DEĞER VERGİSİ
0017 GÖTÜRÜ USULDE KATMA DEĞER VERGİSİ
0021 BANKA MUAMELELERİ VERGİSİ
0022 SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ
0027 GELİR VERGİSİ GEÇİCİ VERGİ
0032 GELİR GEÇİCİ VERGİ
0033 KURUM GEÇİCİ VERGİ
0040 DAMGA VERGİSİ (BEYANNAMELİ DAMGA VERGİSİ MÜKELLEFİ)
0046 AKARYAKIT TÜKETİM VERGİSİ
0048 GELİR V. M.TALİH OYUNLARI ASGARİ VERGİ
0049 HER TÜRLÜ İSPİRTOLAR VE FÜZEL YAĞINDAN ALINAN EK VERGİ
0050 KURUMLAR V. M.TALİH OYUNLARI ASGARİ VERGİ
0051 DİĞER ÜCRETLER
0053 KURUMLAR VERGİSİ KURUM GEÇİCİ VERGİ
0056 OYUN KAĞITLARINDAN ALINAN EK VERGİ
0057 RÖNTGEN FİLMLERİNDEN ALINAN EK VERGİ
0060 MÜLGA MADEN FONU
0061 KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME FONU KESİNTİSİ
0062 MÜLGA KOOPERATİFÇİLİK TANITMA VE EĞİTİM FONU
0071 PETROL VE DOĞALGAZ ÜRÜNLERİNE İLİŞKİN ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
0073 KOLALI GAZOZ, ALKOLLÜ İÇEÇEKLER VE TÜTÜN MAMÜLLERİNE İLİŞKİN ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
0074 DAYANIKLI TÜKETİM VE DİĞER MALLARA İLİŞKİN ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
0091 TÜTÜN MAMÜLLERİNE İLİŞKİN EK VERGİ
0092 HER TÜRLÜ ALKOLLÜ İÇKİLERE İLİŞKİN EK VERGİ
0093 SAİR ŞARAP VE BİRALARA İLİŞKİN EK VERGİ
0094 HER TÜRLÜ ALKOLSÜZ İÇECEKLERDEN ALINAN EK VERGİ
1013 EĞİTİM,GENÇLİK,SPOR VE SAĞLIK HİZMETLERİ VERGİSİ
1018 MAHSUPLARDAN KESİLEN DAMGA VERGİSİ
1020 FON PAYI
1030 PİŞMANLIK ZAMMI
1042 E.KATKI PAYI
1043 ÖZEL İŞLEM VERGİSİ
1047 DAMGA VERGİSİ
1067 VERGİ YARGI HARÇLARI
1084 GECİKME FAİZİ
1086 GECİKME ZAMMI
1087 ERKEN ÖDEME İNDİRİMİ
1089 ALINAN DİĞER FAİZLER
1095 SAVUNMA SANAYİ DESTEKLEME FONU
1096 KONUT FONU
3024 KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME PRİMİ CEZAİ FAİZİ
3061 CEZAİ FAİZ(KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME FONU KESİNTİLERİ)
3073 USULSÜZLÜK CEZASI
3074 ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI
3076 KUSUR CEZASI
3077 AĞIR KUSUR CEZASI
3078 KAÇAKÇILIK CEZASI
3080 VERGİ ZİYAI CEZASI
3099 VUK 112/4 Maddesi Gereğince Ödenen Faiz
4001 EK GELİR VERGİSİ
4003 EK ÜCRET GELİR VERGİSİ
4004 EK GÖTÜRÜ TİCARİ KAZANÇ VERGİSİ
4005 EK GÖTÜRÜ SERBEST MESLEK KAZANCI VERGİSİ
4006 FAİZ VERGİSİ
4007 EK EMLAK VERGİSİ
4008 GELİR DAHİLİ TEVKİFAT
4010 EK KURUMLAR VERGİSİ
4012 KURUM DAHİLİ TEVKİFAT
4014 MÜNFERİT GELİR EKONOMİK DENGE V.
4016 ÜCRETLERDEN ALINACAK E.D.V.
4021 4705 Sayılı Kanuna Göre Tahsil Edilen Özel İşlem Vergisi
4034 MOTORLU TAŞITLAR EK VERGİSİ
4040 MÜLGA TRAFİK HİZMETLERİNİ GELİŞTİRME FONU REKLAM GELİRLERİ
4041 GELİR VE KURUM EKONOMİK DENGE VERGİSİ
4043 GÖTÜRÜ EKONOMİK DENGE VERGİSİ
4044 GELİR VE KURUM STOPAJ EKONOMİK DENGE VERGİSİ
4046 Akaryakıt Fiyat İstikrar Payı
4047 TEK BAŞINA ALINABİLEN DAMGA VERGİSİ
4050 TEKEL SAFİ HASILAT
4060 TECİLLİ ALACAKLARDAN TAHSİLAT
4061 İTHALATTA KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME FONU KESİNTİSİ
4063 NOTER HARÇLARI
4072 MOTORLU TAŞIT ARAÇLARINA İLİŞKİN ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (TESCİLE TABİ OLMAYANLAR)
4073 ERTELENEN GELİR STOPAJ (4325 4.MADDE/4369 GEÇİCİ 5.MADDE)
4074 ERTELENEN GELİR STOPAJ (4747 SAYILI KANUNUNUN 2.MADDESİ)
4077 MÜNFERİT KURUM E. D. V.
4078 NET AKTİF VERGİSİ
4079 KIYMETLİ MADEN VE ZIYNET EŞYASINDAN ALINAN VERGİ
4080 ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ
9001 EMANETEN YAPILAN TAHSİLAT
9002 NÜFUS PARA CEZASI
9003 SEÇİM PARA CEZASI
9004 ASKERLİK PARA CEZASI
9005 MAHKEME PARA CEZASI
9006 1475 SAYILI İÇ KANUNUNA BA¦LI PARA CEZASI
9007 3516 SAYILI KANUNA GÖRE ÖLÇÜ AYAR PARA CEZASI
9008 TRAFİK ZABITASI TESPİTİNE DAYALI ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI
9009 TURİZM PARA CEZASI
9010 TÜKETİCİYİ KORUMA KANUNUNA GÖRE KESİLEN PARA CEZASI
9011 ÇEVRE KİRLİLİĞİ PARA CEZASI
9012 ESNAF S.HARÇ
9013 GÜMRÜK VERGİSİ
9014 Yurt Dışı Çıkış Harcı
9016 BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
9017 TÜRK ULUSLARARASI GEMİ SİCİL KAYIT HARCI
9018 YILLIK TONAJ HARCI
9022 KUR FARKI HESABI
9023 YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ BORCU HESABI
9024 KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME PRİMİ HESABI
9025 İHRACATTA VERGİ İADESİ HESABI
9026 GELİŞTİRME VE DESTEKLEME FONU HESABI
9028 DESTEKLEME VE FİYAT İSTİKRAR FONU HESABI
9029 DİPLOMA HARCI
9030 EK MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ
9031 VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ
9032 EK TAŞIT ALIM VERGİSİ
9034 MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ
9035 TAŞIT ALIM VERGİSİ
9036 YİYECEK BEDELLERİ
9037 TEMİNAT O. YAPILAN THS.
9038 İADELERDEN ALACAKLILAR
9039 HESAP KART VE DEFTERLERİNE İŞLENMEYEN TAHSİLATLAR
9040 MERA FONU
9041 MERA FONU PARA CEZASI
9042 MÜLGA TRAFİK HİZMETLERİNİ GELİŞTİRME FONU TİCARİ PLAKA GELİRLERİ
9045 TAHSİLATI HIZLANDIRMA TEBLİĞİNE GÖRE VERİLEN TAHAKKUK
9051 DIŞ SEYAHAT HARCAMALARI VERGİSİ
9052 TAŞINMAZ MALLAR SATIŞ GELİRLERİ
9054 DİĞER TAŞINMAZ MALLAR İDARE GELİRLERİ
9055 TAŞINIR MALLAR SATIŞ GELİRLERİ
9058 PETROLDEN DEVLET HAKKI
9059 TİCARET SİCİL HARCI
9060 MADENLERDEN DEVLET HAKKI
9061 OYUN KAĞIDI GELİRLERİ
9062 TAPU VE KADASTRO HARÇLARI
9064 PASAPORT VE KONSOLOSLUK HARÇLARI
9065 TRAFİK HARÇLARI
9066 YARGI HARÇLARI
9068 GEMİ VE LİMAN HARÇLARI
9069 DİĞER HARÇLAR
9070 DEĞERLİ KAĞITLAR GELİRLERİ
9071 TAVİZLERDEN GERİ ALINANLAR
9072 İKRAZLARDAN GERİ ALINANLAR
9073 YEM ANALİZ ÜCRETİ
9074 ŞEKER FİYAT FARKI
9075 AKARYAKIT FİYAT FARKI
9076 BAŞKA VERGİ DAİRESİ MÜKELLEFİ
9077 MOTORLU TAŞIT ARAÇLARINA İLİŞKİN ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (TESCİLE TABİ OLANLAR)
9080 DİĞER PARA CEZALARI
9081 ZİMMETLERE GEÇİRİLEN PARA VE DEĞERLERDEN BORÇLULAR
9082 FAZLA VE YERSİZ YAPILAN ÖDEMELERDEN BORÇLULAR
9083 SOSYAL DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMAYI TEŞVİK FONU
9085 TRAFİK CEZALARI
9086 ELEKTİRİK ENERJİ FONU
9087 TAKİP GİDERLERİ KARŞILIĞI ALINAN
9088 ÇIRAKLIK FONU
9089 2000/2 SAYILI BKK GEREĞİNCE YATIRIMLARI TEŞVİK FONUNA AKTIRILACAK TUTARLAR
9090 ÇEŞİTLİ GELİRLER
9091 PETROLDEN DEVLET HİSSESİ
9092 YÜKSEK ÖĞRENİM HARÇ KREDİSİ
9093 RESMİ ARABULUCULUK ÜCRETİ
9094 EM.SAN. 17 MAD. GELİRLERİN THK EDİLMEMESİ CEZASI
9096 4369/15 SUÇA İŞTİRAK EDEN KİŞİLER
9097 HAKSIZ ALINAN VERGİ İADESİ
9098 HAKSIZ ALINAN VERGİ İADESİ CEZASI
9099 KALDIRILAN VERGİ ARTIKLARI
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...