1 Ocak 2011 Cumartesi

RADYO-FREKANS DALGALARIYLA HORLAMA TEDAVİSİ

RADYO-FREKANS DALGALARIYLA HORLAMA TEDAVİSİ

Burun ve özellikle ağız bölgesindeki darlıklara bağlı olarak uyku sırasında meydana gelen sese “horlama” adı verilmektedir. Erişkinlerde en önemli horlama nedenleri arasında, boğazdaki bademcikler, geniz eti ve dil kökü gibi dokuların aşırı büyük, yumuşak damağın sarkık ve küçük dilin uzun olması sayılmaktadır. Bu dokuların her nefes alış verişi sırasında titreşmesi horlamaya yol açmaktadır. Kırk yaşını geçen her dört erişkinden birinin sürekli olarak horladığı bilinmektedir. Bu çok ciddi tıbbi ve sosyal problemlere neden olabilmektedir.


Evlilikler tehlikede
Kuşkusuz eşler uykusuz gecelerden sorumlu tuttukları horlayan partnerlerini uyandırmak için büyük mücadele vermekteler. Bu boğuşmanın fayda etmediğini gören çiftler ise çareyi önce yatakları, sonra da odayı ayırmakta buluyor. Son senelerde horlamanın en önemli boşanma nedenlerinin başında geldiğinin de altını çizmek gerekiyor.
Ciddi problemlerin habercisi
Horlama, uyku esnasında nefes alıp vermenin durması şeklinde tanımlanan uyku apnesinin ilk belirtisi sayılıyor. Uyku apnesi ya da tıkayıcı türde horlama hastalığında, şiddetli horlamalar ancak kişinin nefes alamadığı kısa sürelerde kesiliyor. On saniyeden uzun süren apne nöbetleri, saatte yedi defadan fazla olursa ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Solunumun tamamen durduğu bu durumlarda kandaki oksijen oranı düşüyor ve kalp, kanı daha çok pompalamak zorunda kalıyor. Bu da yüksek tansiyonun yanı sıra kalpte ritm bozukluklarına ve kalp yetmezliğine yol açıyor.
Kişisel önlemler çok önemli
Horlamayı azaltmak için çoğu zaman bazı kişisel önlemler almak yeterli olabiliyor:
-Kilo, horlamayı arttıran faktörlerin başında geliyor. Çünkü kilo artışıyla birlikte yumuşak damak ve küçük dildeki yağ oranı da artıyor. Dolayısıyla fazla kilolardan kurtulmak çoğu zaman horlamayı da azaltabiliyor.
-Alkol, kas kontrolünün kaybolmasına ve kaslarda gevşemeye yol açıyor. Bu yüzden özellikle akşamları alkol alımından kaçınmak gerekiyor.
-Gevşeyen kaslar sırtüstü yatınca dilin arkaya kaymasına engel olamadığı için, yatağın baş kısmının yukarıda olmasına ve yan yatmaya dikkat edilmesi gerekiyor.
-Uyku ilacı ve sakinleştirici ilaç kullanımının yanı sıra aşırı yorgunluktan kaçınmak da horlamayı azaltıcı etkenler arasında sayılıyor.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Horlamayı azaltmak için kişisel önlemlerin yeteli olmadığı durumlarda bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurulması gerekiyor. Her pozisyonda ciddi şekilde horlayan ve/veya uykularında en az on saniye süren ve saatte en az yedi defa tekrarlayan apnesi olan hastaların tedavisi zorunlu hale geliyor. Muayene sırasında ağız ve boğaz bölgelerindeki anormallikler saptanıyor ve yapılan burun endoskopisi ile mevcut burun tıkanıklığının nedenleri aranıyor. Burada burun tıkanıklığının da horlamaya neden olabildiğinin altını çizmek gerekiyor. Dolayısıyla burun kemiğindeki eğrilik, özellikle alerjik reaksiyonlara bağlı büyümüş burun etleri ve rinosinüzit öncelikli tedavisi gereken sorunlar arasında bulunuyor. Alerjik rinite bağlı büyümüş burun eti olan hastalara uygulanacak basit bir alerji tedavisi de horlamaya son verebiliyor. Boğaz bölgesindeki anormalliklere bağlı horlama ve uyku apnesi spesifik tedavi gerektiren bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Neden Somnoplasti?
Klasik cerrahi yöntemlerin ve lazerin başarı oranının yüzde 70’lerde kalması ve ameliyat sonrası ağrıların bazen 1 aydan fazla sürmesi, bilim adamlarını yeni tetkikler aramaya itiyor. Bu çalışmaların sonucunda ulaşılan son nokta olan somnoplasti, son derece ağrısız, sızısız ve en önemlisi kansız bir şekilde hastayı sorunundan kurtarmakta. Ameliyattan bir saat sonra hasta yemeğini yiyebildiği gibi işinin başına dönebilmekte.

Somnoplasti nedir?
İstenilen bir bölgede doku hacmini azaltmak için radyofrekans dalgalarının ısıtma özelliğinden faydalanarak yapılan somnoplastide, 300 ila 1000 Kbz arasındaki radyofrekans dalgaları sinir uçlarına zarar vermeden yumuşak dokuda bir hipertermi (yüksek ısı) meydana getiriyor. Düşük güçte, alçak voltajda ve ortalama 75-85 derecede kullanılan somnoplasti, yumuşak damak ve küçük dile bağlı horlamalarda kullanılan hızlı, basit ve etkili bir cerrahi metot olarak tanımlanıyor. Yumuşak damak mukozası altına uygulanan radyofrekans dalgaları, ortalama 85 derecede koagülasyon meydana getiriyor. Daha sonra hücre ölümü, yani nekroz oluşuyor. Ardından yumuşak damak hacmi azalıyor. Oluşan bu nekroz alanlar, 4-6 hafta içinde yok oluyor ve yerlerini skar dokusuna bırakıyor. Böylece yumuşak damakta bir gerilme ve setleşme meydana geliyor.
En konforlu tedavi Somnoplasti
Horlama tedavisinde maalesef mucize tedavi yöntemi bulunmuyor. UPPP ya da lazer yöntemlerinde başarı oranı en iyimser istatistiklerde yüzde 70 ila 75’lerde bulunuyor. Ağrı ve kanama risklerinden dolayı ikinci seans lazer hastalara oldukça zor öneriliyor. Horlama, savaşılan bir düşman olarak kabul edildiğinde, tıbbın elindeki cephane birçok silahtan oluşuyor. Bu silahlardan en konforlusu ise somnoplasti olarak karşımıza çıkıyor. Ağrısız, sızısız ve kansız, yan etkisi olamayan bu tedavi yöntemi, hastanın en fazla iki saat sonra günlük hayatına dönmesini sağlıyor. Somnoplasti lokal anestezi altında, poliklinik şartlarda 15-20 dakikada gerçekleştiriliyor


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...