23 Ocak 2011 Pazar

KİRAZ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Kiraz Yetiştiriciliğine Nasıl Başlanır?


İlk kültüre alındığı yer Anadolu olarak bilinmektedir.Yaklaşık olarak 1500 civarında kiraz çeşidi bulunmaktadır ve ıslah çalışmaları ile günden güne çeşit sayısı artmaktadır. Kiraz memleketimizin her yöresinde yetiştirilebilmektdir.Kirazda Ülkemiz koşullarında ağaç başına alınan verim 25 kg civarındadır. Üretimimizin %10 gibi düşük bir miktarı ihraç edilebilmektedir
BAHÇE TESİSİ
* Şiddetli rüzgarlara (özelliklede kuzey ruzgarları)açık yerler olmamalıdır.
* Eğimli ve yamaç yerler seçilmemelidir.
* Tesis öncesi toprak numunesi alınıp tahlil yaptırılmalıdır.
*Kiraz soğuklama ihtiyacı yüksek bir meyve olduğu için yüksek yerlere tesis edilmelidir.
* Don tabanı oluşturan yerlere kurulmalıdır.
*Taban suyu yüksek yerlere kurulmamalıdır.
Kışın -20 C’nin altına düşmeyen bölgeler seçilmelidir. önceki bol yağışlar o yılın ürün kalitesine, hasattan sonraki yağışlarda gelecek yılın ürün kalitesini etkilemektedir. Kiraz, soğuklama ihtiyacı yüksek bir meyvedir.
Anaç Seçimi :
Kuş Kirazı (Prunus avim ) : Ülkemizde yaygın olarak kullanılan bir anaçtır. Dikine ve kuvvetli büyür, büyük taç yapar. Uygun şartlarda uzun ömürlüdürler. Geçirgen derin, organik maddece zengin topraklarda verimli tınlı,daha iyi yetişir. Kirece mukavemeti azdır. Göz aşısı ile uyuşması iyidir. Toprak ve arazi yapısı uygun olursa 6*6, 6*5 m. aralıklarla
dikilip ilk yıllardan itibaren şekil verilmeli ve budama yapılmalıdır. Terbiye ve budamaya fazla dikkat edilemeyecekse biraz daha geniş dikilebilir.
İdris ( Prunus mahalep ) : Daha az su verilebilen arazilerdeki kiraz bahçesi tesisinde uygun bir anaçtır. Daha çok
vişneye anaç olarak kullanılır.
*Taç küçüktür. Kuş kirazının %75-80’i kadar.
*Kökler daha derine gider.
*Süzek ve kumlu toprakları sever. Kuş kirazına göre kirece daha dayanıklıdır.
* Aşı uyuşmazlığı gösterebilir.
* Yüksek (60-65 cm.) den aşılandığında bodurlaştırıcı etki artar, fakat pratik olmadığından pek uygulanmamaktadır.

YER SEÇİMİ
Kiraz; kulanılan anaç ne olursa olsun taban arazileri sevmez. Taban suyu olan bölgelerde kiraz tarımı yapılamaz.
Geçirgen ve organik maddece zengin olan toprakları sever. Don çukurlarından zarar görür. Yüksek yerlerde, güney bölgelerde
erken donlardan çiçekler zarar görür. Kışı -20 C’nin üstünde olan bölgelerde dallarda ve köklerde don zararı olabilir.

KİRAZ BAHÇESİ ARAZİ HAZIRLIĞI
Kiraz bahçesi yapılması planlanan arazilerde muhakkak surette toprak analizleri yapılmak suretiyle bahçe kurulacak alanın toprak özellikleri ve içeriği belirlenmeli, toprak yapısının kiraz yetiştiriciliğine uygun bulunması halinde yapılacak uygulamalar analiz sonrası ortaya çıkan değerler ışığında devam ettirilmelidir. Bahçe tesisinden önce toprak burgusu veya belle toprak örnekleri alınır. Belle açılan kuyularda 0-30cm, 30-60 cm. ve 60-90 cm. den örnekler alınır. Örnek 8-10 ayrı yerden alınmalıdır. Her derinlikten alınan örnekler kendi arasında ayrı ayrı harmanlanmalı, taş ve benzeri maddelerden temizlenmelidir. Her derinliği temsilen 1 kg. civarında numune bez torbalara konulmalıdır. İçine ve dışına çiftçi ismi, yer mevki ismi yazılı etiketler kurşun kalemle yazılmalı ve bu şekilde analizi yapılmak üzere laboratuarlara teslim edilmelidir.
Bahçe tesisi edilecek alan daha önce işlenmemiş bir arazi ise dikim öncesi bir yıl arazi nadas edilmelidir. Nadas sürecinde toprağın derin sürülerek yaz mevsimi sonuna kadar havalanması ve güneşlenmesi sağlanmalıdır.
Dikim yapılacak araziler sulama yapımına uygun olarak tefsiye edilmeli, çok eğimli arazilerde kademeler teşkil edilmeli, arazinin ileride bakım ve hasata uygun bir şekilde ulaşım ve işlenebilirliği sağlanmalıdır. Tefsiye işlemi sırasında tabi zemin yüzeyindeki nebati toprağın muhafaza edilmesine azami dikkat gösterilmeli, kademeleme işlemi sırasında, verimsiz dip toprağın yüzeye gelmemesi sağlanmalıdır.
Kiraz fidanları için dikimin en elverişli olduğu Aralık ve Ocak aylarından önce, bir yıl süreyle nadas edilmiş ve tesfiyesi tamamlanmış olan arazilerin dikime hazırlanması gerekmektedir. Bunun için yapılmış olan toprak analizleri ile birlikte bir ziraat mühendisine başvurulmak suretiyle araziye uygulanacak gübreler tesbit edilmelidir. Tercihen 15 Ekim ve 15 Kasım tarihleri arasında dikim yapılacak arazilerinin her dönümü için ortalama iki ton en az iki yıl bekleyerek yanması sağlanmış tercihen keçi veya koyun gübresi ile bir ziraat mühendisi tarafından, toprak analizleri sonucu belirlenen miktarlarda (her dönüm için 25-50 kg arası) TSP ile (her dönüm için 20-40 kg Arası) potasyum sülfat homojen olarak yayılmalıdır. Gübreme işleminin ardından arazilerde pulluk ile çift yönlü derin sürüm yapılmalı, sürümün ardından tırmık ve diskaro çekilmek suretiyle araziler dikime hazır hale getirilmelidir.

Kiraz Fidan Seçimi


Kiraz bahçelerinin tesisi aşamasında bir kiraz çeşidinin belirlenmesi gerekmektedir. Tek çeşitle bahçe kurulması ileriki yıllarda verim ve ağaç sağlığı açısında olumsuzluklara sebebiyet vermektedir. Tek çeşitle bahçe kurulması yetersiz döllenmeye veya hiç döllenmemeye sebep olmaktadır. Çeşitlerin seçiminde dölleyiciler de göz önünde bulundurulmalı ve dikimi yapılacak kiraz fidanlarının birbirlerini dölleyebilir nitelikte olmasına dikkat edilmelidir.
İyi bir çeşit planlaması ile, ekolojik faktörlerden kaynaklanan riskin azaltılması, 1,5 aylık bir süre boyunca pazara kiraz sunulabilmesi, hasat problemlerinin önüne geçilebilmesi sağlanabilmektedir
Türkiye genelinde ihracata yönelik üretimin en yoğun olduğu çeşit, dünya genelinde “Türk Kirazı” veya “Uluborlu Kirazı” diye de unvan almış olan “0900 Ziraat”tir. Fidan dikim aşamasında 0900 Ziraat çeşidinin dölleyicilerinin de muhakkak surette planlanması zorunludur.
Anaç :
1-Kuş Kirazı (Prunus avim ) : En yaygın olarak kullanılan anaç çeşididir. Dikine ve kuvvetli büyür, büyük taç yapar. Uygun şartlarda uzun ömürlüdür. Geçirgen verimli, tınlı, derin, organik maddece zengin yerlerde hızla gelişir. Kireçli topraklarda mukavemet gösteremez. Göz aşısı ile uyuşması iyidir.
2-İdris ( Prunus mahalep ) : Yeterli sulama imkanı bulunmayan araziler için tavsiye edilen bu anaç çeşidinde taç küçüktür ve kökler daha derine gider.
Kumlu toprakları seven çeşit kuş kirazına göre kirece daha dayanıklıdır. Aşı uyuşmazlığı gösterebilen çeşitte, 60-65 cm.den aşılandığında bodurlaştırıcı etki artar.
Tozlayıcı (Dölleyici):
Bahçe planlanırken 8 ana çeşide 1 adet dölleyici dikilmelidir. Genellikle 0900 Ziraat ana çeşidinde Starks Gold, merton Late, B.Gauçher, Noble, Jübile dölleyici olarak düşünülmektedir. Verim yaşındaki dölleyici proplemi olan bahçelerde, uygun aralıklarda ağaçların bazı dalları çevirme aşısı ile dölleyici çeşitler aşılanabilir. Böylece probleme kısmen çözüm bulunmuş olur.

Kiraz Fidan Dikimi




Fidanlar genel olarak sonbaharda yaprak dökümü ile, ilkbaharda ağaçlara su yürümesine kadar geçen devrede dikilirler. Fidan dikimi için en uygun dönem Aralık ve Ocak ayları olmakla birlikte ilkbaharda fidan gövdelerine su yürümeden önce fidan dikimi yapılabilmektedir. Aralık ayı içerisnde yapılacak fidan dikimlerinde, fidanlar kış yağışlarında faydalanabilmekte bu da kök gelişmesi için faydalı olmaktadır.
Dikimi yapılacak olan fidanların köklerindeki yaralı ve kırık kısımlar makas ile temizlenir (özellikle odunsu kökler). Bu sayede söküm sırasında zarar görmüş kök parçaları kesilerek temizlenmiş olur. Bu işleme “ kök tuvaleti” denilir.
Kuş Kirazı toprak ve arazi yapısı uygun olursa 6×6, 6×5 m. aralıklarla dikilip ilk yıllardan itibaren şekil verilmeli ve budama yapılmalıdır. Terbiye ve budamaya fazla dikkat edilemeyecekse biraz daha geniş 6×7, 7×7 dikilebilir.
İdris ile kurulan kiraz bahçeleri için 4×5, 5×5 m. dikim mesafeleri uygundur.
Kiraz fidanlarının köklerine fungisit uygulaması yapıldıktan sonra dikim yapılmalıdır. Bir kap içerisinde hazırlanan ilaçlı suya(100 lt suya 400 gr Captan + 100 gr Benlate veya 100 lt suya 400 gr Captan + 100 gr Derosal ) fidan kökleri daldırılarak kök hastalıklarına karşı önlem alınır.
Fidan dikiminde, açılan çukurlara bir kürek yanmış keçi veya koyun gübresi ve/veya her fidan çukuru için 100 gr. Triple Süperfosfat ile 100gr. Amonyum Sülfat, toprağın üst yüzeyinden alınan 3-4 kürek kuru toprak ile karıştırılarak yerleştirilir ve fidan kökleri bu toprak üzerine oturtulur. Fidan aşı noktası hakim rüzgarlaraa karşı olacak şekilde yerleştirilmelidir. Aşı noktası kesinlikle toprak altında kalmamalı,5 parmak yukarıda olmalıdır. Fidan çukura dik olarak yerleştirilir, kök ve çukur tamamen kuru toprakla örtülür. Üzerine ayakla bastırılarak köklerin toprakla kaynaşması sağlanır. Bu şekilde dikilen fidan çukuruna dikimden hemen sonra 20-25 litre can suyu verilir.

Kiraz Zararlıları ile Mücadele



Kiraz ürünü üreticimize bol kazanç, ülkemize bol döviz getiren bir ihracat ürünüdür. Bu ürünün geleceği son derece parlaktır. Türkiye, dünyanın bir numaralı kaliteli kiraz üreticisi olma yolunda ilerlemektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için kiraz üretiminin hem kaliteli, hem de insan sağlığı açısından güvenli yapılması şarttır. Ürünün güvenliği; bilinçli üreticilerin doğru hedefe, doğru ilaçla, doğru ekipmanla ve doğru dozajda uygulama yapması ile ilgilidir.
Tüm kültür bitkilerinde olduğu gibi kirazda da bazı hastalık, zararlı ve yabancı otlar sorun olabilmektedir. Bunlardan en çok rastlanan ana (anahtar) hastalık ve zararlılar ile kimyasal mücadelede kullanılan ilaçlar aşağıda verilmiştir. Burada verilen hastalık ve zararlılar dışında yörelere göre değişen hastalık ve zararlılar olabilir. Ayrıca kimyasal mücadele dışında kültürel; mekanik ve fiziksel; biyoteknik; biyolojik ve entegre mücadele yollarının da olduğu unutulmamalıdır.
Bakla Zınnı (Tropinota ( Epicometis ) hirta)
Meyve Ağacı Dip Kurtları ( Capnodis spp. (Col.: Buprestidae )
Kiraz Sineği (Rhagoletis cerasi L. – Dipîera-Tephritidae – Cherry fruit fly)
Kiraz Sülüğü (Caliroa Umacına Retz.-Hyrn.:Tenthredinidae- Cherry slugworm)




Bakteriyel kanser
Bakteriyel Kanser kökün dışında ağacın her yerinde görülebilir. Sancak en zararlı hali gövde ve dallarda görülmesidir. Titiz bir inceleme ile bulaşık yerler tespit edilebilir. İlk belirtisi, bulaşık yerden itibaren, dalın ucuna doğru yaprakların pörsümesi, sararması şeklinde görülür. Bulaşma yoğun ve etkiliyse dalda giderek kuruma görülür ve bakteri gövdeye doğru ilerler. Meyvede enfeksiyon, içeri çökmüş siyah lekeler halindedir. Dalda bulaşık kısmın kabuğu kaldırılırsa kahverengi renk ve ekşi bir koku hissedilir. Bakteri faaliyeti sonbaharda başlar yazın durur. Yağmur, rüzgar, bıçak, makas, testere gibi alet ve etmenlerle diğer dal ve ağaçlara bulaşır. Fidanlıklarda aşı yerinin yüksek tutulması, gövdenin yabaniden teşkil edilmesi pratik önlemlerdendir. Bakteri yazın pasif halde olduğundan hastalıklı dallar bulaşık kısmın 25-30cm. gerisinden hasat sonrasından Ağustos ortalarına kadar kesilip yakılmalıdır. Bulaşma Kasım-Şubat ayları arasında olur. İlaçlı mücadele ise sonbaharda yaprakların % 75-90 ‘ı dökülünce %3’ lük bordo bulamacı, ilkbaharda gözler uyanmadan önce % 1’ lik bordo bulamacı uygulaması ile yapılabilir.

Kiraz dal yanıklığı



Kiraz dal yanıklığı ince dallarda ve sürgünlerde, kabukta esmer çökük lekeler görülür. Lekelere tomurcuklarda da rastlanır. Dallarda lekeler kanser görünüşü alırlar. Bir iki yıl geçince zamk meydana gelir. Yapraklarda saçma deliği gibi delikler oluşur. Mücadelesi ve uygulama zamanı bakteriyel kanser için alınan önlemler ile aynıdır.

Monilya Hastalığı



Monilya hastalığı kirazların çiçek ve meyvelerinde zarar yapar. Çiçeklerin taç yaprakları, dişicik borusu ve erkek organları kahverengileşir. Bu kahverengileşme bütün çiçeğe yayılır. Bu olaya “ Çiçek yanıklığı” denir. Bulaşmış dişi organ meyve oluşturmaz. Kuruyan çiçek demetleri bir miktar sürgünde kalır. Mantar daha sonra çiçek sapından dala geçerek bazen dallarda kanser yaraları oluşturur ve dalı kurutabilir. Çiçekler sapları üzerine kıvrılır ve dala yapışır. Bu yapışma demet etrafındaki zamk salgısıyla oluşur. Meyvelerde genellikle olgunluğa yakınken enfeksiyon yapar. Meyvelerde çukurlaşma olmaz. Önceleri yumuşak ve kurudur. Bir süre sonra meyve buruşur ve tamamen kurur. Kışı mumyalaşmış meyvelerde ve kanserleşmiş dallarda geçirir. Mücadele için önce erken sonbaharda görülen kanserli ve mumya çiçekli dal ve kurumuş dalcıklar kesilerek yakılır. Önceki yıllarda hastalık görülen ağaçlarda mutlaka ilaçlama yapılmalıdır.İlk ilaçlama çiçeklerin % 5-10 ‘ u açıldığında, ikinci ilaçlama tam çiçeklenmede yapılmalıdır. Etkili maddesi Benomyl 50, Carbendazim 50 olan ilaçları ilgili kurumların tavsiyesi ile uygulanır.


Kirazcılık ve Gübreleme

Gübreleme toprakta eksikliği tahlillerle bilinen bitki besin elementlerinin takviyesidir. Önceleri yapılan yanlış gübrelemeler veya besin kilitlenmesi olaylarından kaynaklanan ve toprakta varlığı tahlillerle bilindiği halde ağaçta eksikliği görülen elementler mevcut olabilir. Bunun önlenebilmesi için gübrelemede;
1. Kullanılacak gübre amaca uygun olmalıdır.
2. Bitkinin ihtiyacı kadar gübre verilmelidir.
3. Gübre usulüne uygun verilmelidir.
4. Gübre uygun zamanda verilmelidir.
Kullanılacak gübre miktarlarına pek çok faktör etki yapar. Bu faktörler;
1. Toprağın yapısı
2. Ağaçların yaşı
3. Sulama miktarı ve sulama şekli
4. Bitkilerin verim miktarı
5. Anacın cinsi
6. Ağaçların gelişme durumları
Gübre ihtiyacı sulama, budama ve toprak özellikleri ile çok değişsede ölçü olarak 1 yıllık sürgün uzunluğu bu hususta bir fikir oluşturmalıdır. Meyveye yatmamış ağaçlarda 60-90 cm. arasındaki sürgünler gelişmenin olumlu seyrettiğini gösterir. Sürgünler 90 cm.den fazla ise gereksiz azot uygulamasına veya fazla sulamaya bağlıdır. Sürgünler 60 cm.den kısa ise su ve azot noksanlığındandır. Yetişkin kiraz ağaçlarında 40-60 cm. arasında sürgünler normal bir gelişmenin göstergesi iken, sürgünler bu ölçülerden kısa kalması yeterli beslenme olmadığının göstergesidir.
Kirazcılık yapılan tüm arazilerde üç yıllık periyotlar ile dekar başına 2-3 ton ahır gübresi kullanılması önerilmektedir. Kullanılacak gübrenin bekletilerek yanmış keçi veya koyun gübresi olması tercih sebebidir.
Klasik yöntemde yapılan gübrelemelerde, arazi genelinde ortalama 20 cm. derinlikten alınan numuneler ile yapılan toprak analizlerine bağlı kalmak kaydı ile gübreleme programı genel olarak aşağıdaki gibi uygulanabilir. Bu program içerisine bitkiye vejetasyon dönemi içerisinde 2 kez mikro elementleri içeren bir yaprak gübresi ile uygulama yapmak uygun olmaktadır.
Dikimden Sonraki İlk Yıl(Dekara) :
* 3-5 kg N/da, 2-4 kg P2O5/da, 3-5 kg K2O/da
* 12-14 kg 15-15-15 kompoze gübre
* 5-6 kg Amonyum Sülfat
* 2-3 kg Potasyum Sülfat
Dikimden Sonraki İkinci Yıl(Dekara) :
* 8-10 kg N/da, 4-8 kg P2O5/da, 6-10 kg K2O/da
* 35-40 kg 15-15-15 kompoze gübre
* 14-18 kg Amonyum Sülfat
* 2-8 kg Potasyum Sülfat
Normal Verimdeki Bir Bahçe İçin(Dekara):
* 8-10 kg N/da, 4-8 kg P2O5/da, 6-10 kg K2O/da
* 35-40 kg 15-15-15 kompoze gübre
* 14-18 kg Amonyum Sülfat
* 2-8 kg Potasyum Sülfat
Verilme zamanı olarak fosforlu ve potasyumlu gübreler bölgesel iklim ve alışkanlıklara göre sonbahar veya erken ilkbaharda, azot uygulamaları ise erken ilkbaharda birinci dilimi, çiçek dökümünden sonra ikinci dilim ve hasattan sonra üçüncü dilim olarak uygulanır.



Kiraz üretimi nerede yapılmalıdır?

Ülkemizde iyi kiraz yetiştirilen bölgeler: Afyon Sultandağı ve geniş anlamda çevresi (Akşehir, Konya Ereğli, Isparta Uluborlu, Konya Hadim); İzmir Kemalpaşa ve çevresi (Manisa Salihli, Denizli Honaz)

Özellikle Sultandağı ilçesinin Dereçine bölgesinde çok kaliteli kirazlar yetiştiğine şahit oldum. 2005 yılında burada yetiştirilmiş 40 kalibre üzeri kirazları tatma şansına sahip oldum. Hayatımda yediğim en lezzetli kirazlardı. Kirazda kalibre çap anlamına geliyor. 40 kalibre 40 milim demek. Şimdi elinize bir cetvel alın ve çapı 40 milim olan bir kirazın nasıl bir şey olabileceğini tahmin etmeye çalışın lütfen. Ben fotoğraflarını çekip inanmayanlara uzun süre göstermiştim.

Elbette böyle iyi kiraz çok çıkmıyor. Tüm bölgenin üretiminin % 1’ i ancak bu boy olabiliyor. Ancak bölgede (geçen sene,2007 hariç) boylar en az 28 kalibre. Çok güzel kirazlar üretiliyor ve değer fiyattan satılıyor. Geçen sene (2007) yağışlarda ve iklimde yaşanan anormallikler dolayısı ile kalibre çok düşüktü ve birçok bölgede kirazı toplatılmadı bile. Çünkü birçok yerde toplatma masrafı, kiraz satışından elde edilecek paradan fazla idi. Normal yıllarda üreticinin 2-5 YTL’ ye verdiği kiraz geçen sene 0,85 YTL den verebildi. Dekardan alınan verim genel olarak çok yüksekti ancak kalibre düşük olduğu için kiraz para etmedi. Ne var ki damlama sulama sistemi olan bahçelerde bu sorun genel olarak oluşmadı ve kiraz kalibresinden pek kaybetmedi.

İzmir Kemalpaşa, erkenci ve kaliteli kirazı ile meşhur. Burada da erken dönem iyi kalite kiraz üretiliyor.

Açıkçası Türkiye’ yi ortadan ikiye doğu batı olarak ayırsanız, 37 ile 39’ uncu paraleller arası bölgenin batısı kiraz bölgesidir diyebiliriz.

Bu bölgenin civarında da kiraz üretimi yapılabiliyor. Özellikle bu bölge civarında veya rakımı 2000 metreye kadar olan yerlerde geççi kiraz üretiliyor ve burada üretilen kiraz daha yüksek fiyattan satılıyor.

Çeşit seçimi

Türkiye’ de kiraz denince akla hemen "Ziraat 900" çeşidi geliyor. İhracata giden, yüksek fiyatla satılan kiraz bu kiraz. Başka çeşit de düşünmüyor üreticiler. Bu kirazın haricindeki çeşitler iyi gelir sağlamıyorlar.
Bence de "Ziraat 900" ya da Napolyon kirazı denen kiraz harici anaçlarla üretim yapmaya gerek yok.
Bodur mu, klasik mi?

Bodur meyve anaçları son zamanlarda çok konuşuluyor. Bodur kiraz dikimi yaptıktan 3 yıl sonra verim almaya başlıyorsunuz. Bundan sonra da 5-10 yıl boyunca karlı bir üretim gerçekleştirebiliyorsunuz. Daha sonra ağaçların sökülüp yerine yeni fidan dikmek gerekiyor. (Bu konuda 20 yıla süresince ürün alındığı söyleniyor ancak bir bodur kiraz üreticisi kötü ihtimali düşünüp bodur bahçesinden 5-10 yıl kiraz almak üzerine fizibilitesini yapmalı. Bence hasata kadar 3 yıl artı 10 yıl ürün alımı ile beraber bahçelerin 13 yıllık planlanması daha mantıklı olur. Zaten 10-15 yıl sonra kullandığınız çeşit yerine daha verimli çeşitler, daha karlı üretim imkanları geliştirilmiş olacağı için 10-15 yıldan uzun süre üretim planlamaya da gerek olmadığını düşünüyorum. )

Öncelikle bilmek gerekir ki klasik fidan daha ucuz ve dekara daha az fidan dikiyorsunuz. Buna göre fidanın kalitesine göre dekara 150-500 YTL arası bir masraf ile dikimlerinizi yapabilirsiniz.

Oysa bodur fidanda dekara daha fazla fidan dikiyorsunuz hem de bodur fidan daha pahalı. Buna göre dekara 1000-3000 YTL arası bir masrafla dikimlerinizi yapıyorsunuz.

Elbette bodur fidanın bakımı daha kolay, üretilen kirazın kalibresi yüksek ve daha iyi fiyattan satılabiliyor, verimi fazla ve üçüncü yıldan itibaren satılabilir miktar ürün almaya başlıyorsunuz.

Ancak klasik fidanın da avantajları var. Ben 40-50 yaşında ağaçlar olan bahçeler gördüm. Yani klasik anaçlardan oluşturulmuş bahçelerde daha uzun süre ürün alıyorsunuz. Verim de 30 yaşına kadar artıyor. İlk yatırım masrafı düşük.

Bana göre yüksek yatırım bedelini göze alıp, kısa sürede iyi gelir için bodur kirazı; uzun sürede de olsa daha düşük yatırım bedelleri ile uzun dönem verim almak için klasik anacı tercih edebilirsiniz. Sonuçta klasik anaç ile fidan masraflarından tasarruf edilen para ile ek arazi alınıp daha büyük alanda üretim yapmak da mümkün olabilir.

Bodur veya klasik anaç konusunda üretim yapacak kişi mevcut mali durumunu, üretim yapacağı alanda alınabilecek yeni arazi olup olmadığını, bölgenin işgücü imkanlarını değerlendirip kararını vermeli.


Önemli Bir Nokta: Hasat Zaman Planlaması

Kiraz üretiminde üretilecek yer (bölge) seçimi ve karlılık ile ilgili çok önemli bir husus var. Bunu açıklamak istiyorum. Şu çizelgeye bir göz atalım:

Çizelge 1: Türkiye' de kiraz hasat zamanlaması ve hasat miktarı
Çizelge ülkemizde kiraz hasat süresi ve bu süre zarfında rekolte değişimine dair bilgi veriyor.

Bu çizelgeye göre ülkemizde en yoğun kiraz hasadı haziran sonu oluyor. Yani bu dönem kiraz hasadı yapıldığında, arz talep dengesi gereği alımcılar kiraza düşük fiyat verme eğiliminde olabilecekler veya ürünü almak konusunda çok istekli olmayabileceklerdir. Özellikle ürününüzün kalitesi düşük, o yıl da ürün bol ise bu dönemde hasat edilen ürünü satmak zorlaşacaktır.

Oysa Mayıs sonu Haziran başı hasat edilen erkenci kirazlara daha yüksek fiyat ödenecektir çünkü bu dönem kiraz azdır ve son tüketici daha yüksek ücret ödemeye hazırdır. Benzer şekilde Temmuz sonu Ağustos ayı içerisinde hasat edilecek kiraz da daha yüksek fiyat ile alınma eğiliminde olacaktır.

Buna göre erken veya geç dönem hasat edebilme kiraz üretiminde önemli bir husus. Eğer üretime başlamak için Türkiye’ nin çeşitli bölgelerinde arazi arıyor isek daha sıcak ve rakımı düşük yerleri ya da daha soğuk ve rakımı yüksek yerleri düşünmek, yoğun dönem yerine düşük rekoltenin olduğu dönemde üretim yapmak açısından önemli olacaktır.

Yalnız bu konuda dikkat etmemiz gereken bazı hususlar var. Yüksek rakımlı ve soğuk yerlerde kirazlarımızın don zararına uğrama riski artacaktır. Böyle yerlere don zararını önlemek için hava karıştırıcı pervanenler veya nem arttırıcı sisleyiciler koymak ve don zararından korunmaya çalışmak gerekecektir. Damlama sulama sistemine sahip olmak ve don uyarısı öncesi bahçeyi sulamak da kimi zaman işe yarayan bir uygulamadır.
Unutmamak gerekir ki, sıcaklığın sık sık -20 derecenin altına düştüğü bölgelerde kiraz yetiştiriciliği yapılmamalıdır.

Benzer şekilde sıcakların yüksek olduğu bölgelerde de risk vardır. Buna göre kirazlar kış dinlenme döneminden çıkabilmek için 7.2 derecenin altında 1100-1700 saatlik soğuklanma süresine ihtiyaç duyarlar. Bu soğuklanma ihtiyacına bitkisel üretimde vernalizasyon denir. Eğer erkenci üretim yapmak amacı ile ülkemizin sıcak güney bölgelerinde bahçe tesis eder isek burada kiraz yetiştirmek mümkün olmayacaktır.

Dikkat Edilecek Diğer Hususlar

Kiraz üretiminde önemli olduğunu düşündüğüm diğer hususlar şunlardır:

1- Hasat İşçisi Temini

Kirazda ülkemizin başarılı olmasının sebeplerinden birisi de kirazın hasadı sırasında yoğun işgücü gerekmesidir. Eğer işçilik ücretleri yüksek olursa kirazı hasat etmek karlı olmayabilecektir ki bunun örneği kalibrenin düşük olduğu 2007 yılında kısmen görülmüştür. Buna göre karlı üretim için üretimin yapılacağı bölgede uygun işgücü imkanı olabilmelidir.

2- Kirazcılığın Bölgede Genel İş Olması

Üretim yapılacak bölgede kirazcılık genel bir faaliyet değil ise; çok güzel üretim de yapıyor olsanız, büyük üretici değilseniz alımcılar bölgenize gelmeyi pek tercih etmeyeceklerdir. Çünkü bir iki bahçenin ürününü almak için alımcıların bölgenize gelmesi ve fiyat rekabeti oluşturarak sizi memnun edecek fiyatları önermeleri mümkün olmayacaktır. Buna göre üretim yapacağınız bölgede kirazcılık genel bir işkolu değil ve bölge çapında rekolte düşük ise en baştan bu durumun bilincinde olarak ürünü kendiniz tüketiciye ulaştırma yollarını düşünmelisiniz. Eğer başarılı olur iseniz 5-10 yıl içerisinde komşularınızın da kiraz üretimine başlaması ile sizin bölgeniz de bir kiraz bölgesi olabilecektir.

3- Kalite Belgesi

Açıktır ki kiraz üretiminin karlı olmasının sebebi ihracata giden bir ürün olmasıdır. Özellikle ihracatlık ürün para kazandırmaktadır. İhracatlık ürün iç piyasaya girmemektedir lakin bu ürünün fiyatı iç piyasa için hayli yüksektir.

Üreteceğimiz ürünün ihraç edilebilmesi için başta Globalgap olmak üzere kalite belgelerini almamız veya bu belgelere sahip ihracatçılar ile sözleşme yapmamız gerekmektedir.

Günümüzde belgesi olmayan kiraz genel olarak tatminkar bir fiyat ile değerlendirilememektedir.

4- Damlama Sulama

Damlama sulama modern ve karlı kiraz üreticiliği için günümüzde olmazsa olmaz noktasına gelmiştir. Damlama sulama sistemine sahip olan üreticiler kuraklık yıllarında kötü etkilenmez, topraklarının bozulmasını önler, yağışlara bağlı risklerden korunur hatta doğru zamanlama ile don tehlikesinden bile kısmen korunabilirler. Ülkemizde yeni kiraz bahçelerinin hemen hemen tamamında damlama sulama sitemi de kurulmaktadır ve eski bahçe sahipleri, uzun süredir bu sistemin faydalarının farkındadır ve bu sistemi kurabilmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Düşünceler

Türkiye’ nin 5 yıl içerisinde kiraz ihracat rakamlarını arttıracağını ve 2013 yılında kiraz ihracatının en az 200 milyon dolar olacağını tahmin ediyorum.
Bu süreçte “nasıl olursa olsun yeter ki kiraz olsun” mantığı ile bahçe kuran üreticilerin dikkat etmelerini öneriyorum. Lakin ileriki dönemde üretim masrafları yüksek olup, düşük kalitede kiraz üreten; damlama sulaması ve kalite belgesi olmayan üreticilerin bahçelerini bozmak, iflas etmek tehlikesi ile karşı karşıya olacağını düşünüyorum.
Kiraz, üretimin yapıldığı bölgelerin kalkınması için çok önemli bir üründür. Çünkü hasat sırasında işçilik ihtiyacı fazladır. Kiraz üretimi sayesinde kiraz bölgelerinde 2 ay boyunca işsizlik görülmez. Ekonomik olarak refah seviyesi hızla yükselir.
Türkiye’ nin kiraz ihracatında da (gelir olarak) dünya şampiyonluğunu elde edebilmesi için şunları yapması gerekmektedir:
  1. Kaliteli, cazip ürün üretmek.
  2. İthalat potansiyeli yüksek olan ülkeler ile (örneğin Japonya) kiraza özel ticari işbirliği anlaşmaları yapmak.
  3. Kısmen tanınırlığı sağlanmış ancak hala çok tanıtım desteğine ihtiyacı olan “Türk Kirazı” markasının dünya çapında tanıtacak faaliyetler gerçekleştirmek.

Her zaman olduğu gibi bu yazımı da güzel bir deyiş ile noktalamak istiyorum:
Gençliğimde sanırdım ki hayat bir sevinçtir.
Yetiştim ve gördüm ki hayat bir çalışmadır.
Çalıştım ve gördüm ki çalışma bir sevinçtir.
Thomas Caryle

En derin saygılarımla,
Hakan Ozan Erzincanlı
Ziraat Yüksek Mühendisi
www.tarimsal.com 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...