1 Ocak 2011 Cumartesi

SKROTUM KİTLELERİ

SKROTUM  KİTLELERİ

Testisinizde elinize gelen, yeni fark ettiğiniz şişlik veya kitle varsa mutlaka ürolojiye muayene olmanız gerekir.   Skrotumdaki kitleler   tümörler, kistler, diğer iltihaplar ve kasık fıtığıdır. Skrotumda yumru veya şişme, belli yerlerde ağrı veya hassasiyet  şikayetleri ile kendini gösterir.

Testisinizde elinize gelen, yeni fark ettiğiniz şişlik veya kitle varsa mutlaka ürolojiye muayene olmanız gerekir.
Skrotumdaki kitleler   tümörler, kistler, diğer iltihaplar ve kasık fıtığıdır. Skrotumda yumru veya şişme, belli yerlerde ağrı veya hassasiyet  şikayetleri ile kendini gösterir.
Tümörler selim veya habis olabilirler. Testislerin kendilerinin içinde büyüyen tümörler çoğunlukla habis (kanser)olurlar, skrotumun içinde başka bir kısımda gelişen tümörler ise genellikle selimdir.
Ağrısız selim bir kist olan spermatik kist ya da spermatosel çok yaygın görülür. Testisin üstünde epididime yapışık olarak gelişir.  Hidrosel ve varikosel de skrotumdaki ağrısız selim kitlelerdir. Hematosel de skrotumda travma sonucu ortaya çıkan bir kitledir ve kan birikiminden oluşmuştur. Kasık fıtığı, bağırsaklardan bir bölümün skrotum içine kadar inerek  şişirmesiyle ortaya çıkar.
Tanımlanabilmesi   için yapının ameliyatla  skrotumdan çıkarılması gerekir. Kan testleri ve ultrasonografi  skrotumdaki her türlü kitlenin  doktor tarafından incelenmesinde yardımcı olur.
Testis tümörleri oldukca tehlikelidir, ameliyatla alınması şarttır. Kanser yayılmadan fark edilebilirse genellikle etkili bir şekilde tedavi edilebilir.


TESTİS TÜMÖRLERİ
Testis tümörleri 15-35 yaş arasında  en sık görülen kanser tiplerinden biridir. Erkeklerde görülen habis tümörlerin %1 -2ini oluşturur. Daha önce tedavisi  zor  ve  tehlikeli olarak tanımlanan testis tümörlerinde, günümüzdeki gelişmelerle erken tanımlandığı durumda oldukça yüz güldürücü sonuçlar alınmakta ve yaşam oranı % 95 lere çıkmaktadır.

Olguların yaklaşık % 95 inde tümör doğrudan sperm üreten dokudan kaynaklanır. Testis tümörlerinin sebepleri bilinmiyor ama risk  faktörü olarak inmemiş testisi olanlarda hastalığa yakalanma  daha fazladır. İnmemiş testis daha sonra cerrahi yöntemlerle indirilse bile bu risk devam etmektedir.
Testislerin birinde bazen ağrılı ama çoğu zaman ağrısız kitle veya büyüme, torbada ağırlık hissi, hidrosel  (torbada sıvı birikmesi ) gibi belirtiler   mutlaka  doktor  tarafından değerlendirilmelidir.
Erken tanı ile tümörün tedavi edilebilme şansı artabilir, tüm  erkekler  kendikendine testis muayenesi yapmalıdırlar ve şüpheli bir durumda doktor kontrolune gereksinim vardır. Değerlendirmede  tümör marker olarak adlandırılan beta-HCG ve alfafötoprotein testlerini isteyecektir. Bazı tümör tiplerinde bu markerler yükselmeyebilir, ultrasonografi  ve akçiğer grafileri gerekebilir.
Tedavide  tümörün tipine ( seminom, nonseminom) ve evresine göre değişik tedavi yöntemleri mevcuttur.Olguların yaklaşık % 95 inde tümör doğrudan sperm üreten dokudan kaynaklanır.
Seminomlar  % 40 görülme oranı ile en sık görünen tümördür. Nonseminomlar ise teratokarsinom, embriyokarsinom vs. farklı tip tümörlerden oluşur. Uygulanan 4 çeşit tedavi vardır:
Cerrahi Tedavi ( radikal inguinal orşiektomi) Bütün testis ve çevre dokusu cerrahi olarak çıkarılır.  Diğer testisinde de vakaların  % 2-5' inde tümör bulunabileceği varsayılarak değerlendirilmelidir.
Radyasyon Tedavisi   radyoterapiye  duyarlı  olan seminomlara uygulanabilir, ama nonseminomlar radyoterapiye duyarlı değillerdir.  Tümörlerde cerrahi tedaviden sonra yan etkisi en az   ilaçlar ile kemoterapi yapılır.
Çoğu erkeğin    tedavi sonrası cinsel aktivitelerinin ve çocuk yapabilme özelliklerinin kaybı düşüncesi doğru değildir.


EPİDİDİMİT
Erkeklerde skrotum (torbaların) ağrılarının en fazla nedeni epididim (Testisler üzerinde yer alan ve üremede  rol oynayan yapılardır) iltihaplanması sonucu oluşan epididimitlerdir. Epididimitlerde şişlik ve ağrı oldukca şiddetlidir.


Epididimit genellikle üriner sistem enfeksiyonları, klamidya ve bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve prostatitler sonucu bulaşan bakterilerle oluşurlar. Çok eşli erkeklerde ve kondom kullanmayanlarda görülme riski artmaktadır. İdrar yolları ve üreme sistemi ile ilgili ameliyat geçirmiş hastalarda risk artmıştır.
Skrotum (torbalar) şiş ve ağrılıdır. Bazen hastalar ağrı nedeni ile yürümekte dahi zorlanırlar. Bazen  hastalık diğer testise de yayılabilir, bu durumlarda ateş ve abse oluşumu da görülebilir. Ağrılı işeme veya boşalma, semen sıvısında kan görülmesi gibi belirtileri de olabilir. Doktor tarafından yapılacak fiziksel muayene, laboratuar  tetkiki ve bazen ultrason ile tanı konulur.
Cinsel ilişkide prezervatif kullanımı ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların erken tanı ve tedavisi epididimitlerin oluşumunu önlemede en etkin yoldur.
Tedavide ilaçlar genellikle cinsel eşlerle birlikte kullanılır. Antienflamatuar ilaçlar, yatak istirahatı,  lokal soğuk uygulanması ağrının giderilmesinde faydalı olabilir. Unutulmamalıdır ki epididimit uygun tedavi ile cinsel aktiviteye herhangi bir zarar vermeden  iyileştirilebilir fakat ihmal edilip enfeksiyon testise yayılırsa kısırlığa sebep olabilir.


ORŞİT

      Testislerin daha çok viral daha az da bakteriyel infeksiyonudur. Viral orşitlerde en sık karşılaşılan etken kabakulaktır.

 

Bakteriyel orşit oldukça seyrek gösterilen bir tablo olup genellikle epididimitle birliktedir ve  üriner sistem enfeksiyonları, klamidya ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve prostatitler sonucu bulaşan bakterilerle oluşurlar .
    Kabakulak orşitinde testislerdeki ağrı ve şişlik parotit ( tükrük bezi iltihabı ) başlangıcından 4-6 gün sonra başlar. Bazı vakalarda  ateş, bulantı, kusma tabloya eşlik edebilir.
Bakteriyel orşitte başlıca bulgular ateş, bulantı, kusma testislerde ağrı ve şişliktir. Ağrı genellikle inguinal bölgeye yayılır, fizik muayenede akut hidrosel, skrotum ağrılı ödemli ve üzeri eritemlidir.

Kabakulak orşitinde klinik ve serolojik yöntemler tanıda yol göstericidir. Bakteriyel orşitte kültür için  örnek alınmalı ve kan kültürü yapılmalıdır.

     Kabakulak orşitinde nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, immunostümulan ilaçlar, yatak istirahati ve skrotal elevasyon önemlidir. Bakteriyel orşitte  ise yine medikal terapi önerilebilir.


HİDROSEL
 Hidrosel testisleri çevreleyen zarlar içinde sıvı birikimi sonucu oluşan bir veya iki torbanın şişmesi durumudur.

Anne karnında bebeğin oluşumu esnasında bebeğin karın bölgesinden torbalarına doğru uzanan  kanalda ilerleyen testisler torbalara  indikten sonra  kanalın karın ile bağlantısı kesilir,  kanalın kapanmadığı durumlarda açıklık küçük ise karın içi sıvısı bu açıklıktan geçerek torbalarda ve testis çevresinde şişliğe neden olur ki bu durum hidrosel olarak adlandırılır. Açıklığın büyük olması durumunda ise bu açıklıktan karın içi organları sarkarak fıtık oluşturabilir. Erişkin erkeklerde ve daha yaşlılarda ise torbalara uygulanan travma, testis ve epididim iltihapları sonucuda hidrosel oluşabilir.Genellikle ağrısız bir veya iki torbadaki şişlik en önemli belirtisidir.
Hidrosel tanısında doğumdan itibaren torbalardaki şişlik hikayesi önemlidir. Tanıyı doğrulayabilmek için ultrason yapılması gerekebilir. Fıtıklarla ve testis torsiyonu gibi acil ameliyat gerektirebilecek durumlarla karışabileceğinden ayırıcı tanının mutlaka uzman doktor tarafından yapılması gereklidir.
Hidrosel  bazı durumlarda kendiliğinden kaybolabilir veya ameliyat seçenekleri uygulanır. Ameliyat seçeneğinde hem sıvı boşaltılır, hem de fıtık ameliyatında olduğu gibi torbalarla karın arasındaki açıklık tamir edilir. Hidroselle birlikte fıtık varsa ve ağrı çoksa acil ameliyat edilmesi gerekebilir.


VARİKOSEL

 Varikosel  testisi çepeçevre saran toplayıcı damarların bazı sebeplerden dolayı genişlemesi ve içerisinde kan birikmesidir.

20-30 yaş grubunda en fazladır.%90 sol taraftadır ve önemi kısırlığa  neden  olmasından  dolayıdır. Varikoselde ağrı olmasa da testisteki sperm hücrelerini bozacağı için tedavi olunması gerekmededir.
(  İnsanda sperm hücrelerinin gelişmesi için en uygun ısı 35 derecedir, normal vücut ısısı 36-37 derecedir ve işte bu aradaki ısı farkını testis torbası sağlar. Varikosel de ise torba bu özelliğini kaybeder, dolayısıyla sperm hücrelerinde  sayı ve kalite olarak düşme izlenir.)

Vakaların çoğu belirti vermez, başka bir hastalığa bakılırken tesadüfen tanımlanır. Belirti veren varikosel de ağrı olabilir, testiste çekilme hissi vardır. Bilhassa ayakta dururken ve sıcakta damarlar belirginleşir.

Değerlendirme fizik  muayenesi veya Doppler ultrasonografi ile yapılır. Sperm hücrelerinin sayımı varikoselin durumu hakkında bilgi verir ve ameliyat kararına yardımcı olur.

Hasta evli, çocuk sahibi ve bir şikayeti yoksa, koruyucu  tedavi edilir. Fakat ağrı varsa, spermiogramda  sayı ve kalite düşükse ameliyat gereklidir. Varikosel tanısı konulmuş hastaların ameliyatlarını mikroskopik sistemle yapmaktayız.  Mikroskopik sistem diğer cerrahi yöntemlere nazaran daha az komplikasyon , daha az nüks etme, daha az travmatizasyon nedeniyle tercih edimektedir. Unutulmamalıdır ki ameliyat ne kadar erken yapılırsa testis hücreleri o kadar çok korunabilir.Ameliyat sonrası sperm hücreleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...