Kivi (Actinidia) Yetiştiriciliği
KİVİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
Anavatanı Çin olan kivi, ticari olarak 1940’lı yıllarda ilk kez Yeni Zelanda’da üretilmiştir. 1970’li yıllardan sonra diğer ülkelerde de yetiştirilmeye başlanmış ve hızla yayılmıştır.
Bugün dünyada kivinin en çok üretildiği ülke Yeni Zelanda’dır. İtalya ise dünyada kivi üretiminde 2. sıradadır. Fransa, Güney Afrika, İspanya, Japonya ve Yunanistan gibi ülkelerde de kivi üretimi yaygınlaşmıştır.
Ülkemizde kivi ilk defa 1988 yılında Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü ile Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü’nde denemeye alınmış ve deneme sonucunda kivi yetiştiriciliğine, iklim ve toprak yapısı bakımından Marmara ve Karadeniz bölgelerinin uygun olduğu tespit edilmiştir.
İthal etmek için milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldığımız kivinin ülkemizde de yaygınlaşması için Ordu Tarım İl Müdürlüğü, 1994 yılında deneme üretimi çalışmalarına başlamış, müdürlüğün deneme fidanlığında damızlık olarak kullanılmak üzere bir kivi bahçesi tesis edilmiştir.
Kivi; sarıcılıcı, tırmanıcı, yaprağını döken, çok yıllık bir bitkidir. Vitamin ve mineral bakımından zengindir. C Vitamini kaynağıdır.
Kivi yetiştiriciliğinin yapılabileceği alanlar kışları ılık, yazları sıcak ve nemli yörelerdir. Baharda tomurcukların sürmesi ile birlikte oluşan genç sürgünler dona karşı çok hassastır.
Genel olarak kivi, derin ve süzek olan, kireçli olmayan topraklarda iyi sonuç verir. Ph’ı5,5 - 7.6 olan topraklarda iyi yetişir.
Kivi fidanı; Çelikle, Tohumla ve Doku kültürü ile üretilir. Ancak yaygın olarak kullanılan yöntem, çelikle üretimdir.
Çelikle üretim için, kivi çeliği; kışın Ocak-Şubat aylarında, yazın ise 15-30 Temmuz tarihleri arasında olmak üzere iki farklı zamanda alınır.Çelikler 2-3 göz, yani 15-20 cm olacak şekilde hazırlanır.
Köklendirme hormonu olarak kışlık çelikte 2000 ppm naftalin asetik asit, yazlık çelikte ise 4000 ppm indol bütrik asit kullanılır. Çeliklerin dip kısmı keskin bir bıçakla düzeltilir. Köklenmeyi teşvik için çelikler bıçakla 3-4 yerinden, 5 mm uzunluğunda çizilir. Hazırlanan çeliğin dip kısmı yazlık çelikte 5 saniye, kışlık çelikte 10 saniye süreyle hormona batırılır. Hormonu kuruyan çelikler, köklerde çürüme olmaması için ayrıca, benlayt ile hazırlanmış sıvıya batırılır ve perlite dikilir.
Kışlık çeliklerde köklenme ortamında istenilen ısıyı temin etmek ve köklenmeyi teşvik etmek için alttan ısıtma sistemi kurulmalıdır. Isıtma yapılırsa köklenme oranı da buna paralel olarak yükselir. Ayrıca, 2 günde bir yapılacak sulama da çeliklerin köklenmesini hızlandırır ve perliti nemli tutar.
Perlit, yani köklendirme ortamı, 20-25° dereceye ayarlanır. Çeliklerin kurumasını önlemek için ortamdaki rutubet kontrol edilmelidir.
Yazlık çeliklerde sisleme yoluyla sulama yapılmalıdır. Sisleme sulama; yarım saatte bir 30 saniye süre ile uygulanır. Yazlık çeliklerde mevsim gereği ısıtmaya gerek yoktur.
Perlite dikilen çelikler 4-6 hafta içinde köklenir. Köklenen çelikler fazla bekletilmeden usulüne uygun olarak hazırlanmış toprakla doldurulmuş tüplere alınır. Can suyu verilir.
Köklenen çelikler doğrudan fidan üretim parseline dikilmek istenirse, toprağın tavında olması ve ortamın iyi hazırlanmasına özen gösterilir.
Dikim sonrasında ise sırasıyla; dikimin yapıldığı yerde yabancı ot kontrolü, fidanların sulanması, çapalanması, askıya alınması ve tepe alma işlemleri yapılır. Bu fidanlar yıl sonunda dikime hazır hale gelir.
Kivi fidanları sıra üzeri ve sıra arası 4 metre olmak üzere, 8 dişiye 1 erkek hesabıyla dikilir.
Kivi fidanı dikmek için, 40 santimetre derinliğinde, 50 santimetre genişliğinde fidan çukuru açılır. Çukur açılırken üst toprak bir tarafa, alt toprak bir tarafa konulur. Üstten çıkan toprak bolca yanmış çiftlik gübresi ile karıştırılır. Bu toprakla fidan çukurunun üçte ikisi bombeli şekilde doldurulur.
Dikilecek fidana kök tuvaleti yapılır, fidanın ezilmiş, kurumuş, zarar görmüş kökleri ayıklanıp temizlenir, sonra fidan bombenin üzerine oturtulur. Fidan çukurundan çıkan alt toprak, fidanın kök boğazına kadar doldurulur.
Toprağın köklere temas etmesini sağlamak için çiğnenmesi gereklidir. Dikim işi bitince fidanın yanına bir herek dikilerek fidan bu hereğe bağlanmalı fidanın tepesi üç göz üzerinden kesilerek, mutlaka can suyu verilmelidir.
Kivi tesisini tamamlamak için; zaman geçirilmeden bu fidanlara T sistemi yapılmalıdır. T sistemi yapılırken 2,5 metre boyunda direkler kullanılır. Direkler beton, ahşap veya demirden yapılabilir. Hazırlanan bu direkler, iki fidanın tam ortasına gelecek şekilde ve 50 cm’lik kısmı toprağa gömülerek dikilir. Direklerin tepesine konulacak T’nin uzunluğu, 1,5 metre olmalıdır. Hazırlanan bu direkler T’nin üzerine, 30 cm ara ile beş sıra tel çekilir. Bu teller 3-5 mm kalınlığında, çelik halat olmalıdır.
Kivi fidanı kendi haline bırakılırsa birden çok sürgün ile gelişmeye başlar. Çardak seviyesine çıkana kadar fidanı tek gövde olarak büyütmek gerekir. Bunun için en kuvvetli gelişen bir sürgün bırakılır, diğerleri kırılır.
Tellerin hizasına, yaklaşık 2 metre yüksekliğe, gelince bu sürgünün de tepesi kesilir. En üstteki iki gözün sürmesine izin verilir. Böylece T üzerinde iki tarafa kollar oluşturulur. Bu kolların uçları 1-1,5 metre uzayınca kırılarak yan dallar oluşturulmaya çalışılır.
Kivi; üçüncü yılından itibaren meyve vermeye başlar.
Kivi; Mayıs ayının ikinci yarısında çiçek açmaya başlar. Dişi kivi çiçeğinin, dişicik tepesi çok belirgin, erkek püstülleri çok azdır. Erkek kivi çiçeğinin ise püstülleri çoktur, dişicik tepesi ise dumura uğramıştır. Açan çiçekler geç ilkbahar donlarından zarar görmez. Döllenmeyi artırmak ve meyve tutumunu çoğaltmak için bahçede bir iki arı kovanı bulunmalıdır.
Kivi geniş ve çok yapraklı bir bitkidir. Bu nedenle fazlaca su tüketmektedir. Su noksanlığı başladığı zaman bitkinin yaprakları cansızlaşır, kıvrılır ve solma eğilimi gösterir. Ağaç üzerinde meyve varsa buruşmaya başlar. Yağışın yetersiz olduğu Temmuz-Ağustos aylarında, bitkide böyle bir durum görülürse, haftada bir iki defa sulama yapılmalıdır.
Meyve kalitesini yükseltmek ve pazar değerini artırmak için Haziran sonu, temmuz başlarında meyvenin sık olduğu dallarda, bir salkımda en fazla bir iki meyve olacak şekilde seyreltme yapılmalıdır.
Kivide hasat zamanının gelip gelmediği Refrektometre adlı optik alet ile tespit edilir. Meyvenin kuru madde oranı %7,5-9 olduğu zaman kivi hasat edilebilir. Daha erken hasat edilirse meyvenin kalitesi ve pazar değeri düşer.
Hasat; meyve sapı ağaç üzerinde kalacak şekilde, elle koparılarak yapılır. Kivi hasadı, iki defada yapılabilir. Önce irileşmiş meyvelerin hasat edilmesi ile bitkide kalan küçük meyvelerin beslenip irileşmesi sağlanır.
Hasat edilen meyvelerin paketlenmesinde, ağaç ve karton kutular kullanılır. Temin edilme imkanı varsa kivi meyveleri, kutulara viyoller içinde yerleştirilir. Üzerine, su ve ağırlık kaybını önlemek amacıyla, plastik film örtülür. Bundan sonra meyve pazara sunulur.
Toplanan meyveler oda sıcaklığında iki ay süre ile korunabilir. Meyve daha sonra satılacaksa soğuk hava depolarında muhafaza süresi 5 aya kadar çıkabilir. Meyveler, eksi 1,5 derecenin altıda donarak soğuktan zarar görür. Bu nedenle,depolama sıcaklığı 0,5° derece civarında tutulur. Depolardaki nem oranı, %90 civarında olmalıdır. Depolama sırasında nemin düşük olması meyvelerde ağırlık kaybına yol açar. Depolamada, ambalajlamaya gerek yoktur, ürün, kasa veya sandıklara konarak muhafaza edilir.
Depolama sırasında meyvelerin çıkardığı etilen gazı olgunlaşmayı hızlandırır. Bu gazı dışarı atmak için depo, günde 2 saat havalandırılır. Ayrıca kivi meyvesinin saklandığı depoda, başka bir meyve depolanmamalıdır.
Hasat edilen meyveler hemen yenecek durumda değildir. Yeme olgunluğuna gelmesi için belli bir sürenin geçmesi gerekir. Kivi normal şartlarda, oda sıcaklığında 15-20 günde olgunlaşır. Evlerde meyveleri olgunlaştırmak için naylon torba içinde 15-20 adet kivi meyvesinin yanına 1 adet elme koyulur. 2 gün bekletilen elma torbadan çıkarılır. 8-10 gün içerisinde kivi meyvesi olgunlaşır, yenecek duruma getirilir.
Hasat yapıldıktan sonra, bitki yaprağını dökünce kivi bahçesinde budama işlemi yapılmalıdır. Budama yapılırken o yılın meyve veren dalları ile birbirine örülmüş kıvrılmış dallar kesilir. Ana çatının zarar görmemesine özen gösterilir. Ertesi yıl meyve verecek sürgünlerin uçları ise 12-13’üncü göz üzerinden kesilir.
Kivi meyvesi diğer meyve türlerinden farklı özelliklere sahip olması nedeniyle, tüketim ve kullanım alanları da oldukça çeşitlidir.
Kivi; taze olarak tüketildiği gibi pasta, kek, dondurma, reçel, marmelat, konserve ve çay yapımında da kullanılır.
Kaynak: Tarım Bakanlığı Yayınları
Kivinin Faydaları
Dışı kahverengi içi yeşil. Küçük ama bir o kadarda marifetli. Neden mi bahsediyorum. Tabiki kividen bahsediyoruz. Kivinin sağlık açısından pek çok yararı mevcut. A ve C vitaminleri ile potasyum açısından çok zengin bir meyve olan kivi, ayrıca kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından da zengindir. Besleyici değeri yüksek bir besin olan kivinin bir tanesi ile günlük A ve C vitamini ihtiyacı karşılanabilmektedir.
Kivinin Faydaları: Lif açısından da zengin bir besin olan kivi bağırsakları çalıştırarak sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler. Vücudu ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Nezle ve grip gibi soğuk algınlıklarına iyi gelir. Nefes açıcı etkisi ile astımlılara faydalıdır. Başta göğüs kanseri olmak üzere, kanser oluşumuna ve ilerlemesine karşı koruyucudur. Kan basıncını dengeler. Tansiyonu ve kandaki kolesterol oranını düşürür. Karaciğeri çalıştırır ve kanı temizler. Kansızlığa ve mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Yaşlanmanın ciltteki belirtilerini azaltır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder