1 Ocak 2011 Cumartesi

RİNOSİNÜZİT

RİNOSİNÜZİT

Sinüsler kafatasının ön bölümünde bulunan ve hava içeren boşluklardır. Sinüslerin kafatasını hafiflettiği ve kafada dengeyi sağladığı savunulmaktadır. Sinüslerin burun içine açılan dar ağızlarına ostium adı da verilir.


Nezle ya da grip gibi durumlarda ostiumları çevreleyen mukoza şişer ve çıkış kanalları tıkanır. Sinüslerin içine hava giremez, sinüs içindeki sıvılar dışarıya atılamaz. Sinüsler içinde kalan bu sıvılar bakteriyel bir enfeksiyon meydana getirirler. Bu hava dolu boşlukların içini örten mukoza tabakasının iltihaplanmasına rinosinüzit denir.Burun mukozasının bu olayın dışında kalamayacağı kabul edildiğinden, terminolojik olarak rinosinüzit kelimesinin kullanılması tercih edilmektedir.
Lokalizasyonuna göre maksiller, etmoid, frontal ya da sfenoid sinüzitlerden bahsedilir.
Rinosinüzitler akut ve kronik olarak iki grupta incelenebilir.
Akut rinosinüzit
Mevsim değişikliği, alerjik reaksiyonlar, vücut direncinin düşmesi, banyo yapıp hemen dışarı çıkma nedeniyle, özellkle kış aylarında grip ya da nezle sıklığı artmaktadır.
Organizma bu durumu atlatamayabilir ve enfeksiyon sinüslere yayılır. İlk olarak ortaya çıkan ve tekrarlamayan bu duruma “Akut rinosinüzit” denir.
Bulgular nelerdir?
*Göz çevresinde ödem ve yanak hizasında basmakla artan ağrı akut rinosinüzitin en tipik bulgusudur.
*Alın hizasında, göz çevresinde ve burnun iki yanında, baş öne eğildiğinde şiddetlenen ağrı sık görülür. Krizler halinde seyreden bu ağrı gündüzleri tüm sosyal ve fiziksel aktivitemizi imkansız hale getirir. Geceleri uykusuzluğa götürebilecek şiddette olabilir.
*Burun tıkanıklığı, iltihaplı burun akıntısı, nadiren burun kanaması ve koku almada azalma diğer bulgulardır.
*Zamanında tedavi edilmeyen vakalarda yüksek ateş görülür.
Nasıl Tanı Konur?
*Hemen her zaman gribal bir enfeksiyon sonrası ortaya çıkan akut rinosinüzitin tanısı kolaydır. Aslında hiçbir ek tetkike gerek duyulmayabilir.
*Ancak hangi sinüsün tutulduğunu ve bu rinosinüzitin tek taraflı mı, çift taraflı mı olduğunu anlamak için normal sinüs grafileri istenir.
Akut rinosinüzitin tedavisi
Öncelikle geniş spektrumlu bir antibiyotik ve antienflamatur verilir. Buhar banyosu yapmanın faydası vardır. Sinüslerin drenajını sağlamak amacıyla mukoza ödemini çözücü ilaçlar ve burun damlaları verilir.
Sinüs ponksiyonu denilen sinüs içeriğini aspire edilmesi işlemi sadece yüksek ateş ve dayanılmaz baş ağrısı ile seyreden vakalarda uygulanır. Bu girişim lokal ya da genel anestezi altında yapılır. İhmal edilmiş ya da gerektiği gibi tedavi edilmemiş “Akut rinosinüzitler” kolayca tekrarlayarak kronikleşebilir.
Kronik rinosinüzit
Kronik rinosinüzitler,KBB uzmanlarını oldukça sıkıntıya soktuğu gibi hastaları da fazlasıyla rahatsız eder. Sinüslerin normal çalışmasını sağlayan ostiumların ve hücrelerin tıkanıklığı nedeniyle meydana gelir. Bu durumlarda, sinüslerin içinde, uzun süreli sık tekrarlayan bir havalanma ve boşalma (temizleme) sorunu vardır.
Bulgular nelerdir?
Hastalarda rastlanan en önemli bulgu geceleri şiddeti artan burun tıkanıklığıdır. Bu nedenle, hastalar hemen her muayenede burun mukozası için çok zararlı olan ve alışkanlık meydana getiren burun damlalarını uzun süredir kullandıklarını söylerler.
Göz çevresinde ve alın hizasında kuvvetli olmayan sinsi baş ağrısı vardır.
Geniz akıntısı da denen postnazal akıntı boğazda yanma, ağrı, gıcık hissi, ses kısıklığı ve öksürüğe neden olur. Bu, enfeksiyonun aşağıya doğru yayıldığını gösterir.
Kronik rinosinüzitlerde tanı ve tedavi
Klasik radyolojik tetkikler önemini kaybetmiştir. Günümüzde sinüs hastalıkları ile ilgili en güvenilir bilgiler bilgisayarlı sinüs tomografisi ile elde edilmektedir. Tanıya yardımcı olan ve uygulanırken hastaya acı vermeyen bir yöntemdir.
Tanısı doğrulanan her kronik rinosinüzitte öncelikle medikal tedavi denenmelidir.
Sinüs mukozası kemik üzerinden beslenir. Kemik kanlanması diğer yumuşak dokulara oranla daha zordur. Bu nedenle uzun süreli (10-15 gün) antibiyotik tedavisi uygulanır.
Buhar banyosu yapılmasının ve sinüslerdeki sıvıyı sulandırarak, daha rahat atılmasını sağlayacak ilaçların faydası vardır.
Böyle kombine bir tedaviden sonra hasta tekrar kontrol edilir. Hastanın şikayetleri geçmemişse, endoskopik yöntemler gerekir..
İlk yapılması gereken, çok değerli ve çok önemli olan ”DİAGNOSTİK” yani tanıya yönelik endoskopik muayenedir. Böylece rinosinüzitin devam edip etmediği ve bu duruma yol açabilecek anatomik değişiklikler belirlenir.
Burun kemiği eğriliği ve burun etlerindeki büyüme rinosinüzit nedenlerinin başında gelir.
Alerjik reaksiyonlar ve diş enfeksiyonları mutlaka tedavi edilmelidir.
Halk arasında kesin tedavisi olmadığı söylenen kronik rinosinüzit artık “KADER DEĞİLDİR”.
Sinüs kanallarındaki ve burun boşluklarındaki daralma ve tıkanıklıklar günümüzde “ENDOSKOPİK YÖNTEMLE” ortadan kaldırılarak fizyolojiye uygun sinüs havalanması ve direnajı sağlanıyor, dolayısıyla kronik rinosinüzitin tedavisinde büyük başarı elde ediliyor.
Sağlam dokulara zarar vermeden, sadece hastalığa neden olan lezyonların çıkarılıp, hücrelerin temizlendiği FESS (Fonksiyonal Endoskopis Sinüs Cerrahisi) yöntemi ile kronik rinosinüzit vakalarının %90'ına yakın tedavi edilebiliyor.
Eski yöntemler fizyolojik olmamalarından dolayı bütün önemini yitirmiştir.
Komplikasyonlar
Tedavi edilmeyen vakalarda periorbital (göz çevresi) komplikasyonlar görülebilir. Bu durum gözlerin şişmesine, tamamen kapanmasına ve görme bozukluklarına yol açabilir. Sinüslerin beyine yakın organlar olması nedeniyle, beyin iltihaplarına kadar gidebilecek riskleri vardır. Bu tür ciddi sorunlarla karşılaşmamak için kronik rinosinüzitlerin mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...