1 Ocak 2011 Cumartesi

UÇUŞ EKİBİ VE YOLCULARIN MARUZ KALABİLECEKLERİ RAHATSIZLIKLAR

UÇUŞ EKİBİ VE YOLCULARIN MARUZ KALABİLECEKLERİ RAHATSIZLIKLAR

Teknoloji ile birlikte yolculukların da süreleri kısaldı. Kıtalararası yolculukları bir kaç saate indiren uçaklar, tüm gelişmelere rağmen insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler de bulunabiliyor. Yüksek irtifa, basınç değişiklikleri, uzak mesafe uçuşları gibi insan bedeninin alışık olmadığı durumların etkilerini bu yazımızda okuyabilirsiniz.

Uçuş Hekimleri
Op.Dr. ERTAÇ ALTUNER
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı
Uzm.Dr. M.Sedat OFLUOĞLU
Nükleer Tıp Uzmanı
 

1 - JETLAG SENDROMU:
Süratli nakil aracı olan modern jet yolcu uçakları ile çağımızda kıtalar arası uzun mesafeler kısa zamanda aşılmakta olup yakın geçmişimizde günlerce, hatta haftalarca süren bu yolculuklar, günümüzde, günü birlik yolculuk haline gelmiştir. Kısa zamanda uzun mesafeler alınınca, yolcunun yaşadığı coğrafi saatine adapte olan içsel (biyolojik) saati, gidilen ülkenin coğrafi saatine, gece- gündüz farklılığı nedeniyle uyuma - uyanma, yemek ve çalışma saatlerine uyum sağlamakta zorlanır, böylece Jet-Lag sendromu denilen uyumsuzluk belirtileri ortaya çıkar.
Bu belirtiler; uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, bağırsak bozukluğu, zihinsel ve fiziksel performans kaybı, zaman ve mesafe algısı bozukluğu, reaksiyon zamanı uzaması, yargı ve hafıza kusurları, bulanık görme, vücut ağrıları, terleme şeklinde kendini gösterir.
Bu durum doğu - batı veya batı - doğu yönündeki beşten fazla zaman dilimi süren uçuşlarda görülmektedir. Dünya 360 boylama bölümlenmiştir. Her 15 boylam 1 saatte geçilir ve buna 1 zaman dilimi denir. Bu hesaba göre 5 zaman dilimi için 75 boylam geçilir. Dünya çevresinde 24 zaman dilimi vardır.
Doğudan batıya doğru olan uçuşlarda gün uzar, batıdan doğuya doğru olan uçuşlarda ise gün kısalır ve belirtilerin şiddeti batı - doğu yönünde daha fazla olup uzun süre devam eder. Kuzey-güney ve güney-kuzey yönündeki uçuşlarda zaman dilimi geçilmediği için, saat, gece ve gündüz farkı olmaması nedeniyle Jet-Lag oluşmaz.
Bu belirtiler genel olarak geçilen zaman dilimi (saat) kadar gün devam eder ve en az istirahat süresi ise geçilen zaman diliminin sekiz katı saattir. Bir başka deyişle altı saat uçulmuşsa 6 X 8 = 48 saat istirahat gerekir. Bu nedenle, iş adamları, siyasiler ve sporcuların performanslarını koruyabilmeleri için, uçuştan önceki günlerde uyuma - uyanma ve yemek yeme zamanlarını, gidilecek ülkenin zamanlarına göre planlamaları veya toplantı ve müsabakadan günlerce önce gidip adapte olması faydalı olur.
Ayrıca doğuya doğru olan uçuşlarda gün kısaldığı için periyot kısaltıcı ilaçlar, batıya doğru olan uçuşlarda ise gün uzadığı için periyot genişletici ilaçlar verilebilir. Bu arada vücudu zinde tutmak için çeşitli egzersizler yapılabilir. Böylece kan dolaşımı hızlandırılmış, eklemler nispeten rahatlatılmış ve zihinsel aktive arttırılmış olur. Sabahları proteinden zengin kahvaltı, akşamlan ise bol karbonhidrat ve az proteinden oluşan akşam yemeği uyum süresinin kısalmasına yardımcı olabilir.

2-EKONOMİK SINIF SENDROMU (DERİN VEN TROMBOZU)
Ekonomik sınıf sendromu olarak bilinen ve kıtalar arası uzun uçuşlarda oluşan bu rahatsızlık sadece uçak yolcuları için değil, çok uzun süre hareketsiz kalarak özellikle bacaklardaki kan akımını yavaşlatan oturuş pozisyonlarında mecbur kalınan otobüs veya benzer durumlarda da söz konusudur.
Buradaki esas sorun uzun süre hareketsiz kalma sonucu kan akımında yavaşlama ile pıhtının oluşması ve pıhtının hayati damarlarda tıkanıklık meydana getirerek ölümlere sebep olmasıdır. En ciddi komplikasyon Pulmoner Emboli denen ve şiddetli göğüs ağrısı, zorlu nefes, hipotansiyon ve şok ile karakterize olan akciğer damarların tıkanması halidir. Beyin damarlarının tıkanması sonucu felç, kalp damarlarının tıkanması sonucu kalp krizide olabilir. Fakat bütün bunlarının olabilmesi için bazı hazırlayıcı faktörlerin rolü söz konusudur. Bunlar şöyle özetlenebilir;
  1. Uzun süre hareketsizliğe bağlı kan akımının yavaşlaması
  2. Kandaki pıhtılaşma bozukluğu
  3. Toplar damar bütünlüğünün bozulması ve damar duvarının iç yüzeyindeki lezyonlar
  4. Bacaklarda yakın zamanlarda geçirilmiş olan travma
  5. Bazı kalp hastalıkları
  6. Hipertansiyon
  7. Diabet hastalığı
  8. Hamilelik
  9. Yaşlılık
  10. Habis gelişmeler
  11. Doğum kontrol hapı (hormon)
  12. Büyük cerrahi girişimler
  13. Şişmanlık
  14. Daha önce geçirilmiş derin ven trombozu hikayesi
  15. Dehidratasyon (susuz kalma)
Pıhtının oluşmasını önlemek için şu önlemler alınabilir;
  1. Vücut için gerekli olan sıvıyı yeterince almak
  2. Uzun süre hareketsiz kalmamak ve oturduğu yerde bacakları ve kollan hareket ettirmek. Son zamanlarda kabin içindeki ekranlarda gösterilen hareketleri tekrar tekrar aralıklı olarak yapmak
  3. Zaman zaman koridorda bir tur atmak
  4. Koltukta otururken rahat pozisyonları tercih etmek ve damarların sıkıştırılmasına sebep olacak şekilde bacak bacak üstüne atarak oturmamak
  5. Vücudu sıkıştıran dar elbise ve pantolonlar giymemek
  6. Ailesinde bu rahatsızlık ve hazırlayıcı faktörler bulunan risk altındaki kişilerin, uzun yolculuğa çıkmadan önce doktorlarına danışmaları yararlı olur Ayrıca, yolculuğun 24 saat öncesinde kan inceltici olarak alınacak 100 mg'lık bir asprinin günde bir tane alınması da faydalı olabilir

3 - UÇAK TUTMASI-VASITA TUTMASI-HAREKET HASTALIĞI
(MOTİON SİCKNESS)
Bu hastalığın belirtileri mide rahatsızlığı, solukluk, baygınlık hissi, soğuk terleme, aşırı tükrük
ifrazatı, bulantı, kusma ve bitkinliktir. Bu belirtilerin şiddeti, kişinin hassasiyeti ve çevresel uyanlara bağlı olarak değişir.
Sebep olarak görme, içkulak - işitme ve derin duyu hisleri arasında meydana gelen uyumsuzluktan dolayı vestibüler sistemin etkilendiği düşünülmektedir. Ayrıca yorgunluk, korku, alkol ve psikolojik sebepler de rol oynar. Yolcu uçaklarında böyle bir durum meydana geldiğinde hasta sırt üstü yatırılır hareket etmemesi sağlanır ve yüzüne serin hava verilmesi faydalı olur. Bu gibi hassasiyeti olanların, uçağın orta yerini tercih etmeleri daha iyidir. Çünkü insan vücudunu etkileyen akselerasyon kuvveti uçağın orta kısmında daha az, kuyruk kısmında ise daha çoktur. Bu gibi sorunu olanların, önceden önleyici ilaç alması büyük fayda sağlar.

4 - HİPOKSİ
Vücudun kan, hücre ve dokularında oluşan oksijen eksikliği sebebi ile vücut fonksiyonlarında meydana gelen bozulma halidir. Çeşitli sebeplerden meydana gelebilir. Uçuşta en çok karşılaşılan sebep, akciğerin hava keseciklerindeki oksijen parsiyel basıncının azalmasıdır. Bunun da sebebi, bulunulan ortamdaki oksijen basıncınn azalmış olmasıdır.
Hipoksi herhangi bir belirti vermeden başladığında uçucular için çok tehlikelidir. Şahıs hiç bir şeyin
farkına varmadan hipoksi olur. Kendi performansının bozulduğunu anlayamaz ve;

  1. Düşünce yavaşlar
  2. Yapılan hesaplamalar yanlış olur
  3. Hafıza zayıflar
  4. Reaksiyon süresi uzar
  5. Solunum adedi ve derinliği artar
  6. Siyanoz (morarma)
  7. Zihin bulanıklığı
  8. Muhakeme zayıflığı
  9. Kaslarda koordinasyon bozukluğu
  10. Şuur kaybı
gibi belirtiler olur. Tedavi de % 100 oksijen soluması ve sebebe göre uygulama yapılır.

5-HİPERVENTİLASYON
Herhangi bir sebeple solunum adedinin ve derinliğinin anormal bir şekilde artması sonucu vücuttan fazla miktarda karbondioksitin atılması nedeniyle vücut foksiyonlarmın bozulması halidir. Bir çok belirtileri hipoksi gibidir fakat meydana geliş sebebi ve mekanizmaları farklıdır. Ani korku, aşın heyecan, beklenmeyen süpriz, şiddetli ağrı, stres durumları gibi hallerde oluşabilir.
Tedavi; Hiperventilasyon ve Hipoksi'nin hemen teşhis edilip düzeltilmesi gerekir. Bu iki durumun birbirinden ayırt edilme zorluğu ve bazen de ikisininde aynı zamanda vukubulması söz konusu olduğundan, tedavinin her ikisine birden yönelik olması gerekir. Uçuşta tedavi için oksijen verilir ve irtifa kaybedilir.
6-SPATİAL DİSORİYENTASYON (VERTİGO)
Bir çok uçak kazaları, uçuş esnasında pilotların çeşitli his yanılgılarına maruz kalmaları ve bu yanılgıları tanıyamamaları netcesinde meydana gelir. Bir pilotun dünya sathına göre pozisyonunu, istikametini tam ve bilinçli olarak tayin edememesi olayına SPATİAL DİSORİYENTASYON (VERTİGO) denir.
İnsanın denge ve orvantasvonu üç sistem tarafından sağlanır;
1. Görüş sistemi
2. Vestibular (iç kulak) sistemi
3. Proprioceptive (derin hissiyet ve deri altı duyusu) sistemi

Normalde insanın yeryüzündeki yaşamı esnasında bu sistemler dengeli olarak çalışır. Fakat hava ve uzay gibi yabancı ortamda, bulut veya sis içinde, özellikle seri hareket etme durumunda olan askeri Jet'lerde, denge organları yanılabilir, İLLÜZYON denilen yanılmalar ortaya çıkar ve sonuçta SPATİAL DİSORİYENTASYON (vertigo) meydana gelir. Önlemek için;
  1. Alet uçuşuna geçilir.
  2. Aletlere itimat edilmesi gerekir.
  3. Baş sabit tutulur.
  4. Düz ve ufki uçuşa geçilir.
  5. Kontrol otomatik pilota veya varsa diğer pilota devredilir.

7-BAROMETRİK BASINÇ DEĞİŞİKLİKLERİRNİN İNSAN VÜCUDUNDAKİ ETKİLERİ:
A-MİDE-BARSAKLARDA HAPSEDİLMİŞ GAZLARIN GENİŞLEMESİ
Hızlı yükselme esnasında atmosfer basıncının azalması, mide ve bağırsaklardaki gazların
genişemesine sebep olur. Bu genişleyen gazlarda şişkinlik ve şiddetli ağrı meydana getirir. Ağrı,
refleks olarak hipotansiyona ve baygınlığa sebep olabilir.

Genişleyen gazlar geğirme ve yellenme ile atılmazsa diaframı göğüse doğru iterek yukarı kaldırır ve
solunum güçlüğüne sebep olur.
Uçak içinde gezinme gazların atılmasında genellikle yardımcı olur. Uzun süreli uçuş yapacak
olanların gaz yapıcı gıdalardan kaçınması gerekir.
Bu gaz yapıcı yiyecekler şöyle sıralanabilir;
Soğan
Lahana
Çiğ elma
Turp
Saatalık
Kavun
Kuru fasulye v.s
İçeceklerin karbonat ihtiva edenlerinden kaçınmak gerekir. Ayrıca tırmanış (yükseliş) esnasında sakız çiğnemek te hava yutulmasına sebep olur.
B-BAROTİTİS MEDİA
Uçuş esnasında sık sık orta kulak havasının hacminde değişiklikler meydana gelir. Tırmanışta (yükselirken) orta kulaklarda bir problem olmamasına rağmen, en büyük problem alçalış esnasında meydana gelir.
Yükseldikçe orta kulakta genişleyen hava östaki kanalından atılır, atılmadan önce kulak zarı dışa doğru itilir ve bir dolgunluk hissi alınır, arkasından havanın östaki kanalından atılması ile klik diye bir ses duyulur, böylece kanal açık olduğu için orta kulak basıncı ile yüksekteki dış hava basıncı birbirine eşitlenmiş olur.
Alçalışta ise bu basınç eşitlemesi işlemi otamatik olarak yapılamaz yükselirken orta kulaktaki pozitif basınçlı havanın dışarı atılmasını sağlayan östaki kanalı, alçalışta bir valf vazifesi görme özelliği nedeniyle, orta kulağa hava girişini engeller. Böylece alçalma esnasında dış hava basıncı gittikçe arttığı ve orta kulakta ise basınç, yükseliş esnansında azalmış olduğu için, kulak zarı içeri doğru itilir. Kulaklarda bir dolgunluk hissi, işitmenin azalması ve ağn şeklinde olan bu belirtilere BAROTİTİS MEDİA (ear block) denilir ve çok şidettli durumlarda kulak zarı yırtılabilir. Bu durumun oluşmaması için orta kulak basıcı ile dıştaki hava basıncının dengede tutulması gerekir. Bunu sağlamak için de alçalmaya başlanıldığı andan itibaren havanın östaki kanalı vasıtası ile orta kulağa itilmesi gerekir. Bu maksatla esneme ve yutkunma hareketleri yapılır, yeterli olmazsa geç kalmadan valsalva manevrası yapmak gerekir. Bunu yapmak için, ağız kapalı tutulur, burun iki parmakla sıkıştırılarak kapatılır ve havanın güçlü bir şekilde genize itilmesi sağlanır, her başarılı manevrada, hava östeki kanalından orta kulağa itilerek, zarların dışa itilmesi dolayısıyla klik diye bir ses alınır. Bu işlem inişe kadar sık sık tekrarlanmalıdır.
C-BAROSİNÜZİTİS
Sinüsler yüz kemikleri içindeki havalı boşluklar olup birer ince kanal ile burun boşluğuna açılırlar. Normal şartlarda sinüslerin içindeki basınç, dış basınca eşittir. Basınç değişiklikleri ile doğrudan ilgili olan bu sinüslerin kaslar üzerinde olanlarına Frontal Sinüs, burunun her iki yanında yüz kemiği içinde olanlara Maxiller Sinüs denir. Normalde yükseliş ve alçalış esnansında kanalları vasıtasıyla hava sinüslerden dışarı çıkarak veya içeri girerek basınç farkı eşitlenir ve bir problem yaşanmaz. Fakat sinüs kanalı iltihap v.s. gibi bir nedenle tıkalı ise yükseliş esnasında genişleyen hava dışarı atılamadığı için içeride yükselen hava basıncı nedeni ile ağrı olur, fakat ağrı daha çok, orta kulakta olduğu gibi alçalış esnasında olur. Dış basıncın artması ve sinüs içinde kanal tıkanıklığı nedeni ile hava girememesinden dolayı basınç azlığından kaynaklanan basınç farklılığı sebebi ile çok şidettli ağrı olur. Bu duruma BAROSINÜZİTİS denir. Bu durumda da valsalva menevrası yapmak çoğu zaman etkili olur.
D-BARODONTALGİA
Barometrik basıç değişikliklerine bağlı olarak meydana gelen diş ağrılarına BARODONTALGİA denir.
Diş pulpası enfeksiyonu ve periodontal apse olduğu zaman ve ayrıca kaide maddesi yerleştirilmeden yapılan dolgulu dişlerde meydana gelir. Bu ağrılara, normalde vücut sıvılarında eriyik halinde olan Azot gazının, süratli yükseliş anında dokular içinde gaz kabarcığı haline geçmesi ve yaptığı basınç etkisi neden olur.
E-AKCİĞER ŞİŞKİNLİĞİ (LUNG OVERİNFLATION)
Uçakta hızlı bir şekilde basınç düşmesi (yükselme) esnasmda solunum yollarında hapis kalan hava genişler. Eğer solunum yollan normalse genişleyen akciğerler havayı kolayca dışarı atabilirler. Fakat nefes tutulur veya solunum yollarında tümör, spazm gibi bir tıkanma varsa genişleyen hava akciğerleri şişirir ve hava keseciklerinde (alveollerde) yırtılmalara sebep olur, sonuçta buradan kaçan havanın gittiği yere göre üç türlü rahatsızlık olur;

a Air Embolizm
Yırtılan alveolden hava damarlara kaçarsa, hava kabarcıkları damar tıkanıklıklaraına sebep olur.
Tıkadığı damara göre tehlikelerde büyük olur. Tedavi de % 100 oksijen gerekir. Yerde de devam ederse kompresyon çemberine tabi tutulur.

b Pnömotoraks
Alveol yırtığı, plevra boşluğuna (akciğer zarına) açılırsa göğüste şiddetli ağrı, kesik kesik nefes ve
pnömotoraks şoku olabilir. Tedavi: Yer seviyesine alçalmak Aspirasyon iğnesi ile havayı almak veya göğüs tüpü takılmaktır.

c Pnömomediastinum
Yırtılan alveolden havanın mediastinum boşluğuna girmesi sonucu buradaki organlara basınç
yaparak göğüste ağrı ve kesik kesik solunum olayı meydana gelir.

8-DEKOMPRESYON HASTALIKLARI
Deniz seviyesinde iken dokularda ve vücut sıvılarında eriyik halinde olan gazların, süratli yükselişte hava kabarcığı haline geçerek bulundukları bölgeye yaptıkları basıncın etkisiyle oluşan hastalıklardır.
1-BEND HASTALIĞI
Yüksek irtifada omuz, diz, ayak bileği gibi büyük eklemlerde şiddetli ağrılar olur ve eklem hareketi azalır. Ağrının meydana geldiği yüksekliğin altına inilmesi genelde ağrının azalmasını veya tamamen geçmesini sağlar. Gereklirse %100 oksijen verilir ve hatta hiperbarik tedavi yapılır.
2-CHOKE
Ender oluşur fakat çok tehlikelidir. Yüksek irtifada gelişir ve akciğer kılcal damarlarında hava
kabarcığı olduğunu gösterir.

Belirtileri;
a-Göğüs kemiği altında derin ve şiddetli ağrı
b-Kuru öksürük
c- Solunum bozukluğu
d-Endişe ve boğulma hissi
e-Terleme, solgunluk, bitkinlik ve şok
Şiddetli olaylarda morarma görülebilir. Derhal alçalmak gerekir belirtiler alçalmakla azalır.
Gerekirse kompresyon tedavisi yapılır.


3-NÖROLOJİK BELİRTİLER
Kabarcıklar beyinde lokalize olduğu bölgeye göre görme, konuşma, işitme bozuklukları, baş ağrısı, kol ve bacakta hissizlik ve tek taraflı felç olabilir. Kompresyon tedavisi gerekebilir.
4-VAZOMOTOR BELİRTİLER (DOLAŞIM SOKU)
Damarlarada lokalize olduğu bölgeye göre tıkanıklık ve dolaşım şokuna sebep olabilir.
5-DERİ BELİRTİLERİ
Ciltte lokalize olduğu zaman kaşıntı, sıcaklık, soğukluk, kızarıklık ve benekler olur. Alçak irtifalarda rahatlama sağlanır.

http://www.almanhastanesi.com.tr/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...