TOPRAKSIZ TARIM KÜLTÜRÜ Bitkilerin durgun, akan besin solüsyonu veya besin maddelerince zenginleştirilmiş katı yetiştirme ortamları içerisinde yetiştirilmesidir.
Bu sistemle yetiştiricilik iki başlık altında toplanmaktadır. Bitkilerin besin solüsyonu içerisinde su kültürü (hidroponik), katı ortamlar da yetiştirilmesi ortam (substrat) kültürü olarak adlandırılmaktadır.
Su kültürünün teknik donanım ve bilgi gerektirmesi, pek çok ülkede ortam kültürünün yaygınlık kazanmasına neden olmuştur. Ayrıca bu yöntemlerle yapılan yetiştiricilikler açık ve kapalı sistem olarak da sınıflandırılabilmektedir.
Açık sistem: Bitkiye verilen besin solüsyonu tekrar kullanılmamakta dışarı atılmaktadır.
Kapalı sistem: Bitkiye verilen besin solüsyonu bir yerde toplanıp tekrar dönüşümü sağlanarak kullanılmaktadır.
Topraksız Yetiştiricilikte Kullanılan Sistemler:
Su Kültürü (Hidroponik): Bitkilerin durgun veya akan besin solüsyonu içerisinde yetiştirilmesidir.
Durgun Su Kültürü: En eski topraksız yetiştirme tekniğidir. Günümüzde bitki besleme ile ilgili çalışmalarda kullanılmaktadır.
Besleyici Film Tekniği (NFT): 1960 yılında İngiltere’de Dr. Allan Cooper tarafından geliştirilmiştir. Orijinal adı Nurient Film Technigue'dir. Bu sistemin temel prensibi, yeterli su, besin maddeleri ve havalanmayı sağlamak üzere bitkilerin kökleri boyunca besin eriyiğinin ince bir tabaka halinde (1 cm'den az ) yeniden dönüşümünün sağlanmasıdır.
Aeroponik: Bu yöntemde besin solüsyonu çıplak bitki köklerine su halinde püskürtülmektedir. Bitkilerin gelişimi için gerekli olan oksijen ve su yeterince sağlanmaktadır. Sistem su ve besin elementleri kullanımını azaltmak amacıyla geliştirilmiştir.
Ortam Kültürü:
Tekne ve Yatak Kültürü: Bu sistemde bitkiler 15-20 cm derinlikteki uzun dar plastik, kereste veya çimentodan yapılmış yastıklarda yetiştirilirler. Fazla suyun drene edilebilmesi için yastıklar eğimli bir şekilde hazırlanmaktadır. Nem kayıplarını önlemede ve iyi bir nem dağılımını sağlamak için yatakların üzeri plastik örtü ile kaplanır.
Torba Kültürü: Ortamlar bitki başına 10-15 litre olacak şekilde plastik torbalara doldurulmalıdır. Genellikle 50-70 litre kapasitesindeki torbalar yaygın olarak kullanılmaktadır. Ortam kültüründe kullanılan inorganik substratlar kum, çakıl, kaya yünü, perlit, vermikulit, volkanik tüf (siyah, beyaz, kahverengi vb.) organik substratlar ise torf, ağaç kabukları, talaş, mantar kompost atığı sayılabilir. Ortamların genellikle temiz, hastalık ve zararlı taşımaması ve hafif olması vb. özellikler aranır.
Topraksız Tarımla Sebze Yetiştiriciliğinin Nedenleri
Seralarda aynı ürünün münavebe yapılmaksızın arka arkaya uzun yıllar yetiştirilmesi bir yandan toprak yorgunluğu ve tuzluluğu oluşturmakta, öte yandan da topraktaki hastalık ve zararlı populasyonunu yükseltmektedir. Tuzluluğun giderilmesi yıkama ile çoğalan hastalık ve zararlılarla mücadele toprak dezenfeksiyonu veya değiştirilmesi ile yapılabilir. Ancak bu uygulamalarda çeşitli güçlükler olup, üreticiye artı bir yük getirmektedir. Bu nedenlerle son yıllarda seracılıkta aşama yapmış ülkelerin bir çoğunda (Hollanda, İngiltere, Japonya, Belçika, Yeni Zelanda, Kanada, İsrail vb.) sera sebze üretiminde %90’lara varan oranlarda topraksız kültür uygulamalarına geçilmiştir. Ülkemizde de son yıllarda fakülte ve bazı araştırma kuruluşlarında bu konuda çalışmalar yapılmıştır. Kuruluşumuz olan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünde topraksız kültürle sebze yetiştiriciliğinde yapılan değişik çalışmalardan başarılı sonuçlar alınmıştır.
Bölgemizde serada sebze yetiştiriciliği yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Özellikle meyilli ve taşlı arazilerde teraslama yaparak taşıma toprakla, ayrıca Erdemli'de taban suyunun yüksek olduğu bataklık bölgelerde sera sebze yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ancak bu bölgelerde elde edilen ürün miktarı istenilen düzeyde olmadığı bilinen bir gerçektir. Bunun nedenleri arasında toprakla ilgili sorunların payı büyüktür. Bunun gibi sorunlu bölgelerde topraksız yetiştiriliciliğin bir an evvel uygulanması gerekmektedir.
Topraksız Kültürde Sebze Yetiştiriciliğinin Avantajları
Topraklı yetiştiriciliğe göre erkencilik sağlamaktadır.
Topraksız yetiştiricilikte birim alandan daha yüksek, daha kaliteli ve daha lezzetli ürün alınır.
Besin çözeltisi homojen olduğu için çözelti içerisindeki azalan elementlerin düzenli olarak temini, ayarlanması test edip örnek alınması daha kolaydır.
Bitkiler normal toprak işlemenin yapılmadığı veya pratik olmadığı (Kayalık, taşlık, ve bataklık) arazilerde kolaylıkla yetiştirilebilirler.
Besin solüsyonu ve ortam yataklar içinde bulunduğundan kök hastalıklarından korunmak için kolaylıkla sterilize edilebilirler, Bu durum aynı zamanda münavebeyi ortadan kaldırmaktadır.
Sızıntıların durdurulması ve yüzey buharlaşma en aza indirildiğinden birim ürün için daha az suya ihtiyaç duyulur.
Besin çözeltisinin ayarlanabilmesi ve sürekli yenilenebilmesi nedeniyle nispeten yüksek tuzlu sular kullanılabilir.
Az iş gücü yani toprak işleme, yabani ot mücadelesi, sulama, gübreleme ve ilaçlama yetiştiricilikte maliyeti yükselten faktörler arasındadır. Topraksız yetiştiricilikte iş gücünü gerektiren bu işlemler en aza inmektedir.
Ortalama verim yüksek ve yapılan kültürel işlemler daha kolaydır.
Bunların ötesinde gübre ve tarımsal mücadele ilaçları özellikle kapalı sistemlerde direk toprağa verilmediği için toprak ve yeraltı sularının kirlenmesinin önüne geçilmekte bu nedenle de çevre kirliliği sorununa çözüm getirilmektedir.
Toprasız Kültürde Kullanılan Bazı Ortamlar ve Özellikleri
Torf: Suda yetişen sazlık veya bataklık bitkilerin kalıntılarıdır. Bunlar su altında kısmen parçalanmış durumdadır. Bileşimleri bunları meydana getiren bitkiye göre değişebilir. Açık kahverengi veya sarımsı kahverengi lifli tipler odunsu, toprak halinde veya taneli olup asitle az alkali arasında yer alırlar. Bu organik artıkların tamamıyla ayrışmamış olanlarına torf, iyi ayrışmış ve organik maddesi fazla olanına toprak adı verilmektedir. Torfun hacim ağırlığı düşük, su tutma kapasitesi yüksektir. Büyük oranda gözeneklilik gösterirler. Bu özellikleri nedeniyle sebze tarımı ve harç yapımı için çok elverişlidir.
Kaya Yünü: %60 diabase ve %20 kireç taşı karışımından yapılır. %20 kömür tozu ilave edildikten sonra 1500-2000C° sıcaklıklarda eritilerek elde edilir. %96 gözenekli poroz bir maddedir ve gözeneklerinin büyüklükleri aynıdır. Bu durum su tutma kapasitesi açısından çok önemlidir. Steril bir ortamdır.
İçeriğinde
% 47 SIO2, % 8 FeO3, % MnO
%14 Al2O3, % 16 CaO, %12 Na2O
%10 MgO, %1 K2O
maddeleri bulundurmaktadır. Yeni kullanılmış kaya yününün pH değeri nispeten yüksektir (7’nin üzerindedir). Kullanılmadan önce yıkama ve asit ilavesi ile 5-5.5 değeri arasında ayarlanması gerekmektedir.
Volkanik Tüf: Özellikle Orta ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yaygın olarak bulunan kolay dağılabilen değişik renkte (koyu kırmızı, beyaz ve siyah) olan volkan faaliyetleri sonucunda oluşan hafif bir yetiştirme ortamıdır. Su tutma kapasitesi yüksektir. Yalnız olarak kullanılabileceği gibi diğer ortamlarla değişik oranlarda karıştırılarak da kullanılabilir. Özellikle karıştırıldığı ortamların havalanmasını artırır.
Topraksız Kültürde Kullanılacak Ortamlarda Aranılan Özellikler
Sulamalar arasında bitkinin su gereksinimlerini karşılayabilecek ölçüde su tutma kapasitesine sahip olması
Suda eriyebilir tuz konsantrasyonunun nispeten düşük olması
Belirli bir oranda gübreleme ve sulama programını uygulayabilmek için ortamın standart ve birörnek olması.
Hastalık ve zararlılardan temiz olması ve toksik etki yapmaması
Kolay temin edilebilmesi ve ucuz olması gerekmektedir.
Bu özellikleri taşıyan doğal ya da sentetik orijinli, organik veya inorganik kökenli değişik materyaller topraksız kültürde kullanılabilir.
Doğal organik malzemelerden torf, çeşitli ağaçların kabukları, lif veya talaşları, yaprak çürüntüleri, şehir atıkları veya tarıma dayalı endüstri atıkları (saman, şaraphane ve mantarhane atıkları, değişik bitkilerin kavuzları).
Doğal inorganik malzemeler, hidrojel, polistren veya üreformaldehid, köpük, kaya yünü, camyünü, perlit, kum, çakıl, vermikulit, volkanik tüf vb. kullanılabilecek ortamlardır.
Topraksız yetiştiricilik çok yeni bir teknik olmasına karşın British Colombiada mevcut seraların %90’nı A.B.D’nin Teksas eyaletinde her 10 seradan 9’unda İsveç’te hıyar yetiştiriciliğinin %50 si, domatesin %20 si, Fransa’da %50 si, Hollanda’da sera sebze yetiştiriciliğinin %90 ‘a yakın kısmı topraksız kültürde yapılmaktadır.
Ülkemizde de son yıllarda fakülte ve bazı araştırma kuruluşlarında bu konuda çalışmalar yapılmıştır. Kuruluşumuzda yapılan çalışmalarda ithal kayayünü ile yerli yetiştirme ortamlarının kullanılabilirliği topraklı yetiştiricilikte karşılaştırmalı olarak araştırılmıştır.
Bu araştırmalar sonucunda torf, mantar kompost atığı, volkanik karakterli tüf vb. gibi yerli substrat materyallerinin yalın olarak veya belirli oranlarda karışımlarının kullanılmasından başarılı sonuçlar alınmıştır. Kaya yününe alternatif ortam olarak Ürgüp volkanik tüfünün sera yetiştiriciliğinde kullanılabilirliği belirlenmiştir.
Topraksız kültürde sebze yetiştiriciliğinde uygun yöntemler ile substratların kullanılması ve bitkilerin iyi beslenmesi durumunda, erkencilik bakımından toprağa göre öncelik ve verimin daha yüksek olduğu, kalite yönünden en az toprakta yetiştirilenler kadar kaliteli ve daha lezzetli oldukları ortaya çıkmaktadır
Sonuç olarak topraksız kültürde yetiştiriciliğin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de en azından toprakların sorunlu olduğu bölgelerde, bir an evvel başlaması gerektiği kanısındayız. Ancak bu sistemde üretim topraktaki kadar kolay olmamakta; daha fazla bilgi istemektedir. İlk bakışta bu sistem çok masraflı ve çok zahmetli görülmesine karşın, üretim sonunda elde edilen ürün miktarı, kalitesi ve özellikle toprak kökenli hastalık ve zararlılar bakımından risk azlığı gibi avantajlar sağlamaktadır.
Kaynak:http://tropikalbahce.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder