27 Ekim 2012 Cumartesi

Şirince 'kıyamet bereketi' yaşıyor


Şirince 'kıyamet bereketi' yaşıyor




A.A

Her yıl Noel döneminde tek bir yabancı turistin bile görülmediği İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı Şirince Köyü'nde bu yıl Maya takvimine göre “21 Aralık'ta kıyamet kopacağı, kıyametten İzmir'in Şirince köyünün etkilenmeyeceğine” inanan bir grubun ilgisi nedeniyle bu dönemdeki rezervasyonlar doldu.



Guetemala'da bu yılki kazılarda hem daha eski hem de 21 Aralık 2012 tarihinin daha ilerisini gösteren bir Maya takvimi bulunsa da belli çevrelerin, “Efsanevi Marduk gezegeninin 21 Aralık'ta dünyaya çarparak kıyametin kopacağı” yönündeki inanışı sürüyor.

Dünyada kendilerini “Mavi Enerji Grubu” olarak nitelendiren bir grup, 21 Aralık 2012'de sonlanan Maya takvimine dayanan inanışları çerçevesinde, kıyametten yeryüzünde sadece Şirince ile Fransa'nın güneyindeki Bugarach köyünün etkilenmeyeceğini düşünüyor.

ŞİRİNCE FOTOĞRAFLARI

Bu düşünce, bozulmamış mimari yapısıyla önemli bir turizm merkezi konumunda olmasına karşın, her yıl 15 Aralık'tan yıl sonuna kadar süren Noel döneminde yabancı turistten mahrum kalan Şirince köyünü cazibe merkezi haline getirdi.

Dünyadaki hayatın 21 Aralık'ta son bulacağına ve bu kıyametten sadece Şirince ile Bugarach köylerindeki insanların Hz. İsa tarafından kurtarılacağına inanan “Mavi Enerji Grubu”na mensup kişiler, Şirince köyündeki konaklama tesislerini yaptırdıkları rezervasyonlarla aralık ayı için şimdiden doldurdu.



“Önceki yılların tersine bir tablo var”
Şirince'deki Mistik Konakları sahibi turizmci Engin Vatan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu inanç nedeniyle yabancı turist açısından her sene boş geçen 15-31 Aralık döneminde farklılık yaşandığını ifade ederek, “2012 yıl sonu için yoğunluk daha sene başından başladı. Aralık ayının 15'inden yıl sonuna kadar olan dönemde normalde Noel nedeniyle hiç yabancı müşterimiz olmazdı, ama bu yıl tam tersi oldu. Dünyanın her yerinden daha çok yabancıların akın ettiği bir dönem oldu” diye konuştu.

Köydeki konaklama tesislerinden Şirince Erdem Konakları'nın işletme müdürü Mustafa Yıldırdı da 21 Aralık dönemine yönelik yoğunluğun söz konusu olduğunu belirterek, “Bu yıl Maya takvimindeki hadiseden dolayı bir rezervasyon patlaması var. Odalarımızın çoğu satılmış durumda” dedi.

Şirince Kırkınca Konakları'nın sahibi turizmci İlkan Gülgün de ilk defa yıl sonu yoğunluğu yaşadıklarını dile getirdi. “Dünyada, Şirince'nin enerjisinin çok yüksek olduğuna, burada 'mavi akım' dedikleri bir enerjinin var olduğuna inanan insanlar var” diyen Gülgün, “Şirince'ye bir gemi gelecekmiş, insanları alıp bir yere götürecekmiş. Böyle bir inanış var, yoğunluğu buna bağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Hareketlilikten köylüler de mutlu

Her biri turizmden gelir elde eden Şirinceli köylüler de aralık ayı sonu için bu yıl ilk kez yaşanan hareketlilikten mutluluk duyuyor.
Şirince sakinlerinden İbrahim Kataç, “Keşke bu söylentiler hep olsa. Bu söylentilerle buraya daha çok insan, daha çok müşteri gelmiş olacak. Böylelikle köyde ticari hareketlilik oluşacak” dedi..












Kaynak ve daha fazlası: http://www.hurriyet.com.tr/

24 Ekim 2012 Çarşamba

Bu şehirler insanı büyülüyor!

Bu şehirler insanı büyülüyor! 


Avrupa’nın Açıkhava müzesi Prag, ihtişamlı müzeleriyle Londra ve alışveriş cenneti Dubai… Bu 3 gözde şehirden biri bayramda adresiniz olabilir. İşte Jolly Tur’un gözde büyüleyen şehirlere yolculuğu
......


Dubai
20. yüzyılın ortalarında sadece bir balıkçı köyüydü. Şimdilerde ise sadece Birleşik Arap Emirlikleri’nin değil tüm Arap yarımadasının en önemli iş ve ticaret merkezi. Bu petrol cenneti Ortadoğu ülkesi, ekonomisi ve kültürüyle kendi coğrafyasına tezat oluşturuyor. Dubai ’’Körfezin İncisi’’ olarak biliniyor. Bu ad, bir zamanlar buralarda yaşayanların, geçimlerini yalnızca denizden çıkardıkları incileri satarak sağlamasından ortaya çıkmış. Ancak inci çıkarmak günümüzde artık yerini ticarete bırakmış. Dubai için ucuz alışveriş cenneti denilebilir. Burada devasa büyüklükte 29 alışveriş merkezi var. En büyük özelliği ülkede vergi olmaması. Dubai’de dünyanın dört bir yanından gelen insanlar yaşıyor. Bu yüzden her ülkenin mutfağından tatlar bulabilirsiniz. Dünyanın en güzel mimari uygulamalarını göreceğiniz bu şehir size çölün huzurlu tenhalarından, çarşı pazarın koşturmasına bir yelpaze sunar.





Prag

Avrupa’nın açık hava müzesi olarak anılır Prag… Son 5 yıldır belki de dünyanın en gözde, en çok turist alan şehirlerinin başında gelir. Prag’da UNESCO’nun koruma altına aldığı bir çok yer vardır. Mutlaka şehir turunun tamamını yürüyerek yapmak, her sokağın tadını çıkarmak gerekiyor. Bu tur en iyi ihtimalle 3 saat alacak ama yorulmayacaksınız. Çünkü her noktası ayrı bir keyif. Prag’da ufak tefek restorasyonlarla yüzyıllardır ayakta kalmış her türlü mimari yapı var. Görkemli St. Vitus Katedrali, ressamlarla dolu Charles Köprüsü, muhteşem Saat Kulesi ve bunların etrafındaki cafeler, restoranlar size hem keyif verecek, hem tarihe yolculuğa çıkaracak. Prag’ın daracık sokaklarında gezerken, ‘’bir masal şehrinde miyim?’’ sorusunu kendinize soracaksınız. Prag’a gitmişken son yılların en gözde Thermal bölgesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Ormanın içine kurulmuş bir yer burası. Hatta 1918 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün tedavi amaçlı bulunduğu bu bölgede, Rus Çarı Büyük Petro, Goethe, Pasteur, Tolstoy, Freud gibi onlarca ünlü gelmiş ve kalmış...





Londra

Londra denilince akla ilk başta çift katlı otobüsler, ünlü Big Ben Saat Kulesi ve muhteşem bir saray gelir. Oysa ki Londra bunlardan çok daha fazlasıdır. Tertemiz sokakları, birbirinden ihtişamlı müzeleri, parkları, gece hayatı ile dev bir kültür birikimi ve mozaiğidir. Londra şehri, dünyadaki en etkileyici müzelerden ve sanat koleksiyonlarından çoğuna ev sahipliği yapmaktadır. British Museum dünyadaki en ünlü müzelerden biridir. National Gallery ise 1230’dan 1900 yılına kadar 2.300’ün üzerinde resim ile Avrupa’daki tüm önemli resim okullarının çalışmalarını kapsamakta ve çok sayıda ünlü sanatçının baş yapıtına ev sahipliği yapmaktadır. Science Museum ise buharla çalışan motorlar ve Apollon’un komut modülü de dahil olmak üzere 18. Y.y.’dan günümüze bilimsel konuları içeren gerçek bir müzedir. Başkentte müzik, komedi ve tiyatro için de görebileceğiniz sayısız yer var. Kentin batı tarafındaki tiyatro sahası yeni prodüksüyonlar ve Billy Elliot, The Phantom of the Opera ve Cats gibi uzun soluklu klasik müzikaller için dünyaca ünlü bir bölgedir. Alışveriş de düşünüyorsanız Marble Arch, Oxford Circus ve Tottenham Court Road amacınıza fazlasıyla ulaşabileceğiniz yerler.

Püf Noktası - 1


Herşeyin bir kolayı var eğer inanmıyorsanız alttaki yazıya bir göz atın

Eğer altın kaplamalı çelik vazonuzun zamanla mat bir görünüm aldığından yakınıyorsanız, saf alkole batırılmış bir pamukla silerek, eski parlaklığına kavuşmasını sağlayabilirsiniz.
Saç fırçalarının temizliği pratik olarak iki yolla temizlenir. Su ile veya kuru bir şekilde. Su ile temizlemek için fırçayı ılık sabunlu su ile yıkamalı sonra dört bardak su içerisine yarım kahve kaşığı amonyak atarak meydana getirdiğiniz sıvının içine fırçayı koymalı, beş on dakika bekletilmelidir. Daha sonra ılık bir suda çalkalanarak kurumaya bırakılmalıdır. Fırçaları kuru temizlemek için kepek kullanılır. Isıtılan kuru kepek fırçanın üstüne dökülür ve bir başka fırçayla fırçalanarak temizlenmesi sağlanır.
Kepek çok iyi bir temizlik aracıdır. Müslin kumaşlar kepek suyuyla iyi temizlenir. Kepek suyuyla yıkanan saçlar pırıl pırıl olur. Yine kepek suyuyla yapılan banyo da cilde çok iyi gelir.
Eğer altın kaplamalı çelik vazonuzun zamanla mat bir görünüm aldığından yakınıyorsanız, saf alkole batırılmış bir pamukla silerek, eski parlaklığına kavuşmasını sağlayabilirsiniz.
Kahve değirmeninizde başka seyler çektiginiz zaman, genelde çekilen şeylerin kokusu kalır ve bu koku çektiğiniz kahveye sinebilir. Kahve değirmenini temizlemek ise hiç kolay değildir. Kokuyu çıkarmak için; bayat ekmeği parçalara ayırın ve kahve değirmeninde çekin. Böylece kahve değirmeninde olusan kokular ekmek tarafindan alınmış olacak ve kokudan eser kalmayacaktir.
Haftada bir ılık su içerisine çok az amonyak atmalı ve bu amonyaklı su ile halıları silmelidir.Bu temizlik halılari aynı zamanda güvelere karşı da muhafaza eder.
Duvar kağıtlarının tozdan arınmasi için yulaf ununa batırılmış bir fanila parçası ile silmek kafi gelecektir. Bu işlem sonucunda temizlenen yerler ayrıca leke de tutmayacaktır.
Yemek yaparken çelik tencereniz yandıysa, sakın üzülmeyin. Tencerenizi yeniden pırıl pırıl yapabilirsiniz. Bunun için 1 tatlı kaşığı karbonat ve 1 fincan sirkeyi tencerenizde kaynatın. Hem üzerine işleyen kara lekeler çıkacak, hem de tencereniz tertemiz olacaktir.
Camı en iyi parlatan gazete kağıdıdır. Önce deterjanlı suyla sildiğiniz camlarınızı sonra kağıt ile parlatmakta büyük fayda vardır. Camlarınız fazla soğuktan donmuş ise bu türlü camları tuza batırılmış nemli bezle silmek gerekir.
Alternatif bulaşıklarınızı sünger veya kumas bezler yerine eski naylon çoraplarınızla yıkarsanız, işiniz daha kolaylaşacaktır. Üç tane naylon çorabın ayak kısımlarını kesip attıktan sonra hepsini üst üste koyarak dörde katlayın. Makineyle çevrelerini dikin, enine ve boyuna dikişler geçin. Böylece çok kullanışlı bir bulaşık bezi elde edersiniz.
Su kaynattığınız kaptaki kireci temizlemek için kabın içine yumurta kabuklarını bırakıp kaynatın. Tertemiz olur.
Mutfakların vazgeçilmez yardımcılarından blendırları temizlemek epey yorucudur. Fakat, pratik bir yolla blendırı çok kolay temizleyebilirsiniz. Bunun için, blendırın yarısına kadar, ılık su doldurun ve çalıştırın, içindeki tüm lekelerin çıktığını göreceksiniz.
Banyonuzun tertemiz olmasını isterseniz haftada bir sıcak sirke ile yıkayınız. Sirkeyi ateşte kaynattıktan sonra banyonun içine dökerek bir bezle iyice siliniz, sonra temiz su ile yıkayınız.
Hemen temizlenmeyen bal lekelerini çıkarmak zordur. Ama leke olur olmaz hemen ılık suyla yıkanır ve durulanırsa lekeden eser kalmaz.
Evinizin beyaza boyanmış kapı, pencere ve benzeri tahta kısımlarını çok ucuza temizleyebilirsiniz. Birkaç soğanı, iyice yumuşayıncaya kadar kaynatın. Biraz soğuyunca temizlenecek yerlere bir bezle sürün. Boyanın pırıl pırıl parlaması için çok fazla ovmanız gerekmeyecektir.
Aynayı temizlediğiniz son suya alkol katarsanız sineklerin konmasını engellersiniz.
Elleriniz için: At kestanesi tozu ile ellerinizi yıkarsanız beyaz ve yumuşak olmalarını sağlarsınız.
En iyi temizleyici alkoldür. Ancak ampulün yüzeyi pütürlüyse bir kesilmiş soğan parçasıyla silin, sonra nemli bir bezle temizleyin. Ampulü temizledikten sonra ışığı yakmadan, üzerine bir iki damla parfüm sürün. Eviniz mis gibi kokacaktır.
Kimi zaman alüminyum kaplarımız kirlenir ve lekelenir (özellikle bulaşık makinasında yıkadıktan sonra kararırlar). Bunların temizliği de kolaydır. İçinde kuzukulağı pişirin veya süt kaynatın. Bozulan rengi eski haline dönecektir. Biraz zeytinyağı ile birkaç damla alkolü karıştırın ve yumuşak bir bezle alüminyum kaplarınıza sürün. Pırıl pırıl olacaklardır.
Sıcak su ve kola ile yapılan koyu hamur, kalın bir tabaka halinde temizlenecek yüzeye sürülür. Kurumaya bırakılır. Tamamen kuruyunca çatlar ve bütün pislikleri alarak parça parça dökülür.
Bir litre suya 15 gr. sabun rendesi ve 100 gr. amonyak ilave edin. Temizlemek istediğiniz altın eşyalarınızı bu karışımın içinde yarım saat kadar bırakın. Sonra, soğuk suyla çalkalayın ve bir deri parçasıyla temizleyin.
Mumlarınızın damlamamasını istiyorsanız, size bir önerimiz var: 3 saat süre ile mumları tuzlu suda bekletin ve daha sonra bir bezle kurulayın. Artık hiç damlatmayacak ve leke yapmayacaklardır.
Eski havlularınızı yumuşatabilmek için yıkadıktan sonra bolca mutfak tuzu dökülmüş sıcak suda bir saat bekletin. Havlularınızın ne kadar yumuşadığına inanamayacaksınız.
Dolaplarınızın içi rutubetlenirse, askılara asacağınız, okullarda kullanılan beyaz tebeşir bu sorundan sizi kurtaracaktir.
Mumlar, özellikle romantik yemeklerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Mumların ömrünü uzatmak için, kullanmadan 2 saat önce buzdolabının derin dondurucusuna koyup bekletin. Böylece, mumun eriyip masa örtüsüne damlamasını, ya da şamdanda çıkarılmayacak izler bırakmasını önlemiş olursunuz.
Dolaplarınızın içi rutubetlenirse, askılara asacağınız, okullarda kullanılan beyaz tebeşir bu sorundan sizi kurtaracaktir.
Mumlar, özellikle romantik yemeklerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Mumların ömrünü uzatmak için, kullanmadan 2 saat önce buzdolabının derin dondurucusuna koyup bekletin. Böylece, mumun eriyip masa örtüsüne damlamasını, ya da şamdanda çıkarılmayacak izler bırakmasını önlemiş olursunuz.
Otomatik çamaşır makinanızda çamaşırlarınızın yanı sıra espadrillerinizi, koton spor ayakkabılarınızı, vinleks çantalarınızı ve anoraklarınızı da yıkayabileceğinizi biliyor muydunuz? Bu eşyalarınızı hassas bir yıkama programında temizlemeli, daha sonra sıcak bir ortamda iyice kurutmalısınız.
Toprak tencereler ya da çömlekler yeni alındıklarında küçük çatlaklar oluşması nedeniyle kırılma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Bunu önlemek için toprak tencerelerinizi kullanmadan önce 3/4 'ünü sirkeli sıcak suyla doldurun. 24 saat bekletin ve soğuk suyla yıkayın. Bu işlemlerden sonra her türlü yemeğ pişirmeye hazır olacaktır.
Toprak kaplarınızın içinde patates kabuklarını kaynatarak, kaptaki sararan kısımların eski görünümüne kavuşmalarını sağlayabilirsiniz.
Toprak kaplarınızın içinde patates kabuklarını kaynatarak, kaptaki sararan kısımların eski görünümüne kavuşmalarını sağlayabilirsiniz.
Özellikle salatalar için kullanılan tahta kaplar, masaya ayrı bir şıklık katar. Fakat, bu tahta kapları suyun içinde bırakırsanız, yıpranıp çatlar. Bunun için, kullandıktan sonra hiç bekletmeden hemen yıkayıp, kurulayın. Tahtaların bozulmasını önlemiş olursunuz.
Mutfakta kullanılan tahta kaşıklar renklerini çabucak kaybeder, kahverengine dönüşürler. Bunu bir dereceye kadar önlemek istiyorsanız, tahta kaşıkları, kullanmadan önce duru suda iyice ıslatıp kullanırsanız daha iyi netice alırsınız.
Yemek takımınızdaki tabakların çatlaklar nedeniyle kırılmalarından ve takımın bozulmasından korkuyorsanız; çatlak tabağı bir tencereye yerleştirip süt ile doldurun. Çok kısık ateşte 45 dakika kaynatın ve soğumaya bırakın. Çatlaklardan eser kalmayacaktır. Aynı işlemi tüm porselen objeleriniz için deneyebilirsiniz.
Su şişelerinin dibi zamanla yosun tutar. Bu da hem kötü bir görüntüye, hem de pis bir kokuya yol açar. Bunu yoketmek için, şişelerin içine gazete parçalari atıp, içine su doldurun. Birkaç saat sonra çalkalayın. Ve gazete parçalarını içinden çıkartın. Daha sonra deterjanlı sıcak suyla yıkayın. Böylece yosunlardan kolayca kurtulmuş olursunuz.
Dondurulmuş eti az sirkeli suda bekletmek daha kolay çözülmesini sağlar.
Sofrada peçetelerinizin karışmasını önlemek için, değişik renkte peçeteler kullanabilirsiniz. Bu suretle hem peçeteler birbirine karışmaz, hem de sofranızın görünümü daha zevkli olur.
Pirinç eşyalarınızı parlatmak için temizleme suyuna birkaç damla limon damlatın ve bununla iyice ovuşturarak silin. Yataklarınızın pirinç başlarını sıkılmış yarım limonla iyice ovuşturun, pırıl pırıl olacak ve içiniz rahat edecek.
Mermerin can düşmanı çok sıcak ütü, tencere gibi eşyanın üstüne konmasıdır. Sararmış mermerler için en iyi beyazlatma yolu, bol tuzlu limon suyuyla ovmaktır. Sözünü ettiğimiz eriyikle ovulan mermer, durulanıp, pamuklu bir bezle parlatılırsa ilk günkü haline kavuştuğunu göreceksiniz.
Abajurunuzun çok ışık verebilmesi için başlık kısmının içini alüminyum kağıtla kaplayın.
Bu tür kilimlerin kaymaması için serilen tarafın dört ayrı köşesine birer ince lastik veya köpük sünger parçası dikmeniz kafi gelecektir.
Halıların ömürlerini uzatacak en iyi çare, serilmeleri esnasında takip edilecek yoldur. Halılar serilirken altlarına kalın mukavva bulunmazsa da birkaç tabaka gazete kağıdı konmalıdır. Bu durum hem halının fazla kirlenmesini önleyecek hem de daha uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır. Halıların altındaki kağıtları, büyük temizliklerde değiştirmekte fayda vardır.
Mobilyalarinizdaki ufak çaptaki çizik ve lekeleri çıkarmak için gaza batırılmış bir bezle silmek kafi gelir. Derin çiziklerde ise içine erimiş mum koyarak kapatıp aynı işlemi tekrarlayabilirsiniz.
Kızgın ütüyü, üstüne sofra tuzu serptiğiniz bir kağıdın üstünde gezdiriniz. Kola çıkar.
Eğer bıçağınız paslanmışsa ikiye kesilip üzerine pudra şekeri serpilmiş soğanla ovuşturun.
Evlerin içi ısınıncan pencere camlari ekseriyetle terler, su aşağı doğru süzülerek camları kirletir. Buna mani olmak için, bir bezi az gliserine batırarak camları bu bezle silmektir. Gliserin camların terlemesine ve suyun süzülerek yerleri kirletmesine mani olur.
Süpürgelerin sağlamlaştırılması için, alır almaz gayet sıcak su içerisinde bırakmalı. Su soğuyunca çıkarıp silkmeli ve kurutmalıdır. Bu suretle süpürgenin telleri sertleşir. Ayda yahut onbeş günde bir bu işlemi tekrarlamak süpürgeyi hem temizler hem sağlamlaştırır.
Beyaz tül perdeler, pencerede dura dura kararır, değil mi? Gerçi önceleri, yıkamayla bu siyahlık gider ama, daha sonraları bu kararmayı gidermek kolay olmaz. Onun için size tavsiyemiz yıkama suyuna 1-2 çorba kaşığı toz şeker katmanızdır.
Lastik pompalarla dakikalarca açmak için uğraşmayın. Kaynar sodalı su, tıkalı delikten dökülürse tıkalı yer hemen açılacaktır.
Çamaşır kaynatırken oluşan buharı önlemek için, tülbent içine koyduğunuz defne yapraklarını kaynama suyuna atınız.
İçinde yumurta kaynattığınız suyu sakın dökmeyin. Soğumasını bekleyin ve mineraller bakımından oldukça zengin olan bu suyla salon bitkilerini sulayın.
Musluğunuzun lastiğini (contasını) değiştirin. Siz tamir edemeyecekseniz tamircinin gelmesini beklerken, ''tıp tıp'' sesinden kurtulmak mı istiyorsunuz? O halde musluğa ucu lavabonuzun deliğine kadar inebilecek uzunlukta bir ip takın. Akan su damlaları sessizce bu ipi izleyecektir.
Yiyecek kaplarının üzerini örtmek ve yiyecekleri korumak için kullanılan naylon folyoları buzdolabında saklarsanız, soğuktan dolayı ucu daha da belirginleşir. Ve gerektiği zaman buzdolabından alıp, vakit kaybetmeden kolayca rulosundan çıkarabilirsiniz.
Karıncalardan kurtulmak için en basit çare bulundukları yere kesilmiş yarım limon koymaktır. Limon çürüyünce, neşrettiği hafi, kendine mahsus koku karıncaları kaçırmaya kafidir.
Plastik eşyalar zamanla sararır. Eski haline döndürmek için onları yarım saat boyunca biraz beyazlatıcı katacağınız sıcak suda bekletin. Eğer yüksek ısıdan ötürü ütünüzün demiri sarardıysa oksijenli suyla ovmanız yeterli olacaktır.
Kristal bardaklar yıkandıkça ışıltısını kaybeder ve mat bir görünüm kazanmaya başlar. Fakat kristal bardaklarınızı yıkarken kullandığınız deterjana yarım su bardağı sirke ve tuz ekleyip, öyle durularsanız ilk günkü gibi parladıklarını görürsünüz.
Salondaki halılarınızın rengi gittikçe soluyor ve üzerini toz kaplıyorsa, 1 kova suyun içine 1 fincan gaz koyun. Bu gazlı suyla sildiğinizde halılarınız hem dezenfekte olur, hem de temizlenir. Tabii rengi de ilk alındığı gibi canlı ve parlak olur.
Kahve ve çay bazen fincanlarda çıkmayan lekeler bırakır. İşte acil ve etkili bir çözüm. Nemli bir havluyu deterjanlı suya batırıp çıkarın ve lekenin üzerini ovuşturarak silin. Diğer bir yöntem ise diş macunu ile temizlemektir.
Özellikle fırında et kızarttığınız zaman, ızgaralar çok kirlenir. Yıkarken de, ızgaraları temizlemek biraz zor gelebilir. Fakat ızgaraları ıslatıp, ponza tasıyla ovarsanız tüm yağların ve lekelerin çıktığını, ızgaranın pırıl pırıl olduğunu göreceksiniz.
Bir sabah uyandığınızda diş macununuzun kalmadığını görürseniz ne yaparsınız? Dişlerinizi fırçanıza damlatacağınız 1-2 damla limonla fırçalayın ancak çalkalamayın. İşe yaradığını göreceksiniz.
Bulaşık makinesi çatal, bıçaklarınızı karartıyorsa, bunu önlemenin kolayı var. Bulaşık makinesinin deterjan gözüne ayda bir kere olmak üzere çamaşır suyu koyun. Böylece çatal ve bıçaklarınızın kararmasını engellediğiniz gibi onları parlatmış da olursunuz.
Bakır tencerelerinizi ve bu malzemeden yapılan diğer tüm eşyalarınızı, kaya tuzu ve sirke ile silerek ilk günkü ışıltısına kavuşturabilirsiniz.
Pişirirken tencerenin dibi mi tuttu? Bir gece tuzlu suda bekletin, tencere daha kolay temizlenecektir.
Teflon tavalar, tencereler çok kullanılmaktan ötürü zamanla sararır. Bunu önlemek için zaman zaman, içine su biraz da çamaşır suyu koyduktan sonra ateşin üstünde kaynatın. İndirince de önce sıcak, sonra da soğuk suyla iyice durulayın. Teflonunuzun sarı rengi kaybolacaktır.
Parlaklığını yitirmiş bir sürahiye eski halini kazandırmak için yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak su doldurup sıkı sıkı sallayın.
Alüminyum kapların zamanla kararması insanın mutfakta çalışma zevkini kaçırır. Halbuki bunu kolayca önlemek mümkündür. Alüminyum kaplarınızı su ve bolca sirke koyarak kaynatın. Hepsi pırıl pırıl olacaktır.
Kadife Kaplı Mobilyalar; Kadife kaplı koltukların kadifeleri sirkeli suyla silinirse çok güzel parlar.
Deri kaplı mobilyalar limon ya da portakal kabuğuyla ovulursa yeni görünüşlü olur.
Sebzelerinizi tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin. Tuzlu su, sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.
Kristallerin ışıl ışıl parlaması için, yıkadıktan sonra durulama sırasında sirkeli suya batırın. Göreceksiniz bardaklarınız, kadehleriniz pırıl pırıl olacaktır.
Paslanmaz çelikten tencereler zamanla parlaklığını kaybedebilir. Biraz sirkeyi ateşe koyup ısıtın. Sonra yumuşak bir bezi bu ılık sirkeye batırarak iyice ovun. Ama sonra da iyice durulayın. Bir fanila parçasıyla parlatırsanız, çelik tencereniz pırıl pırıl olur.
Bulaşık suyunuza bir kaşık sirke katmakla bulaşıklarınızın daha kolay ve güzel yıkandığını göreceksiniz.
Evde ortaya çıkan karıncaları yok etmek için, kahve telvesi kullanmanız iyi sonuç verecektir.
Yağlı şişeleri temizlemek için, önce yıkamak gerekir. Sonra durulanan şişenin içine sodalı su koyarak sallamaya başlanır. Beş dakika kadar sallanan şişe çalkalanıp bu sefer içine kahve telvesi ilave edilir. Bir sürede bu şekilde sallanan şişe kısa zaman sonra yağlardan tamamen temizlenmiş duruma gelecektir.
Bakır kaplarınızı parlatmak için, bir bezi sirke ile hafifçe ıslatıp, bakırı ovun.
Sürahinizin dibi kir tutmuş ise, içine bir avuç tuz ile sirke koyup çalkalayınız, tertemiz olacaktır.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...