30 Ocak 2011 Pazar

ALTERNATİF TEDAVİLER HAKKINDA

ALTERNATİF TEDAVİLER HAKKINDA

Alternatif Tedavi Yaklaşımları

Alternatif tedavi yaklaşımları, kanser tedavisinin pek mümkün olmadığı 1900’ lü yılların başından itibaren kullanılmaya başlanmış ve 1980’ li yıllara gelindiğinde oldukça yaygınlaşmıştır. Etkinliği tartışmalı ve sorgulanabilir olan yöntemler; koroziv (aşındırıcı ajanlar), bitkisel ürünler, özel diyet ve diyetsel ekler, ilaçlar, dengesizliğin düzeltilmesi, biyolojik metodlar, cihazlar, çeşitli karışımlar, psikolojik yaklaşımlar ve değersiz tanısal testler gibi geniş yelpazeye yayılmaktadır. Bu yaklaşımların işin ehli olmayan insanlar tarafından gelişi güzel kullanılması tanıda geç kalınmasına, uygun tedavinin başlamasının veya devam etmesinin aksamasına, yaşam kalitesinin azalmasına, fiziksel hasar gelişmesine, uygun tedavi ile etkileşim olmasına, zaman kaybına, finansal zarara ve psikolojik hasara neden olmaktadır. Bu tedavileri uygulayanların genel görüşü şunlardır; 1. kanser bir bulgudur, hastalık değildir, 2. bulgular, stres, diyet ve çevresel faktörlere bağlı olmaktadır 3. egzersiz, beslenme, akıl yolu ile kansere karşı tam bir direnç oluşturulur 4. konvansiyonel tedaviler vücuda zarar verir, kanseri değil semptomlarını tedavi eder. Sorgulanabilir tedavilerin ise yan etkileri yoktur; doğaldır, bunun aksine konvansiyonel kanser tedavileri tehlikelidir.
Alternatif tedavi kullanılması daha çok yüksek sosyoekonomik düzeyli hastalarda, yüksek tahsillilerde, daha genç hasta grubunda, kadınlarda daha yaygın kullanılmaktadır. En sık kullanılanlar maneviyatın kuvvetlendirilmesi ve dua, bitkisel ürünler ile masaj tedavileridir. Hastalar çoğunlukla CAM uygulayıcıları ile yakın ilişkide olmaları ve yalnızlıklarından bir süre uzaklaşmaları nedeni ile kendilerini iyi hissetmektedir.
Diyet ve vitamin kürlerinden olan Gerson tedavisinde özellikle yoğun laksatif kullanılmasına bağlı sıvı-elektrolit dengesizliği, işlem yapılamamış, ham oral karaciğer ekstraktlarının kullanılması da bakteriyemi riskine neden olabilmektedir.
Makrobiyotik diyet, başlıca vejetaryen diyet olup, önemli besinsel eksikliklere neden olabilmektedir (B12 vitamin eksikliği gibi).
Köpekbalığı kıkırdağının antianjiyojenik özellikleri olduğu ileri sürülmektedir. Yapılan çalışmalarda ek bir fayda sağlamamıştır. Bir diğer teknolojik yöntemlerle geliştirilen kıkırdak ekstraktı olan Neovastat yüksek dozlarda renal kanserlerde etkili bulunmuştur. Faz 3 çalışması devam ediyor. Fakat günümüzde daha etkili ajanlar olup klinik uygulama için ruhsatlandırılmıştır (bevacuzimab, SU11248).
Bitkisel ürünler ve vitamin, antioksidan gibi diyetsel eklerin güvenilirliği ve etkinliği tam bilinmemektedir. Yan etkileri tam olarak bilinmemektedir. Çok az ürünün güvenilirlik yan etki profili bilinmektedir. Bazı bitkilerin kemoterapi ile etkileşime girmeleri, radyoterapiye cilt duyarlılığını arttırmaları, tehlikeli kan basıncı değişiklikleri yapmaları, anestezi ile etkileşmeleri nedeni ile bitkisel ilaçların kesilmesi önerilmektedir. Akırkarha otu (kasımpatı çeşidi), sarımsak, zencefil, ginkgo gibi bitkisel ürünler antikoagülan etki göstermektedir ve kumadin, heparin, aspirin ve benzeri ilaçlarla kullanılmaması önerilmektedir. Kanama riski artar. Ayrıca biki-ilaç etkileşiminin olması nedeni ile karaciğer-böbrek yan etkileri artmaktadır. Son zamanlarda antioksidanların radyoterapi ile kemoterapi etkinliğini bozması ile ilişkili endişelerde artış vardır.
PSK ile gastrektomili veya ösefajektomili hastalarda, randomize iki çalışmada da kolorektal kanserli hastalarda sağkalım yararı olduğu gösterilmiştir. Meme kanserindeki yararı daha azdır. İlginç olarak PSK tedavisi ve HLA tipi arasında ilişki saptanmıştır (Yokoe T, Anticancer Res 1997;17:2815–2818.).
Yardımcı CAM lar
Hipnoz ve gevşeme teknikleri kemoterapi bulantı-kusmalarını azaltmaktadır. Hipnoz ayrıca kanser tanısı konan hastalarda malign ağrı, endişe ve depresyon durumu üzerine olumlu etkisi oluğunu randomize çalışmalarda gösterilmiştir.
Müzik tedavisi, özellikle destek bakım ünitelerinde depresyon, endişe ve ağrıyı azalttığı gösterilmiştir.
Masaj tedavisinin yararı özellikle ağır hastalarda ve palyatif destek hastalarında yararı olduğu gösterilmiştir. endişe, ağrı, bulantı ve yorgunluğu azaltmaktadır.
Akupunktur; iğne, basınç, ısı ile daha modern olan elektrik dalgaları ve laser ile yapılmaktadır. Bulantı ve ağrı üzerine etkili olduğu gösterilmiştir.

http://www.canfezasezgin.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...