1 Eylül 2008 Pazartesi

Kritik deney için son 10 gün




Kritik deney için son 10 gün

Evrenin oluşumunun sırlarını aydınlatmayı amaçlayan deney için dünya nefesini tuttu

İsviçre CERN laboratuvarındaki ATLAS Projesi’nin startına 10 gün kaldı. Fizikçiler ‘yüzyılın deneyi’nin evrenin sırlarını çözeceğini söylüyor


Evrenin oluşumunun sırlarını aydınlatmayı amaçlayan, dünyada bugüne kadar yapılacak en büyük deney için artık geri sayım başladı. Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN) bünyesinde, AB ve diğer ülkelerden gelen onlarca bilimadamı, 9 milyar dolara malolan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider, LHG) deneyi 10 Eylül’de gerçekleşecek. Fransa-İsviçre sınırındaki bir bölgede yerin 150 metre altındaki 27 kilometrelik bir tünelde gerçekleştirilecek bu deneyde, her maddenin yapı taşı olan atomun çekirdeğinde bulunan proton parçacıkları, LHG adlı bir makinede ışık hızına yakın bir hızla birbirlerine çarptırılacak. Bu parçacıklar saniyede 11 bin kez birbirlerine çarpacak.

Büyük enerji çıkacak

Ortaya büyük bir enerjinin açığa çıkması bekleniyor. Örnek vermek gerekirse, deney sırasında bir toz parçacığının 1 milyarda biri boyutlarında bir alanda, güneşin 100 bin katı sıcaklığında ısı oluşacak. Bilim adamları çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor. Böylece, evrenin oluşumuna neden olduğu iddia Büyük Patlama’nın (Big Bang) ilk saniyelerine benzer bir ortam yaratılacak. Böylece evrenin kökeni ilgili daha çok bilgi sahibi olacaklar.

Ziyaretçiler gelebilir

Tüm buraya kadar her şey “ileri fiziğin” alanı gibi gözüküyor. Ancak bir çok bilimadamı da bu deneyin çok büyük bir tehlike taşıdığını ve aslında tüm insanlığı ilgilendirdiğini söylüyor. Viyana Üniversitesi’nden Markus Goritschnig, deney sonucu dünyayı yutabilecek mini kara delikler ortaya çıkabileceğini söyleyerek, bunun sonucunda dünyanın dört yıl içinde yok olabileceğini öne sürdü.

Mini kara deliklerin, bilinen en tehlikeli nesneler olabileceğini söyleyen Goritschnig, deneyin ’ateşle oynamak’ olduğunu savundu. Moskova’daki Steklov Matematik Enstitüsü’nden iki matematikçi Irinia Arefava ve Igor Volovich’e göre ise bu deney sırasında ortaya çıkan yüksek enerji, zamanda bir kırılma yaratacak. Buna göre açılacak zaman koridorunda geçmişe yolculuk yapılabilecek. n

AİHM’E BAŞVURDU

CERN’DEKİ deneye karşı olan bilim adamlarının başında Almanya’daki Eberhard Karls Üniversitesi Kimya Profesörü Otto Rössler geliyor. Rössler’e göre, deney sırasında açığa çıkan enerji, kara deliklerin açılmasına neden olacak. Ve tüm insanlık tehlikeye atılacak. Einstein’ın ünlü E=mc2 denklemine göre açığa çıkan büyük enerji uzayda ve zamanda kırılma yaratabiliyor. Rössler deneyi durdurmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.

Vatan

Yüzyılın deneyi


Yüzyılın deneyi
Evrenin oluşumundaki sırları ortaya çıkaracak büyük patlama deneyinde geri sayım başladı

Evrenin oluşumundaki sırları ortaya çıkarması hedeflenen Centre Europeen pour la Recherche Nuclearie-Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde(CERN) yapılacak büyük patlama deneyinde 10 Eylülde önemli bir adım atılarak, ''atomaltı parçacık çarpıştırma cihazı'' çalıştırılacak.

CERN'deki araştırmalara Türkiye'den katılan 50 bilim insanından biri olan ve bir süre önce Türkiye'ye dönen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy, CERN'deki bilimsel gelişmeleri ve izlenimlerini AA muhabirine anlattı.

12 Avrupa ülkesi tarafından İsviçre-Fransa sınırında bulunan Cenevre'de 1954 yılında kurulan CERN'in, bugün dünyanın en büyük yüksek enerji fiziği laboratuvarı olduğunu belirten Sultansoy, bu merkezin Avrupa'nın nükleer fizik alanında ABD ve Rusya ile rekabet eder düzeyde olmasını sağlamak amacıyla kurulduğunu anlattı.

1999 yılında Bulgaristan'ın katılımı ile CERN'e üye ülke sayısının 20'ye yükseldiğini ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden 6 bin 500 dolayında bilim insanının buradaki araştırmalarda yer aldığını ifade eden Sultansoy, ''Türkiye, maalesef, halen gözlemci statüsündedir. Ancak son üç yılda yetkililerin çabalarıyla büyük bir canlanma başlamıştır'' diye konuştu.

Kuruluşundan itibaren CERN hızlandırıcıları sayesinde pek çok yeni parçacık bulunduğunu aktaran Sultansoy, özellikle 1970'lerde nötr zayıf akınlar ve zayıf etkileşmeleri taşıyıcısı olan elektromanyetik etkileşmelerin taşıyıcısı fotonun büyük kütleye sahip benzerleri, 1980'lerdeki W ve Z bozonların CERN'de yapılan bulgular arasında olduğunu ve bunların Nobel Ödülü aldığını belirtti.

-ÇARPIŞTIRICI ÇALIŞMA AŞAMASINA GELDİ-

CERN'in dünya kamuoyunun odağı haline gelmesinin nedeninin ''mühendislik harikası olan insanoğlunun kurduğu en büyük hızlandırıcı Large Hadron Collider-Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın (LHC) çalışma aşamasına gelmesi'' olduğunu vurgulayan Sultansoy, yerin yaklaşık 100 metre altında 27 kilometrelik tünelde kurulan bu çarpıştırıcının üzerinde 4 dev deney aletinin kurulduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Bunlardan ikisi, ATLAS (A Toroidal LHC ApparatuS) ve CMS (Compact Muon Solenoid), genel amaçlı detektördür. ALICE (A Large Ion Collider Experiment) detektörü maddenin yeni hali olan quark-gluon plazmasını, LHCb (Large Hadron Collider beauty) deneyi ise evrenin oluşumunu sağlayan madde-antimadde asimetrisini incelemek için tasarlandı.''

-10 EYLÜLDE DENEYİN ÖNEMLİ BİR ADIMI ATILACAK-

8 Ağustos 2008'de ilk protonların ön hızlandırıcıdan ana hızlandırıcıya başarılı bir şekilde aktarıldığını anımsatan Sultansoy, 10 Eylülde ilk proton demetinin ana hızlandırıcıda devrinin sağlanması çalışmasının yapılacağını bildirdi.

Sultansoy, böylece yapımı yıllar süren ''atomaltı parçacık çarpıştırma cihazı''nın çalıştırılma aşamasına geldiğini söyledi.

Bu deneyin ardından Ekim ayının başında da 5 teraelektronvolt (TeV) enerjiye sahip proton demetlerinin çarpıştırılmasının öngörüldüğünü anlatan Sultansoy, CERN'deki çalışmalarda evrenin oluşum sırlarıyla ilgili yeni bilgilerin de 2009 yılının sonlarından itibaren alınmaya başlanmasının öngörüldüğünü aktardı.

Sultansoy, ''Son araştırmalara göre, 2009'un sonlarında deneyler sonunda mini kara delikler görme olasılığı ortaya çıkacak. Ancak büyük patlama henüz olmayacak. Evrenin oluşmasıyla ilgili bilgilere bu tarihten sonra ulaşılmaya başlanacak. 10 Eylüldeki deneyde de büyük bir adım atılacak. Protonların 27 kilometrelik ana halkada dönmesini göreceğiz'' diye konuştu.

Bu çalışmaların Kasım ayı ortalarında tamamlanmasının ardından gelecek yıl da asıl amaç olan 7 TeV'lik proton demetlerinin çarpıştırılmasının planlandığını aktaran Sultansoy, ''Bu durumda ilk bilgilerin 2009 yılının yaz döneminde fizik camiasına aktarılması söz konusu'' dedi.

-EVRENİN EN SOĞUK YERİ-

Dünyanın 300 Kelvin, evrenin ise 2.7 Kelvin dolayında bir sıcaklığa sahip olduğunu, CERN'deki sistemin ise 1.8 Kelvin sıcaklıkta çalıştığını belirten Sultansoy, ''Dolayısıyla CERN, evrenin en soğuk yeri.. Bu pek çok anlamda mühendislik harikası. 10 Eylülden itibaren hızlandırıcıların çalıştırılması aşamasına girmiş olacağız'' dedi.

Sultansoy, 10 Eylülde yapılacak deneyde dünyanın pek çok bölgesinden gazetecinin deneyi izleyeceğini ve kamuoyu ile sonuçları paylaşacağını söyledi.

-''CERN'DEKİ İLERİ TEKNOLOJİLER NELER OLACAK?''-

CERN'deki teknolojilerin üç ana konu etrafında odaklandığını belirten Sultansoy, bunları evrenin oluşum sırlarını ortaya çıkarmayı hedefleyen ''hızlandırıcı teknolojileri'', ''detektör teknolojileri'' ve ''bilişim teknolojileri'' olarak sıraladı.

Hızladırıcı teknolojisi olmadan bilim ve teknolojide hemen hemen hiç bir alanda geleceğin teknolojilerinin oluşturulamayacağına işaret eden Sultansoy, detektör teknolojilerinin de başta savunma sanayi olmak üzere pek çok alanda kullanıldığını söyledi.

CERN'deki araştırmalarda dünyanın en önemli bilişim teknolojilerinin geliştirilmeye başlandığını, dünya genelinde pek çok bilgisayarın ortak kullanılmasını sağlayacak ''Grid'' teknolojisinin en ileri araştırma aşamalarının da burada yapıldığını kaydeden Sultansoy, Grid'in www sisteminin bir üst sistemi olduğunu ve bu teknoloji sonucu gelecekte yaşanacakların tahmin bile edilmesinin zor olduğunu belirtti.

Sultansoy, ''Özellikle e-devlette her mesleğin bilgi alışverişinin çok hızlı yapılacağı dünya genelinde ortak bilgisayar ağı oluşturacak grid projesinin temelleri de burada atılıyor. CERN'in yıllık ürettiği bilgi miktar 15 milyon GB dolayında'' diye konuştu.

-CERN'DEKİ TÜRKLER-

Türkiye üniversitelerinden ve TAEK'ten yaklaşık 50 bilim insanının CERN'de yapılan araştırmalara katıldığını anımsatan Sultansoy, bunun yanında 10 bilim insanının da ABD, İngiltere ve benzeri ülkelerin üniversiteleri üzerinden CERN'de çalıştığını belirterek, şunları söyledi:

''Bu sayıya ulaşmamız geçen yıl düşen uçakta kaybettiğimiz Prof. Dr. Engin Arık önderliğinde ve Türk Fizik Derneği başkanlığı desteği ile yaptığımız mücadelenin sonucu. 10 yıl önce bu sayı 10 kişiyi bile bulmuyordu. Son yıllarda Başbakanlığın, DPT'nin ve TAEK Başkanının desteklerini özellikle vurgulamak gerekiyor.

Tüm bunların yanı sıra Türkiye, mutlaka CERN üyesi olmak zorunda. CERN'de ortaya çıkan yeni teknolojilerden üye ülkeler yararlanabilecek. Ancak gözlemci ülkelerin ne kadar bilgi alabileceği henüz belli değil.. Temel fizikle ilgili konular büyük olasılıkla açık olacak, ancak teknolojilerle ilgili bilgilerin ne kadarının açılacağı belli değil.''

CERN'deki ATLAS deneyinde Boğaziçi ve Ankara Üniversitesi, CMS deneyinde ODTÜ, Çukurova ve Boğaziçi üniversitelerinin doğrudan katıldığını ancak, diğer bazı üniversite elemanlarının da bu dört üniversite üzerinden CERN'deki araştırmaları izleyebildiğini anlatan Sultansoy, Türk araştırmacıların deneylere katkısıyla ilgili şunları kaydetti:

''İki yıl önce Doğuş üniversitesi LHC ile doğrudan bağlantısı olmayan CAST deneyine ve bu sene Yıldız Teknik Üniversitesi ALICE deneyine katıldı. Maalesef bu deneylerin kullandığı detektörlerin yapımına önemli bir katkıda bulunamamışız.

Ama Trigger and Data Acqusition-Tetikleme ve Veri Algılama ve detektör elemanlarının testi ile ilgili çalışmalarda faal olarak özellikle Boğaziçi ve Çukurova grupları yer alıyor.

Bununla birlikte Türk grubu, ATLAS deneyinin fizik araştırma programının hazırlanmasında önemli katkılarda bulundu ve bu kapsamda veri alma hazırlıklarında çalışmalarımız devam ediyor.''

Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Türk araştırmacıların hızlandırıcılar konusunda CERN'de 2020'li yıllarda kurulması planlanan Compact LInear Collider-Kompakt Doğrusal Çarpıştırıcı (CLIC) projesi çalışmalarına katıldığını ve bu kapsamda ilk defa genç bilim insanlarının ve yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin en ileri hızlandırıcı teknolojilerden biri ile ilgili doğrudan deneyim kazanma imkanına sahip olduklarını sözlerine ekledi

Habertürk

Telefon görüşmesi bedavaya geliyor


Telefon görüşmesi bedavaya geliyor

Türk girişimciden telefon konuşmalarını bedavaya getirecek müthiş sistem

Türk girişimci tarafından üretilen ‘Segton’ adı verilen sistem ile abone telefon konuşmalarını bedavaya gelecek. Peki bu iş nasıl olacak? İşte ayrıntılar:
Cep telefonlarında "dıt" sesinin yerini artık reklamlar alacak.

Bugün'ün haberine göre, Telekomünikasyon sektöründe yaşanan rekabet, katma değerli hizmetlerde çeşitliliği arttırdı. GSM operatörleri numara taşınabilirliği ve 3G öncesi hizmet yelpazelerine şimdi de "görüşme arası reklam" uygulamasını da katmaya hazırlanıyor.

Tamamen Türk girişimciler tarafından hazırlanan Segton isimli ürün üzerinde anlaşma sağlanırsa, abone telefon görüşmeleri sırasında reklam dinleyerek faturasını düşürebilecek. Son 5 yılın verilerine göre yıllık yüzde 28'lik bir büyüme gösteren reklam pastası girişimcileri yeni fikirler bulmaya itiyor. Türk girişimci Ozan Baykal da Segton adı verilen sistemi operatörlere sundu.

Sistemle ilgili açıklama yapan Baykal, daha önce böyle bir uygulamanın yapıldığını ancak Segton'un farkının kişiye özel reklam olduğunu ürünün patentini de bu yönde aldıklarını söyledi. Baykal "Abonenin özellikleri ve ilgi alanları bilgileri bize arama esnasında ulaşıyor ve o bilgilere göre abonenin ilgi alanı belirlenerek reklamını dinleyeceği firmayı biz seçiyoruz. Böylece abone reklamı dinlerken sıkılmıyor. Reklam veren de hedef kitlesine ulaşabiliyor" diye konuştu. Abonenin dinlediği reklam kadar konuşma ücretlerinin düşeceğini belirten Baykal, operatörlerle görüşmelerin devam ettiğini, anlaşma sağlanır sağlanmaz ürünün piyasaya çıkacağını ifade etti.

Vatan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...