Yemen’in başkenti Sana’a’da yapılan bilimsel bir toplantıya katılmak üzere bu ülkede bulunduğum kısa sürede
pek çok ilkle karşılaştım. Kültüründen bitki örtüsüne
yemeklerinden iklimine kadar pek çok şey benim için ilkti. Hayatının çok büyük kısmını 36-42 paralelleri arasında geçiren bir insan için 13-14. paralellerde bulunmak oldukça ilginç bir tecrübe! Akdeniz ikliminin o güzelim ortamından
yaz ve kışın pek farklılık göstermediği bir bölge. Dolayısıyla bitki örtüsü oldukça farklı. Alışageldiğim çam ve maki yerine yeşilin az olduğu bir coğrafya. Ülkemin zengin bitki örtüsüne doğal olarak burada rastlayamadım ama
Yemenli meslektaşlarımdan burada ilginç bitkilerin olduğunu öğrendim. Kongreye katılan bilim adamları
botanikçi olduğumu öğrenince
Taiz yakınlarındaki Al Turbah’da bulunan dev “El Garib ağacı”nı görmemi tavsiye ettiler. Ben de kongre bitiminde bu ağacı görebilmek için yaklaşık dört saat süren bir yolculuktan sonra Sana’a’dan Taiz’e
oradan da yaklaşık bir saat süren (50 km) yolculuktan sonra Al Turbah’a ulaşabildim. Otomobille ilerlerken o kocaman ağacı görmemeniz mümkün değil. Önünüzde bir dev duruyor adeta. Arap yarımadasının
belki de Ortadoğu’nun en geniş gövdeli ağacı bu. Bitkinin Latince ismi Adonsonia digitata L. olup Bombacaceae familyasından. Etrafta
aynı türe ait başka bir örnek birey yok. Bitkinin gövdesi 50-100 mm arasında değişen kalınlığa sahip bir kabuk ile kaplı. Kabuk yeşilimsi kahverengi ve normalde düz bir şekilde. Ancak yaşlı ağaçların gövdelerinde olduğu gibi kabuk
yılların etkisiyle oldukça katlı ve kıvrımlı bir görünüme sahip. Yapraklar
el şeklinde ve 20 cm kadar uzunlukta olup
sayıları 5 ile 9 arasında değişen parmak şeklinde yaprakçıklı. Çiçekleri beyaz renkte
ortalama 20 cm boyunda ve salkım şeklindedir. Meyvesi yaklaşık 30 cm boyunda
yeşilimsi kahverengi tüylerle kaplı
yumurta şeklinde geniş bir kapsül tipindedir. Tohumları ise siyah renkli ve böbrek şeklinde.
Afrika kıtasının “Sub-Saharan” veya “Kara Afrika” denilen bölgesinde doğal olarak yayılış gösteren bu tür
“Baobab” ismiyle bilinmektedir. Bitkinin bulunduğu yer ile Afrika arasında sadece Kızıldeniz var. Burada ağaca garip denmesinin nedeni çok basit. Yaşının yerli halk tarafından bilinmemesi ve gövdesinin çok büyük olması. Tanıtım tabelasında bu bitkinin yaklaşık olarak 20.00 yaşında olduğu belirtili-yor. Hemen hemen 15 m yükseklikte ve 35 m çevresi olan
yaprak döken bir ağaç. Koca gövdesinin sıcak mevsimlerde dışarıdan suya ihtiyaç göstermeyecek miktarda su depo ettiği bilinmektedir. Bu bitkinin tüm kısımları insanlar tarafından kullanıldığından ekonomik bir öneme sahiptir. Meyveleri
C vitamini açısından oldukça zengindir. Hem meyvesi hem de çekirdeği yiyecek olarak tüketilmektedir. Yerli halk tarafından özellikle yaprak ve meyvesi
tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır. Taze yapraklarından çorba yapılmakta
genç kökleri yenilmektedir.
Güney Afrika’da bu türe ait pek çok dev ağaçların olduğu bazı çalışmalarla rapor edilmiştir. Dünyanın en geniş gövdeli Baobab ağacı ise Güney Afrika’nın Tzaneen (Limpopo) Kasabasında bulunuyor. Karbon yöntemiyle bu bitkinin yaklaşık 6000 yaşında olduğu tespit edilmiş
çevresi ise 46
8 m olarak ölçülmüştür.
Eğer yolunuz bir gün Arap Yarımadası’nın en güneyine düşerse
bu ağacı muhakkak görmelisiniz. Belki bu ağaca neden “garib” adının verildiğini de ancak o zaman anlayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder